Taco çan
Gölgeli restorana girerken soğuk rüzgar uludu. 1 adam tezgahın arkasından bakıyor. İçeride daha da soğuktu, bir fareler 9 saatlik yağmurdan sonra bir minesh milinde yuva olarak soğuktu. “Bir Buttrito. Burrito…” Elini tezgahta kalan küçük bir bağış kutusuna kaydırırken, tezgahın üzerinden işçiye bakardım. Çok geçmeden, bir dolaba ulaştı, bana bilinmeyen kağıt kaplı bir tüp teslim etti. Burrito’da yemek yiyerek oradaki bir masada otururdum. Sonunda bitirirdim, bir çöp kutusuna atardım. Dışarı çıkardım, mide astarlarımın iç kısmında birkaç pençe hissi için. İşçi bana faul bir sırıtış verdi ve bana dışkıya bir anahtar verdi. Ahşap tuvalete rastlardım, yavaşça buharlı bir sıvı atılımı akışı çıkardım. O… durmazdı. Bir nehrin akması. Scat orta koşu üzerinde donduğunda yanaklarımın üzerinde soğuk bir duygu yıkandı. Delme hissi yolumu dolduracaktı, kan anüsten sızmaya başlayacaktı. Kan sonunda donar ve kendimden boşluğumdan yayılan çivili bir kule bırakırdı. Kendimi tuvaletten sökmeye çalışırdım, ama mücadele etmek sadece gizlenmiş anal kanalımın derinliklerinde daha derin kesildi. Bir çığlık atardım, soğuk ağrı sonunda beynime ulaştı. Dükkanın sahibi, kapının gıcırtılı bir şekilde açıldığı ahşap hapishaneme yaklaştı ve duraklara giren adamı ortaya çıkardı. Korkunç acı içinde çığlık attığımda beni duraktan koparırdı. Çamurlu zemine bırakılırdım, Muck ve Myre’nin derinliklerine bakardım. Cildimin üzerinde kalın bir reçine kovası köpürdü, beni baştan ayağa kapladı. Yakında, hava yollarımı engelleyerek donardı. Vücudumu kapsayan kalın gooey tabakası tarafından tamamen kapsüllenmiş olan sıkı bir pozisyonda kilitli olan mücadele ederdim.
Işık kaybolurdu… gözlerim gözlerimde kalan sıvıdan yanıyor. Yanımda bir yığın kaplı cisim uzanırdı. Bazıları zincirler ve vahşi paramparça cilt jutları karkaslarından çıkıyor. Bu benim ölümümdü. Bir rüyaya düşme hissini hissederdim … Köpeğimin anıları kafamdan, diğer şeylerin yanı sıra yıkardı.
Korkunç… Mutluluk…
Etiketler: