Stirner’ın Hayaletleri ve Lacan’ın Büyük Ötekisinin İlişkisi
Stirner felsefe tarihinde aykırı bir yeri olan filozoftur. Ona göre en yüce gerçeklik ego ve onun üzerinde tahakküm kurmaya çalışan her şey hayalettir. Stirner özgürlüğü de aldatıcı bulur, o kendilik kavramını kullanır. Tahakküm özgürlüğü sana verebilir ama kendiliği vermez. Kendiliğini ortaya koyan bir varlık üzerinde tahakküm bulunamaz. Ego üzerindeki bütün tahakkümlere “hayalet” der Stirner.
Lacan psikolojide aşırı soyut düşünceleri sebebiyle pek ciddiye alınmamakla beraber benim kanaatimce önemlidir. Lacan’a göre çocuğun en baştaki amacı anneni arzularını tatmin etmektir. 5-6 yaşlarına kadar böyle gider ama sonra araya baba girer. Baba annenin davranışlarını düzenler. Anneyi biçimlendirir. Çocuk eğer babanın(bu bir temsildir, toplumu temsil eder) talepleriyle biçimlendirilmezse annenin arzularını tatmin edemeyecektir. Çocuk anneyi tatmin etmek için kendini toplumsallaştırır. İşte bireyler böyle toplumsallaşır.
Çocuk aslında burada büyük ötekiyi kurar. Artık toplumsallaşmıştır ve toplumsallaşması bir zorunluluktur. Büyük öteki toplumsallaşması hakkında bir yargıçtır. Çocuk ondan çekinir sürekli. Ya büyük öteki bir şey derse diye düşünür.
Bu ikisini kıyas edince görüyoruz ki büyük öteki ego üzerinde bir tahakkümdür. Ama daha da ötesi “baba” çocuğu toplumsallaştıran, çocuğun kısıtlanmasını sağlayan temel şeydir. Aynı hayaletler gibi. Bu açıdan ikisi birbirine eştir demek yanlış değildir.
Etiketler: büyük öteki, egoizm, hayalet, lacan, stirner