Kategori: Hikaye Floodu
Günümüzü anlamak ve geleceği planlamak için..!!!
Davranışsal Çöküş Deneyi ....
Her şey 1947'de, hayvan davranışları üzerine çalışan John Calhoun'un bir deney fikriyle başlıyor..
Calhoun bu tarihte, sıçanlar ve fareler üzerine bir çalışma yürüterek İkinci Dünya Savaşı sonrasında hızla artmaya başlayan nüfusun dünya için ne sonuçlar doğurabileceğini görmek istiyor.
Hayvanlara sınırsız yiyecek ve içecek sağlayarak, dış tehlikelerden tamamen arındırılmış bir ortam hazırlıyor.
İlk deneylerinde bir Norveç sıçanı kolonisine 28 ay boyunca sınırsız yiyecek sağlıyor ve avcı teh...Devamını Oku
Etiketler:
Çanakkale’de Siyon Katır Birliğİ
Bölüklerin kuruculuğunu Joseph Trumpeldor ve Ze’ev Jabotinsky adında iki Rus Yahudisi yaptı.
Filistin’e gitmiş, Cemal Paşa tarafından kovulunca Mısır’a geçmişler ve hızlı birer Siyonist olmuşlardı...
Birinci Dünya Savaşı’nın çıkması üzerine İngilizler’e bir Yahudi askerî birliği teşkil edip birliğin Türkler’e karşı savaşmasını teklif ettiler. Teklifleri önce geri çevrildi, sonra kabul edildi ve 1915 Mart’ında kurulan ve İngiliz Yarbay John Patterson’un kumandasına verilen birlik, 17 Nisan’da gemilerle Çanakkale’ye gönderildi.
...Devamını Oku
Etiketler:
TRAJİKOMİK BİR VAKA
300 Kişilik Köyün Aynı Anda Delirdiği ve 7 Kişinin Ölümüyle Sonuçlanan 'Lanetli Ekmek' Olayı
Tarih: 15 Ağustos 1951
Olay Yeri: Pont-Saint Esprit köyü, Fransa
Olay: Köyde yaşayan 300 kişinin bir anda delirip, halüsinasyonlar görmeye başlaması.
Suç Aracı: Ekmek
Fransa'da küçük bir köy olan Pont-Saint Esprit, 15 Ağustos 1951 günü tarihi bir olaya uyandı. O gün sanki herkes aklını yitirmiş gibiydi.
Bazıları halüsinasyonlar görüp akıl almaz hareketler yaparken bazıları sadece mide bulantısından, baş ağrısından ve günlerce süren...Devamını Oku
Etiketler:
SİZ HAYATINIZA NASIL BAKIYORSUNUZ?
Yılbaşı gecesi bir adam çalışma odasına defterine notlar almak için girdi. Kalemini aldı ve geçirilen yılın olaylarını yazmaya başladı;
- Geçtiğimiz yıl içerisinde zor ve tehlikeli bir ameliyat oldum.
- Geçen yılın sonunda işyerinden emekli olmak zorunda kaldım ve 40 yıl emek verdiğim işimi bıraktım. Artık ne yapacağımı bilmiyorum.
- Oğlum benim arabamla trafik kazası geçirdi ve bacağını kırdı. Maalesef bu yüzden tıp fakültesindeki sınavlarına katılamadı.
- Arabam da kazada mahvoldu, çok severek almıştım.
- Düzenim değişti, yeni bir ...Devamını Oku
Etiketler:
Üsküdar’da sabah oldu
Üsküdar'da yakın planda iki Selâtin Camii bulunur.
İlki Üsküdar iskele meydanındaki Yeni Valide Camii , diğeri ise Mihrimah Sultan Camisidir.
Bu camilerin güzel, gür ve yanık sesli müezzinleri, sabah ezanlarını karşı sahildeki müezzinler den daha önce okurlarmış.
Gayeleri Yıldız Sarayı'ndaki padişaha, sabahın sakin vaktinde seslerini duyurup padişahın dikkatini çekmek, ihsan koparmak , sonundada saray müezzinliğine tayinlerini sağlamakmış.
Üsküdar'da sabah ezanları okunurken Beşiktaş'taki halk ve esnaf uyanır diğerlerinide uyandırırlarmı...Devamını Oku
Etiketler:
Sadece 100 yıldan kısa bir zaman önce Paris’te “İnsan Hayvanat Bahçeleri” “Human Zoo” kurulmuştu.
https://external-preview.redd.it/fE_kvpkqCtyTFDdChqpIBIKh6PkcGJYNDqxSCDEh8tQ.jpg?auto=webp&s=af389b736cb6c7e8e3e0145e241ecbe8708ed285
Sadece 100 yıldan kısa bir zaman önce Paris'te "İnsan Hayvanat Bahçeleri" "Human Zoo" kurulmuştu.
Fransa Sömürge Ülkelerden getirdiği halkı para karşılığı sergiledi.
Tabelalarda "Lütfen yiyecek vermeyin, daha önce beslendiler." yazardı.
Fransız çocuklar yine de fıstık ve muz atardı.
Human Zoo'larda sağlık sorunlarıyla baytarlar ilgilenirdi.
Bu bahçelerde dalgalanan Fransa bayrağıydı.
Paris Fuarındaki...Devamını Oku
Etiketler:
FARKLI GÖRÜŞLERE OLUMLU YAKLAŞIM
İş, aile ve sosyal yaşamda sıklıkla farklı görüşlerle, farklı beklenti ve farklı anlayışlarla karşılaşılıyor.
Nasreddin Hocanın bir fıkrası farklılıklara hoşgörüyle bakma konusunda ilham verebilir.
Bir gün Hocanın yaşadığı kente alim bir insan gelmiş. Ahali ile sohbet ederken “sizin buraların en bilgin kişisi kimdir ?” diye sormuş bu alim insan. Ahali demiş ki “Nasreddin Hocadır”.
Alim kişi “Bir tanışalım o vakit Hocayla, minik bir imtihan ile anlarım bilgili olup olmadığını” demiş. Varmışlar Hocanın yanına ve Hocayla Ali...Devamını Oku
Etiketler:
Hindinin “Hindistan’dan, Hindistan’a ait” anlamına geldiğini öğrenince şaşırır
Giancarlo Casale adlı bir gazeteci konuyu araştırmaya başlar.
Karısı Brezilyalı olan bir arkadaşından hindinin Portekizce karşılığının "Peru" olduğunu öğrenir.
Konunun kökenine inmek isteyen Casale bir Türk bulur ve hindinin Türkçe'sini ve hangi anlama geldiğini sorar.
Hindinin "Hindistan'dan, Hindistan'a ait" anlamına geldiğini öğrenince şaşırır. Konuyu derinleştirmeye karar veren İtalyan kökenli yazar, "mısır"ın İtalyanca karşılığı "grano Turco" yani "Türk tahılı" iken, Türkçe'...Devamını Oku
Etiketler:
Asadur Sarafyan
Sarafyan ailesi, 19. yüzyılın ikinci yarısında Anadolu topraklarında, Kayseri'nin Muncusun köyünde mazbut bir yaşam sürmektedir ailenin bir kızı ve oğlu bu köyde doğmuştur..
Zaman akıp gider, Asadur okul çağına gelir. Talastaki Ermeni okuluna yazılır. Asadur her seferinde annesine buralardan uzaklaşmak istediğini söyler. Annesi ise eğitimini tamamlamadan gitmesinin doğru olmayacağına ikna eder Asaduru. Aslında genç Asadur, İzmirde öğretmenlik yapan ablası Marinin yanına yerleşmek istemektedir. Ailesinin ısrarla karşı çıkmasına rağmen, 1913 yıl...Devamını Oku
Etiketler:
Hatı Çırpan
Adı Hatı Çırpan, 1890 yılında kazan köyünde doğdu. Balkan harbinde eşi yaraladığında 5 çocuk annesiydi. 1919 – 1923 yılları arasında kacasıyla birlikte istiklal savaşına katılmış, mermi taşımış, askerlere yemek yapmıştır.
Kocası çarpışmada ağır yaralanan onunla birlikte beş çocuğunun karnını doyurmuş, erkeklere taş çıkartırcasına en ağır işlerde çalışmıştır. 26 Ekim 1933 tarihinde kadınlara da muhtarlık yapma hakkı tanındı. Babası ölünce, Cumhuriyetin verdiği haktan faydalandi onun yerine geçti ve muhtarlık yapmaya başladı...Devamını Oku
Etiketler:
Paniğin bağışıklık sistemini % 50 zayıflatan bir etkisi vardır
1950’li yıllarda bir İngiliz şilebi Portekiz’den aldığı Madura şaraplarını İskoçya’ya götürür. Demir attığı limanda yükünü boşalttıktan sonra, şilepte çalışan denizcilerden biri unutulan şarap kolisi kaldı mı diye denetlemek üzere soğuk hava deposuna girer.
Onun içerde olduğunu fark etmeyen başka bir denizci ise, kapıyı dışardan kapatır. Soğuk hava deposunda mahsur kalan denizci, var gücüyle bağırır, çelik duvarları yumruklar, ama kimseye duyuramaz sesini. Çakısıyla içerden açmaya çalışır kapıyı, mümkün değildir. Boş şilep, ...Devamını Oku
Etiketler:
Atatürk’ün yakın arkadaşı Kılıç Ali ve Futbol Hikayesi
Atatürk bir gün, ani bir kararla kalkıp yakın arkadaşlarından Kılıç Ali'yi evinde ziyarete gitti. Kapıyı Kılıç Ali'nin oğlu Gündüz Kılıç açtı. Sonraki yıllarda Türk futbolunun efsanevi isimlerinden biri olan, herkes tarafından çok sevilen Gündüz Kılıç, o yıllarda, henüz çok gençti. Galatasaray Lisesi'nde okuyordu ve Galatasaray takımında yeni oynamaya başlamıştı. Hemen parladığı için Milli Takıma çağrılmıştı. Genç Gündüz, kapıyı açıp da karşısında Atatürk'ü görünce çok şaşırdı, heyecandan ne yapacağını bi...Devamını Oku
Etiketler:
Sűmerli bir kadın heykeli, Metropolitan Műzesi New York , M.Ő 2500-2600
Tek eşlilik var
Ticaret yapabiliyor
Doktor olabiliyor
Ebeler sadece kadın
Kadın katipler var
Kadın tek başına tanıklık yapabiliyor
Kadın műfettişler var
Yarı omuzu açık pilili elbiseler veya şeffaf elbiseler giyiyorlar
Kadınlar makyaj yapabiliyor
Kadınların her tűrlű sűs eşyaları, parfűm ve cilt yağları var,
Kadınlar műzik aleti çalıp, şarkı sőyleyip, dans edebiliyorlar
Kadınlar cinsellikle ilgili şarkılar sőyleyebiliyor, şiirler yazabiliyorlar
Sűmerler yazıyı icat eder etmez okullar açıp yazıyı őğretiyorlar,hukuki antlaşmaları őğr...Devamını Oku
Etiketler:
Muhakemetü’l Lügateyn’den
Muhakemetü’l Lügateyn’den
Ana dilim üzerinde düşünmeye koyuldum: Türkçenin derinliklerine dalınca gözlerime on sekiz bin âlemden daha yüksek bir âlem göründü.
Bu âlemin süsler, bezekler içinde enginleşen göğü, dokuz gökten daha üstündü. Bu erdemler, yücelikler hazinesinin incileri, yıldızlardan daha parlaktı.
Bu âlemin bahçesine daldım, gülleri güneşler gibiydi. Her yanında göz görmedik, el ayak değmedik neler neler vardı! Ama bu tılsımın yılanları pek korkunç, bu güllerin dikenleri pek yamandı. Bunları görünce düşündüm ve d...Devamını Oku
Etiketler:
NANGELİ…
NANGELİ...
‘Güçlü bir kadın kendini savunur. Daha güçlü bir kadın herkesin hakkını SAVUNUR”
1800’lü yılların başında,İngiliz sömürgesi Hindistan’da yalnızca alt sınıftaki kadınlar Mulakaram ismi verilen ‘Meme Vergisi’ ödemeye mecbur tutuldu.
Travancore Eyaleti’nin kralı kadınlar üzerinde kendi vücutlarında söz hakkı olmada hiç bir sakınca görmedi.
Eğer alt sınıftan bir kadın iseniz vücudunuzu kapatmak için,kapı kapı gezen memurların sizi elleyerek kontrol etmesine izin vermeniz ve size uygun düşen vergiyi ödemeniz gerekmek...Devamını Oku
Etiketler:
Anlamlı gündemi anlatan sözler
Goebbels'e sormuşlar: “İktidar nedir?” “Düşman yaratmaktır!” demiş.
II. Ramses'e gitmişler: “En büyük piramit hangisi?” demişler. “Kibrimizdir!” demiş.
Bilge Platon'a sormuşlar: “Devlet nasıl yönetilir?” diye… “Ya ilimle ya zulümle” demiş…
Orhan Gazi'ye sormuşlar; - "En büyük zulüm nedir?" - "Geciken adalettir.." demiş.
Çiçero'ya sormuşlar; - “Roma İmparatorluğu nasıl yıkıldı?” - “İşi ehline vermedik.."diye yanıt vermiş.
Kârun'un yanına varıp; - "Zenginliğin sırr...Devamını Oku
Etiketler:
TRİPOLİÇE KATLİAMI – 23 Eylül 1821
Tripoliçe Katliamı, Yunan Bağımsızlık Savaşı'ndaki Tripoliçe kuşatması esnasında 23 Eylül 1821 günü şehrin düşmesi ile Müslümanların (Türk) ve Yahudilerin katledilme olaylarıdır.
İngiliz asker ve tarihçi Thomas Gordon, katledilen sivillerin sayısını 8.000 olarak tahmin ederken, 8.000 de Osmanlı askerinin öldürüldüğünü belirtmektedir.
J. M. Wagstaff ise 10.000 - 15.000 sivilin katledildiğini yazmıştır. Yunan tarihi üzerinde uzman olan tarihçi ve yazar William St. Clair öldürülen sivillerin sayısının 10.000 üzerinde olduğunu belirtmiştir....Devamını Oku
Etiketler:
Bankacılık Nasıl ve Ne Zaman Başladı
Antik dünyada çiftçiler başta buğday, arpa olmak üzere ürettikleri tarımsal ürünlerin eşkıyalar ya da hükümdarlar tarafından el konulmasından bıkmış usanmışlardı.
Bu ürünleri çuvallara koyup tapınaklara emanet etmeye başladılar. Mallarını, ihtiyaç oluncaya kadar tapınaklara emanet etmelerinin onlara iki önemli avantajı oluyordu:
- Tapınaklar tanrıların evi olarak kabul edilip kutsal sayıldığı için kimse içeri zorla girip bu mallara el koyamıyordu.
- Tapınaklarda görevli rahipler dönemin en iyi yetişmiş, okuma yazma ve ölçü, hesap bilen...Devamını Oku
Etiketler:
Yazan: Stepne ( Hababam Sınıfı )
Hazin bir hikaye ...
Adını kullanamadığı için, 1956’dan itibaren haftalık hikayelerini “Dolmuş” dergisinde sakıncalı olduğu için “Stepne” imzasıyla yayımlayacaktır.
Adı ancak 1959’da yapıtının kapağını süsleyecektir.
O günlerden kalan bir anı, “Hababam Sınıfı” öyküleri kadar anlamlıdır.
Hababam Sınıfı yazılarının bir bölümü daha sonra İlhan Selçuk’un önerisi ile kitap olarak 1959’da çıkacak, kapağını da Turhan Selçuk çizecektir.
Fakat Rıfat Ilgaz şair olarak anılmak istendiğinden kitabın yazarı kapakta ...Devamını Oku
Etiketler:
Dünyanın ilk kadın Yargıtay üyesinin bir Türk kadını olduğunu biliyor muydunuz?
Dünyanın ilk kadın Yargıtay üyesinin bir Türk kadını olduğunu biliyor muydunuz?
Yüksek mahkeme hakimi olan Melahat Senger Ruacan (1906-1974) Türkiye'nin ve dünyanın Yargıtay'a seçilen ilk kadın üyesidir.
Yargıtay'ın ilk kadın üyesi: Melahat Ruacan
Nuri ve Güzide’nin ilk çocuğu olarak dünyaya gelmiş, İstanbul’un saygın okullarından kabul edilen Erenköy Kız Lisesi’nde okumuştur.
Liseden sonra öğrenim hayatına İstanbul Üniversitesi’nde felsefe öğrencisi olarak devam etmiştir.
Cumhuriyet kurulduktan sonra başkentte yeni açılan hukuk...Devamını Oku
Etiketler: