Türk (Altay) Mitolojisinde Yıldız (Meteor) Kayması Ve Dileklerin Kabulü
Bazı Altay halkları gökyüzünü, insanların yaşadığı yeryüzünün üstünü örten ve onu koruyan bir çadır tavanı olarak hayâl etmişlerdir.
Yakutlar, gökyüzünün üst üste yığılmış ve iyice gerilmiş postlardan meydana geldiğini anlatmaktadır. Bazı Vogul efsanelerinde de gökyüzü, çadır tavanı olarak tasavvur edilmektedir.
Türk kökenli halklarda, Tanrıların arada bir gökyüzü örtüsünü biraz aralayıp yeryüzünde neler olup bittiğine göz attıklarına inanılır ki, Çuvaşlar, dünyaya düşen meteorların yarattığı ışıltıyı bu şekilde izah ederler.
Gökyüzü örtüsünün aralanışına denk gelmenin şans işareti olduğu ve tam da o anda Tanrı’dan dilenen veya gönülden geçirilen bir dileğin kabûl edileceğine inanılır. Çuvaşlar gibi,
Yakutlar da, “Gök Kapısı” açıldığında, Tanrıların insanlara bütün dilediklerini kabûl edeceklerine inanırlar.
Aslında atmosfere düşen bir meteorun sebep olduğu ışıltıdan kaynaklanan bu inanç, sadece Asya’da değil, Batı Avrupa’da da oldukça yaygın olup, aynı şekilde bu esnada tutulan bir dileğin gerçekleşeceğine inanılmaktadır.
Gökyüzünün bir çadır tavanı olarak tasavvur edilmesinin kökleri hiç şüphesiz ki tarih öncesi dönemlere uzanmakta, muhtemelen insanlığın en eski dönemlerinden kalma bu ilkel barınma şekli, insanların hayâl gücünü bu yönde etkilemiş olmakla beraber, sadece Sibirya halklarına has bir durum değildir.
Babil efsanelerinde bile yeryüzünden, “çoban çadırı” olarak söz edilmekte ve Eski Ahit’in bazı bölümlerinde de (meselâ, Yeşaya, 40/22) “Gökleri perde gibi geren, oturmak için çadır gibi kuran O’dur” diye geçmektedir.
İnsanlar gök kubbedeki cisimlerin, bir “göbeğin” etrafında döndüklerini keşfetmiş, bu “göbeği”, gök kubbenin sabitlenmiş olduğu bir cisim olarak kabûl etmişlerdir.
Bir çok Kuzey halkı, Kutup yıldızını “çivi” (Türklerdeki demir kazık) olarak isimlendirmişlerdir.
Gök kubbede gerçekleşen bu esrarlı dönüş hareketi, bir çividen çok daha güçlü ve güvenilir bir dayanak fikrine de ilham kaynağı teşkil eder ki, bu dayanak; ucunda gök kubbenin döndüğü devasa bir sütun veya eksen olarak tasavvur edilmektedir.
Bu sebeple Altay halkları Kutup yıldızına başka isimler vermişlerdir. Moğollar, Buryatlar ve Kalmuklar, Kutup yıldızına “altın sütun”, Kırgızlar, Başkırlar ve Batı Sibirya Tatar kabileleri “demir direk yada kazık”, Teleütler “yalnız direk / kazık” ve Tunguz – Oroçonlar da “altın sütun” adını vermişlerdir.
Bu sütunu dikme sebeplerini de “Tanrı’nın gökleri üstlerine yıkmaması için” veya “dünyaya destek olmak ve mevcut hâlini değiştirmemesi için onu düzen içinde ve iyi durumda tutma” olarak açıklıyorlardı.
(Redaktör: Dünyanın çivisinin çıkması tabiri de bu inançtan kaynaklanmaktadır.)
KAYNAK KİTAP: Prof. Dr. Uno Harva – Altay Panteonu; Sayfa: 26-30
Etiketler: