SAKIN DÖKME (BANA AİT OLAN KURGUSAL KORKU HİKAYESİ)
YouTube : "iPasha" kanalım üzerinden sesli ve kurgusal atmosfer sesleriyle oluşturduğum hali için link : https://www.youtube.com/watch?v=nOk_9j_LuSE
(BANA AİT OLAN KURGUSAL KORKU HİKAYESİ)
25 yaşıma kadar ailemle yaşadım. Oldukça inançlı bir ailem vardı. Bu yüzden dinimizin barındırdığı varlıklar doğrultusunda anlatılan korkunç bir hikaye beni oldukça ürkütürdü. Anneannem ve babaannem küçükken bu tür hikayeler anlatırdı. Koskoca kadınlar yalan söyleyecek değil ya… Anlattıkları şeyler yüzünden, kuzenlerimle sabah olana kadar uyuyamadığımızı dahil hatırlıyorum. Neyse konumuz bu değil. Size kendi başımdan geçen, anlamlandıramadığım ve gerçekten aklıma geldikçe iliklerime kadar korkudan titrediğim olayı anlatıcam. O zamanlar ben 19, kız kardeşim 16 yaşındaydı. Annem ve babam o akşam şehir dışına çıkmışlardı ve ertesi sabah erken saatlerde gelmiş olacaklardı. Onlar yola çıktıkları sırada henüz evde değildim. Onlar çıktıktan yaklaşık 1 saat sonra eve gelmiştim. Saat 20:00 gibi. Gözünüzde canlanması için; Evimiz 2 katlıydı. Üst kata çıktığınızda ilk kardeşimin odası, hemen karşı çaprazında benim odam, benim karşı çaprazımda yatak odası ve dar ama çok dar olmayan koridorumuzun sonunda bir banyo tuvalet vardı. Alt katta büyük bir oturma odası ve onun hemen yanında, yemek masası, mutfak, mutfağın içinden arka bahçeyi görebildiğiniz bir cam ve bahçeye çıkış için kapı vardı. Saat 23 sularında iyice mayışmış televizyon izliyodum. Hava dünden beri çok kapalıydı ve yağmur nihayet ufak ufak yağmaya başlamıştı. Dışarıdan gelen çiseleme sesleri beni dahada mayıştırıyodu. İyice ortama kendimi kaptırmış televizyon izlerken birden üst kattan kardeşimin sesi yükseldi.
“ABİİİİİ!!!” diye bağırarak bana seslendi.
“EFENDİİM!… EFENDİM DİYORUM CEREN!… ALLAH ALLAH!”
Cevap vermediği için dalga geçiyor diye düşünüp sinir oldum ve yerimden kıpırdamadan televizyon izlemeye devam edecektim ki tekrardan ve daha acı bir sesle;
“ABİİİİİ!”
“NOLUYO CEREN!” diyerek yerimden kalktım ve hızlıca üst kata odasına yürüdüm. Fakat yürüdüğüm sırada Cerenden hiç ses yok. Odasının kapısını sürekli bana seslendiği için tıklatmadan pat diye açtım ve girdim.
“Ne var Ceren aklımı aldın!”
“Noldu abi niye öyle geldin.” Dedi.
“Dalga mı geçiyosun! İki seferdir bana sesleniyosun. Sana bir şey oluyor diye korkup hızlıca bakmaya geldim.”
Ceren gerçekten şaşırmış ve biraz ürkmüş görünüyordu.
“Abi yemin ederim sana seslenmedim. Beni mi korkutmaya çalışıyosun! Lütfen yapma.” Dedi.
“Napmaya çalışıyosun bilmiyorum ama beni korkutamazsın. Eğer biraz daha devam edecek olursan seni sabaha kadar korkudan uyutmam.” Dedim ve odasından kapıyı çarparak çıktım.
Fakat kardeşimin bakışları gerçekten korkmuşa benziyordu. Yani daha önce böyle bir şey yapmamıştı ve sürekli inkarları beni biraz ürkütmüştü ama takılmadım. Yukarı gelmişken tuvalete gireyim dedim. Tuvalette işim bitti, kapıyı açtım tam çıkacaktım.
“Neyse dişlerimide fırçalayayım belki uyuya kalırım.” Diye düşündüm. Kapının tam karşısında ayna vardı. Ağzımdaki macunu tükürdüm kafamı kaldırdım ve kardeşimin merdivenlerden aşağıya indiğini gördüm. Ağzımı durlayıp tuvaletten çıktım, aşağıya indim ama Ceren yok.
“Saklanma aptal! Seni aşağıya inerken gördüm.”
“…” ses yok.
“CEREN ÇIK NERDEYSEN!” diye bağırdım. Üst kattan kapı açılma sesi geldi irkilerek merdivenlerden yukarı baktım.
“Abi bana seslendiğini duydum. İyi misin?” diye sordu.
O dakikada kafayı üşüttüğümü düşünmeye başladım. Kardeşim bana oyun mu oynuyor acaba ama böyle bir şey yapsa onu rahat bırakmayacağımı bilir. Garip, gerçekten çok garip. Bu anda kardeşimi korkutmayı istemedim.
“Aşağıya indiğini sandım sıkıntı yok.” dedim.
Ceren of layarak odasının kapısını kapattı. Kendime bir kahve yapmak istedim çünkü ard arda yaşananlar doğrultusunda gerçekten kendime gelmem gerekiyordu. Kahve yaptığım sırada mutfak tezgahının önündeki arka bahçe camından birinin beni izlediği hissine kapıldım ve kafamı cama doğrulttum. Bahçede sanki bir karaltı görüyorum gibime geldi. Aramızda yaklaşık 6 metre kadar vardı. Ama kendime vesvese vermemek için onun aslında bahçedeki uzun bir süs çalı olduğunu düşünerek perdeyi kapattım. Arkamı döndüm ve televizyonun karşısına geçtim. Kahvemden yudum aldım ve tam o anda bahçe kapı kulbunun çok hafif olan ciyaklama sesini duydum. Evet buna eminim. O sesi tanıyorum. Kafamı hızlıca o yana çevirdim. Ama hiçbir şey yok. Tekrar televizyona döndüm ve öyle boş boş kanalları atlaya atlaya izlemeye devam ettim. Kahvemi bitirdim ve önümdeki sehpaya boş bardağı koydum. Az sonra ömrümde hiç korkmadığım kadar korktuğum kısımı anlatıcam size. Arkamdan merdiven dibindeki duvardan 3 defa PAT PAT PAT diye bir vurma sesi geldi. Yerimden sıçrayarak hızlıca arkama döndüm. Ceren merdivenin en alt basamağında bana çok rahatsız edici bir şekilde beyaz gecelik elbisesiyle bakıyordu.
“APTAL KIZ NAPIYOSUN SEN?!” dedim.
Ceren sadece gülümsemeye devam etti. Ve inkar edemem o kadar rahatsız ediciydi ki. Korkudan tüm vücudumdaki tüylerin dimdik olduğunu hissettim.
“Ceren? Abicim iyi misin? Bir şey mi oldu?” dedim korkmuş bir ses tonuyla.
“Benden mi korktun?” dedi ve bir anda tüm elektrikler oynamaya başkadı. Ampul daha fazla seyiremedi ve patladı. Sadece televizyonun fekansı bozulmuş titreyen ekranı içeriyi aydınlatıyordu.
“Annemi arıyorum bu kadar yeter. Çünkü bir şey oluyor ve ben korkmaya başladım.” Dedim.
Önüme döndüm ve telefonu elime aldığım gibi annemi aradım.
“ALO! ANNE EVDE ÇOK GARİP ŞEYLER OLUYOR. ÇOK KORKUNÇ ŞEYLER YAŞADIK VE DAHA FAZLA DAYANAMAYACAĞIZ. CEREN DE ÇOK GARİP DAVRANMAYA BAŞLADI, ONU DA ALIP AZ AŞAĞIDAKİ NERİMAN ABLAYA GİDİCEM.” Dedim.
O noktada annem 2 – 3 saniye ne diyeceğini bilememiş gibi durdu.
“Oğlum?” diye anlamamış gibi tepki verdi annem.
“EVET ANNE SENİ DİNLİYORUM LÜTFEN ÇABUK SÖYLE!” dedim ve ayağa kalktım.
“Oğlum Ceren bizimle geldi. Sen ne saçmalıyosun.” Dedi ve o anda kalbim yerinden çıkacak gibi hissettim.
Telefonum çekmemeye başladı ve annenim geri kalan sesi anlaşılmayacak şekilde gelmeye başladı. Büyük bir hışımla arkamı dönüp baktım. Ceren veya o her neyse duvara arkası dönmüş ve titriyordu. Kuvvetli bir şekilde bağırarak geriye doğru düştüm. 1 saniyelik göz açıp kapama anı yaşadım ve tam başımda dikiliyordu. Saçları çok pis ve dağınıktı, gözlerinin alı gitmiş tamamen kapkaraydı, ağzı dikilmiş gibiydi ve içine içine bağırır gibi gerçekten aşırı rahatsız edici bir sesle bana bakıyordu. Hemen ayağa kalktım kapıya koşmaya başladım. Panikten tekrar ayağım takıldı ve yere düşmüştüm. Bir anlık telaşla arkama baktım ve bana doğru normal adımla yürüyor ve hala o rahatsız edici sesi çıkarıyordu. Tekrar bir hışımla ayağa kalktım ve evden çıkmak için kapıya davrandım. Kapı kitliydi.
“HAYIR YA!” diye bağırarak üst kata koştum.
Merdivenlerde de ayağım sürekli takılıyor neredeyse emekleyerek çıkıyordum. O ise arkamdan adımlarını biraz daha hızlandırmış bir şekilde merdivenlerden çıkıyordu. Hemen odama girdim. Kapıyı kapattım ve evin ön cephesine bakan camıma yöneldim. Kiremit kısa bir çatı vardı önümde. Oraya çıktım ve cesaretimi toplayarak, yaklaşık 2.5 metre olan yerden kendimi aşağıya bıraktım. Aşağıya düştüğümde bileğimi burktum ve ayağım acayip sızladı. Topallayarak kaçmaya başladım. Arkamı dönüp eve baktığımda Ceren gibi görünen o varlık benim atladığım camın önünde durmuş bana bakıyordu. Hiç düşünmeden kaçmaya devam ettim. Neriman Abla’nın evine geldim ilk olarak ailemi arayıp onlara iyi ve güvende olduğumu söyledim. Neriman Abla’ya her şeyi anlattım. Bir hoca tanıdığını bize bunun için evin belli başlı yerlerine koyacağımız muskalar yapabileceğini söyledi. Ailem geldiğinde hiç eve gitmeden bahsedilen hocayla Neriman Abla sayesinde hızlı bir şekilde bire bir konuşma geçirdik. Muskalar hazırladı ve bizimle birlikte eve geldi. Siz girmeyin ben belli başlı yerlere koyucam bu 5 muskayı. Size işim bitince nerede olduklarını söylerim ama eve sakın girmeyin dedi. Hocanın bağırarak dua edişinin sesleri dışarıya kadar geliyordu. Yaklaşık 1 saat sonra geldi ve yerlerini tarif etti. Artık rahatça evde kalabileceğimizi söyledi. Fakat beni asıl ürküten şey hocanın annemi asıl uyardığı konuydu.
“Abla ne olursa olsun. Sakın bir daha bahçedeki çalının dibine kaynar suyu dökme. Bir defa daha olursa sizi kimse kurtaramaz.” Dedi, soğuk kanlı bir şekilde ve arabaya bindi.
O günden beri o evde bir daha hiçbir paranormal olaya yaşanmadı. Artık 25 yaşındayım ve ayrı evde yaşıyorum ama hala kaynattığım suyu soğutmadan hiçbir yere dökmüyorum.
Etiketler: