Filler asla unutmaz mı?
1986 yılında John Reid, Trinity College Dublin’den mezun olduktan sonra Kenya’da Safari’deydi.
Çalılıkların arasında yaptığı yürüyüş sırasında tek bacağı havada olan genç bir boğa filiyle karşılaştı. Fil sıkıntılı görünüyordu, bu yüzden John ona dikkatle yaklaştı. Tek dizinin üstüne çöktü ve bir şekilde filin ayağını incelemeyi başardı; filin ayağına bir tahta parçası gömülü olduğunu fark etti. John elinden geldiğince dikkatli ve nazik bir şekilde Bowie bıçağıyla ahşabı kesmeyi başardı. Sonra fil ihtiyatlı bir şekilde ayağını yere koydu.
Fil, yüzünde meraklı bir ifadeyle adama döndü ve gergin dakikalar boyunca ona baktı. John, ezilmekten başka bir şey düşünmeden donakalmıştı. Sonunda fil yüksek sesle trompet çaldı, döndü ve uzaklaştı. John ne fili ne de o gün yaşananları asla unutmadı.
Yirmi yıl sonra John, ergenlik çağındaki oğluyla birlikte Dublin Hayvanat Bahçesi’nde yürüyordu. Fil muhafazasına yaklaştıklarında yaratıklardan biri John ve oğlu Ricky’nin durduğu yere doğru yürüdü. Büyük boğa fili John’a baktı, ön ayağını yerden kaldırdı ve sonra yere koydu. Fil bunu birkaç kez yaptı ve bir yandan da adama bakarken yüksek sesle trompet çalmaya başladı.
1986’daki karşılaşmayı hatırlayan John, bunun aynı fil olup olmadığını merak etmeden duramadı. John cesaretini topladı, korkuluğun üzerinden tırmandı ve kapalı alana doğru ilerledi. Doğrudan filin yanına yürüdü ve hayretle ona baktı. Fil yeniden trompet çaldı, hortumunu John’un sol bacağına doladı ve onu korkuluklara çarparak anında öldürdü.
Muhtemelen aynı fil değildi.
Etiketler:
