Benimle Yakınlaşmayı Düşünenler İçin Hayati Önem Taşıyan Kurallar Manifestosu

Günün belirli ve belirsiz saatlerinde, özellikle de hiç beklemediğin anlarda, ne kadar eşsiz ve ilgi çekici olduğuma dair iltifatlarda bulunacaksın. ÇÜNKÜ benim özgüvenim nadide bir çiçektir ve düzenli olarak övgü suyuyla sulanmazsa solar giderim, sorumlusu sen olursun. Ben aniden ve genellikle sebepsiz yere somurtkan bir moda girdiğimde, nedenini sorgulamak yerine doğrudan dikkatimi dağıtacak veya beni güldürecek bir şeyler bulmakla yükümlüsün. ÇÜNKÜ benim ruh halim hassas bir ekosistem gibidir ve senin görevin bu ekosistemi dış tehditlere karşı korumaktır, yani kendi can sıkıntıma karşı bile. Benim o an takıntılı olduğum dizi, müzik grubu veya herhangi bir akım hakkında (ne kadar saçma veya geçici olursa olsun) asla olumsuz yorum yapmayacaksın, hatta mümkünse ilgi duyuyormuş gibi yapacaksın. ÇÜNKÜ benim zevklerim benim kişiliğimin kutsal bir parçasıdır ve onlara yönelik her eleştiri, doğrudan bana yapılmış sayılır, ki bu da affedilemez. Canım tatlı, tuzlu, ekşi veya o an aklıma ne eserse onu çektiğinde, mantıklı açıklamalar veya bahaneler üretmeden bunu temin etme yoluna gideceksin. ÇÜNKÜ benim anlık isteklerim evrene gönderilmiş önemli mesajlardır ve bu mesajların yerine getirilmesi kozmik denge için gereklidir, ayrıca ben mutlu olurum. Bana ait olduğunu düşündüğüm (veya sadece göz koyduğum) eşyaları, özellikle de sana bol gelen ve içinde kaybolabileceğim kıyafetleri, sorgusuz sualsiz benim kullanımım için hazır tutacaksın. ÇÜNKÜ senin olan aslında potansiyel olarak benimdir ve bu evrensel bir gerçektir, tartışmaya kapalıdır. Benim saatlerce sürebilecek, konudan konuya atlayan ve çoğu zaman bir sonuca bağlanmayan monologlarımı, sanki hayati sırlar açıklanıyormuşçasına pür dikkat dinleyeceksin. ÇÜNKÜ benim düşünce akışım modern sanat gibidir, anlaşılması zor olabilir ama takdir edilmesi esastır.Bu maddeler sana ağır geldiyse, henüz benimle aynı frekansta titreşmiyorsun demektir. Belki başka sefere. Ya da asla.