Kara Gece

Bölüm 1: Kara Gece

Mardin’in tarihi sokaklarında, asırlık taş evler arasında kaybolmuş bir han vardı. Bu han, yıllar boyunca yolculara, tüccarlara ve gezginlere hizmet etmişti. Ancak bir gece, hanın kaderi sonsuza dek değişti.

Bir sonbahar akşamı, gökyüzü kararmaya başlamışken hanın kapısından içeri bir yabancı girdi. Yabancı, uzun boylu, kara kaşlı ve ürkütücü bakışlara sahip bir adamdı. Üzerinde eski püskü bir palto vardı ve elindeki baston, taştan yapılmıştı. Hanın sahibi Hakkı Bey, bu yabancıyı görünce içinde tuhaf bir huzursuzluk hissetti, ama işine baktı.

Yabancı, sessizce hanın en üst katındaki odalardan birine yerleşti. Gece boyunca kimseden bir şey istemedi, kimseyle konuşmadı. Ancak gece yarısı hanın her köşesinden garip sesler gelmeye başladı. Rüzgarın uğultusu, hanın koridorlarında yankılanıyor, adeta bir fısıltıya dönüşüyordu. Hakkı Bey, bu sesleri duyunca uyuyamadı ve merdivenlerden yukarı çıktı. Yabancının odasının önünde durduğunda, içeriden mırıldanmalar duydu. Kapıyı hafifçe araladığında, yabancının bir çemberin ortasında oturduğunu, elinde taş bastonunu tutarken bir şeyler mırıldandığını gördü. Oda buz gibi soğuktu, nefesi buharlaşıyordu.

Ertesi sabah, yabancı hanı terk etti. Ama hanın içinde bir şeyler değişmişti. Hakkı Bey, odalardan birinin kapısını açmaya çalışırken, kapının kilitli olduğunu fark etti. Halbuki o oda her zaman açık olurdu. Kapıyı zorlayarak açtığında ise dehşete kapıldı; odanın her yerinde garip semboller kazınmıştı. Bu semboller daha önce hiç görmediği, ürkütücü şekillerdi. O an, Hakkı Bey odadan kaçtı ve kapıyı tekrar kilitledi. Bu olaydan sonra hanın içinde daha da garip olaylar olmaya başladı. Gece yarısı hanın koridorlarında yankılanan ayak sesleri, duvarlardan gelen inlemeler ve açıklanamayan soğuk hava dalgaları, hanın sakinlerini korkutmaya başladı.

Bölüm 2: Kanlı Gece

Aradan birkaç hafta geçti. Hakkı Bey, hanın içindeki tuhaf olaylar yüzünden büyük bir korku içindeydi. Hanın müşterileri azalmış, kimse uzun süre kalmak istemiyordu. Ancak bir gece, yabancı tekrar hana geri döndü. Bu sefer yanında genç bir kadın vardı. Kadının yüzü solgundu, gözleri sanki hayattan kopmuş gibiydi. Yabancı, kadını Hakkı Bey’e tanıtırken, “Bu benim eşim Leyla” dedi. Hakkı Bey, kadının yüzünde derin bir kederin izlerini gördü ama sesini çıkarmadı. Yabancı ve Leyla, yine en üst kattaki odaya yerleştiler.

Gece yarısı, hanın içinde daha önce hiç duyulmamış çığlıklar yankılandı. Hakkı Bey, dehşet içinde merdivenlerden yukarı koştu ve odaya vardığında kapının kilitli olduğunu gördü. İçeriden gelen sesler, adeta bir boğuşmanın izlerini taşıyordu. Hakkı Bey, kapıyı açmaya çalışırken birden bire kapı kendi kendine açıldı. İçeri girdiğinde gördüğü manzara, onu hayatı boyunca asla unutamayacağı bir kabusun içine sürükledi.

Odanın ortasında Leyla, yere düşmüş, gözleri kapalı halde yatıyordu. Üzerinde kan izleri vardı ve vücudu hareketsizdi. Yabancı ise odanın köşesinde duruyordu, elinde o taş bastonuyla. Gözleri karanlığa bakıyor, hiç tepki vermiyordu. Hakkı Bey, dehşet içinde geri çekildi. O an, yabancı gözlerini Hakkı Bey’e çevirdi ve soğuk bir sesle, “Bu, onun kaderiydi,” dedi.

Hakkı Bey, ne yapacağını bilemeden aşağıya doğru koştu ve bütün hanı terk etmeleri için bağırmaya başladı. Ama hanın kapısı kilitliydi ve hiçbir güç kapıyı açmaya yetmiyordu. Hanın içinde mahsur kalmışlardı, kocaman taş duvarların arasında.

O gece, hanın içinde ne yaşandığı tam olarak kimse tarafından bilinmiyor. Ancak sabah olduğunda, köylüler hanın kapısını kırarak içeri girdiklerinde Hakkı Bey’i ve diğer birkaç kişiyi odalarda hareketsiz yatarken buldular. Gözleri açık, dehşetle bakıyorlardı ama hiçbiri yaşamıyordu. Leyla ve yabancı ise ortadan kaybolmuştu, adeta buharlaşıp gitmiş gibiydiler. Odanın duvarlarındaki semboller ise daha da belirginleşmiş, kanla yazılmış gibi görünüyordu.

Bu olaydan sonra han, terk edildi ve lanetli bir yer olarak anılmaya başlandı. Kimse o hana adım atmaya cesaret edemedi, çünkü oraya giren bir daha geri dönmedi. Mardin’in taş duvarlarının arasında, bu korkunç hikaye fısıltılarla anlatılmaya devam ediyor. Hanın sırrı asla çözülemedi ve orada neyin gerçekleştiği, hala karanlıkta kalmaya devam ediyor.

Etiketler:

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3110 Toplam Flood
2661 Toplam Yorum
1516 Toplam Üye
12 Son 24 Saatte Flood

Kod e‑postana gönderildi. (24 saat geçerli)