Ömer Seyfettin’in günlükleri Balkan Harbi Hatıraları …
5 Teşrinievvel (18 Ekim 1912)
Yemek, içmek meselesi güçleşti. Dün yemek ve çorba tuzsuzdu. Zabitler candan ve gönülden çalışmıyorlar. Yahut ben öyle görüyorum. Bunun en büyük sebebi amirlerin iktidarsızlıkları…
Amirler, hatta karargâh için verdikleri emri bile icra olunmadan değiştiriyorlar (….) Sabah, güneş daha doğmadı. “Çadır yık” borusu vuruldu.
İleriye gideceğiz. Galiba Bulgarlar taarruz ettiler (….) Askerin hepsi acemi. Hatta silah doldurmasını bilmiyorlar. İhtiyatların çoğu da Pomak. Bir kelime Türkçe bilmiyorlar. Onbaşıların, çavuşların içinde bir vücut, parlak ve açık bir göz göremiyorum.
10 Teşrinievvel (23 Ekim 1912)
Bugün muharebeye girdik. Daha düşmanı görmeden dört kişi yaralandı, üçü öldü. Topçu mevziinden düşmanın kaçtığını gördük. Ve dürbünle takım çavuşlarımıza gösterdik.
O kadar sevindiler ki… Sevinçlerinden avazları çıktığı kadar bağırdılar. (…) Hep kendimizi galip sanıyorduk. Meğer müthiş surette mağlup imişiz. Toplar filan hep kaçtı. En nihayet bizim tabur kalmıştı. Biz de çekildik.
14 Teşrinievvel (27 Ekim 1912) Köprülü
Kaç gündür, kaç gecedir burada çekmediğimiz sefalet kalmadı. Üzerimize yağmurlar yağdı.
Çamurlar içinde yuvarlandık. Askerin hepsi hasta. Kazanlar yolda bırakıldı. Hepimiz açız.
Rezalet, felaket son dereceyi buldu. Dağlara yavaş yavaş kar düşmeye başladı. Dayanılmaz derecede soğuk. Rüzgâr durmadan esiyor. İşte şimdi hareket emri verildi.
Nereye? Kimse bilmiyor. Niçin? Kimse bilmiyor. Gözlerini kaybetmiş bir kör sürü gibi bocalanıp gidiyoruz. Ortada ne kumandan var, ne kumanda. Hemen herkes intihar etmek istiyor. Yazık namusa bir kıymet ve ehemmiyet verenlere.
16 Teşrinievvel (29 Ekim 1912)
Pirlepe yolunda, İzidor’dayız. (….) Hepimiz aç ve hastayız. Hiçbir şey düşünmüyor, dilimdeki peksimet yaralarının sızılarını dinleyerek ilerliyorum. Demek ki Türklerin yaşama hakkı yokmuş.
17 Teşrinievvel (30 Ekim 1912)
Rumeli eski şeklini alamaz. Artık Rumeli bir daha yapışmamak üzere Türk ilinden kopmuştur. Avrupa’nın orduları gelip Sırp ve Bulgarları buralardan çıkaramaz ya!…
Sekiz sene evvel, mektepten yeni çıktığım vakit gezdiğim bu yerleri bir gün böyle kaçarak terk edeceğimizi hiç aklıma getirir miydim?
Ömer Seyfettin
Etiketler: