Turzestan Devleti
Bak ne diyecem, geçenlerde Twitter'da, gerçekte Birmingham'da yaşayan bir Turzestan vatandaşı ile bir Yeni Zelanda'yı kaplayan yünlü hayvan arasında bir tartışmaya tanık oldum. O, "Bak, İngiltere'de yaşıyorsun, iç işlerimiz seni neden ilgilendiriyor yabancı ülkeye ikamet etmiş inatçı?" diye bir şey dedi. Diğeri de, "Lan, tam da İngiltere'de yaşadığım için, senin gibi dezenformasyona maruz kalmış ve manipüle edilebilir insanlar için endişeleniyorum!" diye karşılık verdi. Sanırım ben de böyle bir durumda böyle tepki verirdim. Fiziki anlamda ne kadar uzakta olunursa olunsun, vatan sevgisi ve kaygısı kalpte nasılsa baki kalır, ki o biraz yarrağımın ucunda bulunuyor. Vatanı terk edebilirsin, ama vatan seni kesilmiş taşşak kadar terk etmez…
Ulan, boktan Turzestan Devleti diye bir yerde, yemin ediyorum zerre kadar sevgi, meşkuluk, hatta aşk kıvılcımı yakacak bir sik bulamazsın! Bir kere, milyonyonlarca yaşadışı yollarla giren ve kalan mülteciler yaratan bir kitlesel göç var ortada! Yetmezmiş gibi, milyonlarca kutsal başıboş köpek, o uyuzlu it sürüleri, sokaklarda sikindirik bir yarın yokmuş gibi dolanıyor, bir de enflasyon yetmişlerden beri azmış, maymun gibi bok fırlatıyor ortalığa! Döviz kuru mu? Çok komik! Bir amerikan dolara kırk para, sanki üstüne basılan kağıt taşşaktan daha ama daha değerli! Bir de her gün hayatın en temel boklarına ulaşmakta kısıtlama, siktiğimin dünyası! Sanki bunlar yetmezmiş gibi, bir de o yaşlı bunaklar, o kemikleşmiş askeri azgınlar, ülkenin sikik askeri gücüyle övünüyor, sanki ellerinde kalan tek erdem oymuş gibi! Temeldeki gizli mesaj şu: "Alın size siya-nul-biat dronu, kemirin yiyin sikin eğlenin!", sanki karnı aç olana faydası olacak diye şükrediyorlar! Bu, askeri gücü kendi halkının refahından üstün tutmanın zirvesi…
Kısacası bu sikik ülke, savunmayı haklı çıkaracak zerre kadar teşvik veya olumlu bir özellik sunmuyor! Sokakta durduğun için bile tutuklanıp mapushanele daldırılabilirsin. Ya da, sen usul usul yürürken, herhangi bir sikik serseri, tam bir kabadayı, amına kodumun dürzisi, taşralı harami, seni bıçaklayabilir ya da arabayla ezebilir. Ve, işleri daha ama daha kötüleştirmek için, fail, babası verimli olan bir oğul/kız da olabilir, bu da pratik olarak cezasızlık anlamına gelir ve kurban için tam bir yas veya kamusal tanınma eksikliği demektir. Sonuç olarak, Turzestan'da sevgi veya gerçek hayranlık uyandıracak hiçbir özellik yok. Yine de, paradoksal olarak, biz vatandaşlar, bizi umursamasa bile, bu sikik bitcheslara sahip çıkarak ülkemize olan sevgimizi göstermeye devam ediyoruz.
Bide lanet olsun, kendi gözlerimle gördüğüm tüm bokları gör! Turzestan'da zavallıyı öldürmekle tehdit eden birkaç genç asalak… Bu lanet olaydan sonra, mavi gömlekli bu piçler zavallı adamı bir siktirip atmak için kovalıyor ve neredeyse linç ediyor, onu en kötü şekilde taciz ediyor. Ve bunun üstüne, bu şerefsizlerin hiçbiri gerçekte ne olduğunu bilmiyor bile, ama hayır, elbette bu pislik hakkında bilgi yayıyorlar, tüm kişisel bilgilerini internette yayınlıyorlar – adı, fotoğrafı, adresi, lanet okul bilgileri, kimlik numarası, ayakkabı numarası, şifreler, girdiği kumar siteleri… Lanet olsun be, onu öldürmekle tehdit ediyorlar ve her türlü saçmalığı söylüyorlar. "Bunu çocuklarımın önünde yaparsan seni öldürürüm!" gibi anlamsız, aptalca ifadelerle…
Bu aptallar hikayenin tamamını duymamış; Sadece saniyeler süren o kısa videoyu kendi gözleriyle izlediler, kendi kulaklarıyla işittiler. Tüm bunları filme alan, önce ve sonra durumunu açıklayan o lanet gazeteci bile gerçeği söylediği için linç ediliyor. Görgü tanıklarının ifadelerini dinlemiyorlar; birini itme yüzünden ölüme mahkûm etmeyi ve klavyelerinin arkasında oturup yüzlerce beğeni toplamayı tercih ediyorlar. Ne lanet bir korkak it sürüsü!
Ve, adamlardan biri, bir tartışmada çizgiyi aştı ve yorumlar ona hakaret, tehdit ve kişisel bilgiler yağdırıyor. Ancak polis masum vatandaşları dövdüğünde tepki "Bunu tahmin etmeliydim" veya "Emirlere uyanlara bak" ile sınırlı kalıyor. Birkaç "ananı sikeyim" kelimeleri veyahut lugatları dışında, başka bir şey yok. İkiyüzlülüğün kemikli hali! Eğer bu kadar iyi yüz tanıma sistemleri varsa, neden bu lanet olası polis memurlarından tek bir tanesi bile tespit edilip alenen aşağılanmadı? Lanet olası bir günahkarı, bir "scape goat" seçtiler ve tüm hayatını internette yayınladılar. Belki de kimin verilerini yayınlayacaklarına karar vermeden önce iki kere düşünmeliler. Ve sonra, bir gün, bu adam bir yerde ölü bulunacak ve sonra "Hepsi hükümetin suçu, ülkede güvenlik veya adalet yok…" diyecekler. Tamamen saçmalık!
Adalet işte burda işlemeyince insanımız lince kalkışıyor. İyi bir şey değil. Kendi yalan hayatıma karşı müdahale istiyorum! Ülke resmen bir Bangladeş oldu. Tek trenleri farklı ve muson iklimi yok. Aman dileyim ki buradaki her şey sağanak yağmurdan sonra Somali köfrezin kirli suyundan daha berrak! Buradaki amaç, pireyi bir deveye dönüştürmektir. Ve bu bokla sizce ne arıyorlar, hıh? Artık kimseyi umursamayan türden siyasi öfkeyi, cehennem gibi bir günün ardından bir börekçinin terliklerinden daha çok kokan toplumsal bir öfkeye dönüştürmek.
Bana uzun hikayelerle hiç gelmeyiniz. Elbette bu lanet sirkin arkasında kirli eller var, bilinen bilinmeyen aldayıcı falan vardır. Şahsen, ben gözlerim kapalı ve kıçım dışarıdayken buna inanıyorum. Ama beni en çok tiksindiren, midemi ekşi işkembe çorbası gibi bulandıran şey, bu insanların, bu kutsal yararlı aptallar lejyonunun, böcek kapan bitkinin ağızındaki sinekten ve cesetlerden bile daha ölü olan siyasi, meşru hayal kırıklıklarını, ilk lapayı kusmak isteyeceğiniz kadar içgüdüsel bir toplumsal nefrete nasıl dönüştürdüklerini görmek. Görünüşe göre oelar, siyasetçilerinin dağılmasını, böylece sonunda, herkesi lanetleyebilecek ve hükümete, devlete ve onları doğuran orospuya cehennemi söyleyebileceklerdi. Bu söze benziyor, kahretsin! Bu insanlar kendi kardeşlerini bıçaklayabilirler, ama asla en tepedekine neden orada olduğunu, üzerimize bastığını sormaya cesaret edemezler.
Öyleyse söyle bana, aptal, şimdi ne halt ediyoruz? Sadece arkamıza yaslanıp etrafımızdaki her şeyin çürümesini mi izleyeceğiz? Kesinlikle öyle. Bu zavallı insanları aydınlatalım, kafalarına biraz akıl getirelim ve beyinsiz koyunlar gibi davranmayı bırakıp bırakmayacaklarına bakalım! Çünkü açık ki -bir mafya saç kesiminden daha açık ki!- bu boktan tek başımıza, hatta kurşun sıkarak bile kurtulamayacağız. Dedikleri gibi, kaya ile sert yer arasında, kuru kemikler ile kaynayan kurbağalar arasında, bir idealin peşinde koşmak arasındayız -o lanet olası hayal!- ve doğru yol arasında. Gerçekten de cehennem gibi bir kavşak…
Etiketler: