Bir Yanardağ ve Kabile Efsanesi

Çok uzun bir zaman önce, eski zamanların birinde, Skimasko adında bir kabilede yaşardım.Kabilemin yerleşim yeri Batukum Yanardağı'nın yakınlarında bir yere kurulmuştu. Yanardağın patlayıp çevreye zarar vermemesi için kabile her yıl düzenli olarak birisini veya birilerini seçip yanardağın zirvesine gönderip ritüel yapardı. Fakat o yıl hem kıtlık hem de çevre kabilelerle yapılan savaşlar nedeniyle nüfus oldukça azaldı. Fakat ne pahasına olursa olsun bu ritüel yapılmak zorundaydı. Bu nedenle ritüeli yapabilecek belki de son kişilerden birisi olarak beni seçmek zorunda kaldılar. Gerekli olan malzemeleri yanıma aldım. Köy halkıyla belki de son kez vedalaştım ve güneş batmadan yola koyuldum. Saatler ilerliyor ve hava kararıyordu. Sığınacak bir yer bulmalıydım. Zor da olsa bir mağara buldum ve içine girdim. Geceyi burada geçirebilirdim. Erzaklarımın içinden birazcık su ve yiyecek çıkarıp karnımı doyurdum. Tehlike yok gibi gözüküyordu. Meşalemi söndürüp uykuya daldım. Sabah olmuştu. Sığındığım mağaradan çıkıp tırmanmaya devam ettim. Bir süre sonra, karşıma bir ova ve geniş bir nehir çıktı. Karşıya geçmenin bir yolunu bulma umuduyla nehrin etrafında dolanmaya başladım. Bir süre dolaştıktan sonra, bir kütük gördüm. Bu bana yardımcı olabilirdi. Uzun bir sopa bulup kütüğü nehre atıp karşıya geçmeyi başardım. Tırmanmaya devam ediyordum. Hava gittikçe kararıyor ve soğuyordu. Yırtıcı hayvanlar da ortaya çıkmaya başlamıştı. Yükseklere çıktıkça bitki örtüsü değişiyordu. Bulunduğum yükseklikte bitki örtüsü üstü tamamen düz ağaçlardan oluşuyordu. Ağaçlardan birinin tepesine çıktım ve sabah olmasını bekledim. Sabah oldu, ağaçtan indim ve yolculuğuma kaldığım yerden devam ettim. Hedefime yaklaştığımı hissedebiliyordum. Taşlar sertleşmeye ve rengi değişmeye başlıyordu. Etrafımda kemik kalıntıları da görüyordum. Bunlar bizim kabiledekiler olmalılardı. Sanırım başaramamışlardı. Tüyler ürperten bu manzaraya rağmen yoluma devam ettim. Hedefime çok yakındım. Birkaç saat daha tırmandıktan sonra sonunda zirveye ulaşmayı başarmıştım. Sevinç çığlıkları atıyordum. Ama aklıma neden burada olduğum geldi. Kabilem için bu ritüeli gerçekleştirmeliydim. Çantamın en diplerinden hoparlörümü çıkardım ve olabildiğince yüksek sesle Coldplay – Hymn For The Weekend eşliğinde hüngür hüngür ağlarken hunharca 31 çekmeye başladım. Bir yandan bangır bangır çalan şarkının sesi, bir yandan yanardağda fokur fokur kaynayan lavlardan gelen sıcaklık, bir yandan hüngür hüngür ağlamanın sesi, bir yandan 31'in verdiği zevk… Bütün bunların eşsiz uyumu eşliğinde yanardağın içine boşalmıştım. Evet, ritüeli başarmıştım. Kendimle gurur duyuyordum. Ama bir yandan da nasıl geri döneceğimi düşünüyordum.

Etiketler:

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

4368 Toplam Flood
4995 Toplam Yorum
3010 Toplam Üye
52 Son 24 Saatte Flood

Kod e‑postana gönderildi. (24 saat geçerli)