Oyuncak Hikayesi: Anti-Sosyal Biraz Schitzo Sosyopatın Mücadelesi
Oyuncak Hikayesi, tüm aksiyon figürleriyle bir çocuk kadar (muhtemelen daha fazla) keyif aldığım Pixar’ın çok sevilen filmlerinden sadece biri. İlk Oyuncak Hikayesi çıktığında altı yaşındaydım. Ve üçüncüsü çıktığında üniversitedeydim, yani aslında Andy ile “büyüdüm”. Bütün filmlerin Andy hakkında olduÄŸunu düşünüyorum. En baÅŸtan baÅŸlayalım.
Andy Davis taşınıyor. Hepsi Andy’nin geliÅŸen zihninden yansıtılan kendi kiÅŸiliklerine sahip bir sürü oyuncağı var. Woody onun favorisidir. Çünkü o Woody’dir. Woody komik, akıllı ve diÄŸer tüm oyuncakların lideridir. Ancak kendisinin farkındadır. Kendisinin bir oyuncak olduÄŸunu biliyor. Sadece kendisine saygı duyan diÄŸer oyuncaklara karşı soÄŸukkanlı olduÄŸunu ve yatak odası dışında hiç kimseye karşı olmadığını biliyor.
Andy bundan memnun. O, Woody olarak gerçek benliÄŸidir. Ama yaÅŸlanıyor ve dinozorlarla/domuzlarla/küçük bo-peep ÅŸeyleriyle oynayan bu kovboy artık o kadar da havalı deÄŸil. Güzel olan ne? Buzz Işıkyılı. Buzz Lightyear, Andy’nin olmayı arzuladığı ÅŸeydir. Taze, güçlü ve popüler. Ancak Buzz kendisinin farkında deÄŸil. Buzz hayal görüyor. Bu, Andy’nin kendisine karşı dürüst olmadığı gerçeÄŸi nedeniyle gölgede kalan akranları tarafından sevilme arzusunu temsil ediyor. İşte bu yüzden Woody ile Buzz arasında kargaÅŸa çıkıyor. Gerçek benliÄŸi ve olmak istediÄŸini düşündüğü kiÅŸi. Buzz ne isterse yapabilir, hatta uçabilir ama Woody yapamayacağını biliyor.
Andy aynı zamanda Sid Phillips’tir (hatta birbirlerine benziyorlar). Bok patlatmayı seven sorunlu komÅŸu. Ve Sid testosteronu temsil ediyor. O ÅŸiddet yanlısı. Oyuncaklarını parçalıyor, roketlere baÄŸlıyor. Bütün bunların nereden geldiÄŸini anlamıyor. Oyuncaklarını yok etmek onun kurtuluÅŸ biçimidir (yarattıklarından biri aslında bir fahiÅŸedir).
Kendisinin bu versiyonunu ancak kendine karşı dürüst olmadığı sürece soğukkanlı olma ihtiyacının onu asla mutlu etmeyeceğini anladığında yenebilir (Buzz uçamayacağını kabul eder). Ve bu sorun değil. En iyi arkadaşlarının gerçek olmaması ve oyuncak olması sorun değil, çünkü orası onun en rahat ve mutlu olduğu yer.
Oyuncak Hikayesi 2 –
İkinci film büyümenin Andy’yi nasıl korkuttuÄŸunu anlatıyor çünkü yetiÅŸkinler oldukça berbat. Oyuncak Hikayesi 2’nin başında Woody’nin kolu yırtılır. DeÄŸiÅŸim geliyor. Andy yaÅŸlanıyor ve bir çeÅŸit rehberliÄŸe ihtiyaç duyuyor. Woody’nin kolunu tamir eden Al, çürümüş bir insan ve hırsızdır ve Stinky Pete’in bir psikopat olduÄŸu ortaya çıkar. Hem Al hem de kokuÅŸmuÅŸ Pete, oyuncakların (veya Andy’nin gerçek benliÄŸinin) camın arkasına konulması gerektiÄŸini düşünüyor. Stinky Pete, Andy’nin Woody’yi atacağı konusunda Woody’yi uyarır. Woody, Andy olduÄŸu için Andy’nin içsel korkusu, hayal gücü gibi kendisinde en çok sevdiÄŸi ÅŸeyi terk ederek sosyal normlara uyan iki yüzlü yetiÅŸkinlerden biri haline gelmesidir.
Jessie kızlara yönelik yeni keÅŸfini temsil ediyor. Evet, her zaman Bo-Peep’i vardı ama Woody’nin kahraman olması açısından o daha çok “sıkıntı içindeki bir genç kız”dı. Jessie aslında Andy’nin seveceÄŸi türden bir kıza benziyor ve Buzz’ı bu yüzden seviyor çünkü unutmayın, Buzz hala havalı olan.
Bu film tamamen yetiÅŸkinliÄŸin onu deÄŸiÅŸtireceÄŸi korkusuyla ilgili. Woody nereye ait olduÄŸundan emin olamaz. Buzz’ın babası Zurg onu yok etmeye çalışıyor. Ama sonu mutlu (elbette) ve o köprüye vardığında geçecek, ki bu da…
Oyuncak Hikayesi 3 –
Andy üniversiteye gidiyor. Oyuncaklar için çok yaÅŸlıyım. ÇoÄŸundan kurtuldu ama seçilmiÅŸ birkaçını elinde tuttu. Woody’yi üniversiteye yanında götürmeyi planlıyor. Çünkü o bu ve kalmak istiyor. DiÄŸerleri hakkında kötü hissediyor. Her birine kendisinden bir parça yansıtmış. Andy’nin annesi yanlışlıkla oyuncakların geri kalanını kaldırıma götürür. Andy’nin hayatının bu aÅŸamasında hiç şüphesiz annesiyle sorunları var. Onun büyümesini istiyor, o 17 yaşında ama bu onun hala sevdiÄŸi kısımlarından vazgeçmesi anlamına geliyor.
Oyuncaklar kreÅŸe gidiyor. Buzz hafızasını kaybeder. Bu Andy’nin gerçek duygularını bastırmasıdır. Çünkü dışarıdan bakıldığında harika görünüyor. Ama derinlerde bir sorun var. Lotso (mor ayı) baskılayıcıdır. Kelimenin tam anlamıyla Andy’nin oyuncaklarını hapse atıyor. Filmde Lotso’nun bir sahibi vardı ve terk edilmiÅŸti. Bu yüzden bu kadar kızgın. Çünkü incinmekten korkuyor. Lotso, Andy’nin korkusudur.
Filmin en üzücü kısmı oyuncakların kesin ölüme doğru gitmesi, giderek çöp yakma fırınına doğru sürüklenmesidir. Kaderlerini kabul ediyorlar, el ele tutuşuyorlar ve bunun kendilerinin sonunun geldiğine inanıyorlar (Filmin bu noktasında neredeyse ağlıyordum). İşte o zaman (biraz mucizevi bir şekilde) Uzaylılar tarafından kurtarılırlar.
Uzaylıların kurtarılması Andy’nin uyuÅŸturucu keÅŸfidir. UyuÅŸturucular da Uzaylılar gibi hikayenin beklenmedik kahramanlarıdır. Andy’nin büyük bir sigara içtiÄŸini ve tamamen büyümemenin sorun olmadığını fark ettiÄŸini çıkarıyorum. Kendin olmana izin vermende sorun yok. Dünya sizi deÄŸiÅŸtirecek ama bu, kim olacağınız konusunda hiçbir söz hakkınız olmadığı anlamına gelmiyor.
En sonunda çok sevdiÄŸi oyuncaklarını küçük bir kıza verir. Woody ve çetesinden olduÄŸu için Woody’ye ve çetesine ihtiyacı yok. Ayrıca seksi ve uyuÅŸturucuyu yeni keÅŸfetti.
Ya da belki sadece buraya projeksiyon yapıyorum
Etiketler:
