30 Mart 1921

Teğmen Ömer Lütfi, Kavalca Köyü ile Çamlıtepe’yi ele geçirmesi için emir almıştı. Ömer Lütfi, düşman topçu ateşi altında avcı hattı ile ilerledi, düşmanı bozguna uğratıp onları Karaağaç Köyü’ne kadar sürdü. Köyde düşmanla boğaz boğaza gelen genç subay yaralanarak düşmanın eline geçti.

Aynı gün Karaağaç Köyü’ne giren ve düşmanı buradan sürüp atan bir bölüğümüz, Teğmen Ömer Lütfi’yi bir çam ağacında çarmıha gerilmiş ve üzerine gaz dökülmüş olarak buldu.

Yunanlar onu konuşturmak için işkence yapmışlar ve yakarak öldürmek istemişlerdi.

Bölük, o tek kelime konuşmadığı için köye girebilmişti.

Ömer Lütfi yaralarını sardırıp savaşa devam etti. Ta ki düşman denize dökülene kadar.

Tarihi ne zaman açıp okusam

Günlerce bir ateş şakaklarımda

Günlerce içim yanar kor olur

Bir istek tutuşur dudaklarımda

Sonra parça parça dağılır tasam

İçim Sakarya’dan teselli bulur.

Bozüyük-Kütahya yolunun 10. kilometresinde, Akpınar köyünün 3 kilometre güneyindeki yöreye hâkim bir tepede bulunan, İstiklal Savaşı Şehitlerimizden 63'ünün yattığı İntikamtepe Şehitliği şeref defterinden Teğmen Ömer Lütfi'nin kahramanlık hikayesini okuyoruz;

İstiklal Savaşında İntikam Tepe’de Cereyan Eden Muharebenin Tarihçesidir.

30-31 Mart taarruzunda Türk Kuvvetleri esatizi kahramanlıklarını olanca cömertlikleriyle göstermişler ve parlak örnekler vermişlerdir.

Bu kahramanlıklardan bir tanesini misal olarak ele alacağım.

  1. Tümen 126. Piyade Alayı 9. Bölük Komutanı Mülazım(Teğmen) Hacı Ahmet Oğlu Afyon’lu Ömer Lütfi Altunay (Malül Yüzbaşı), 30-31 Mart 1337 (1921) gün ve gecesi, 2. İnönü Meydan Muharebesinde, İnönü Nahiyesi’nin Şarkındaki(Doğusundaki) Dodurga eteklerinden düşmanın eline geçmiş bulunan Kovalca Köyünü ve Şimalindeki (Kuzeyindeki) sırtlarla Çamlı Tepe’yi almak için Alay’dan aldığı emirle, Bölüğün taarruz şeridi içinde Avcı Hattı’nda düşman topçu ateşi altında İnönü Ovası’na geçiyor.

Sarı Suyu, su kenarındaki ağaçlardan köprü kurarak atlıyor ve ilerdeki Çamlı Tepe’yi ve düşmanı bozguna uğratarak elde edip yunanlıları Karaağaç Köyü’ne doğru sürüp götürüyor.

Cesur Ömer Lütfi, Bölüğü ile Karaağaç Köyü’ne girdiği zaman, düşmanla burun buruna gelmiş ve süngü süngüye yapılan muharebede birçok düşman askerini saf harici bıraktıktan sonra dört süngü yarası alarak düşman tarafından esir edilmiş.

Bu esir Türk Subayı’nı Yunanlılar bir çam ağacına çarmıha germişlerdir.

Aynı gün bu Subayımız 126. Alayın Yüzbaşısı Hilmi Bey’in komutasındaki 1. Bölüğü ile kendi bölüğünden sağ kalanların yetişmesiyle düşman elinden kurtarılmış ve çarmıha gerilen Hak Peygamber gibi yakılmadan elimize geçmiştir.

Ömer Lütfi, yakalanıncaya kadar çok fedakârcasına savaşmış bir Subaydır. İkinci İnönü ve Sakarya’da aldığı yaralarla iki düşman mermisini ciğerlerinde halen taşımaktadır.

Sakaya’da 4 Eylülde eski Polatlı karşısında Yümkünlünün Güney sırtlarında yine aynı Alayın 1. Bölük Komutanı olarak yaptığı savaşlarda, beşinci defa 12 yerinden yaralanmış ve kahramanlıklarını tarihe mal etmiştir.

Şimdi iki ciğerinde iki kurşun taşıyan Sayın Altunay, sen ciğerlerinde kurşun taşıyorsan gam yeme, tarih te seni bağrında taşıyor ve yaşatıyor; Ne mutlu sana.

Olaylar ve Tanıklıklarla Atatürk.

Etiketler:

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3104 Toplam Flood
2631 Toplam Yorum
1510 Toplam Üye
12 Son 24 Saatte Flood

Kod e‑postana gönderildi. (24 saat geçerli)