Etkisinden uzun süre çıkamadığım bir olay yaşadım yıllar önce. Zamanla etkisi geçti ve artık burada anlatacak kadar korkmadığımı farkettim. Bu yüzden anlatmaya karar verdim.
Üniversitede iken memlekete dönmek çok kolaydı. Ulaşım rahat, sadece tek bir otobüse binip birkaç saatte eve variyordum. Fakat üniversiteyi okuduğum şehre dönmek ise adeta çileydi. Çünkü 2 aktarma yapmam gerekiyor ve ilk aktarmada Kayseri’de inmem gerekiyordu. Bir de üstüne Kayseri’de 3 saat geçirmem gerekiyordu bir sonraki otobüs için. O otogarda saatlerce beklemek adeta sabır işi.
Fakat genelde şehre iner dolasirdim, otobüsün gelmesine yakın da dönerdim otogara. Bir gün dönüş esnasında erken saatte otobüs bulamadım. Geç saatte bindim otobüse , hesaplarima göre Kayseri’ye vardığımda saat 02:15 olacaktı. Gecenin köründe hiçbir market veya eğlence merkezinin açık olmayacağını tahmin ediyordum bu yüzden çok sıkılacağım aşikardı. Keşke sadece sıkılsaydım…
Kayseri’ye vardığımda otogardaki görevli bu saatte sadece karşı caddenin kitapçısı açık olur dedi. Aslında uzun süredir kitap okumak istiyordum, hem yol da bu kadar sıkıcı iken kitap okumak harika bir fikir olabilirdi. Kitapçıdan içeri girdiğimde, kapının üst tarafına takılan zil çaldı. Kasadaki yaşlı adam mendille gözlerini sildi, ağlıyordu sanırım. Nasıl yardımcı olabileceğini sordu. Ben de kitaplara bakmak istiyorum dedim ve raflara doğru gittim.
İçerisi çok ürkünçtü. Burada beni rahatsız eden bir enerji vardı. Çok loş bir ışık vardı, sadece kasada duran adamın yanındaki lamba aydınlatıyordu içeriyi. Korku kategorisinde bir kitap buldum. Arka sayfasında kitabın konusu yazıyordu. Üniversiteyi okuduğu şehirde paranormal olaylar yaşayan bir genci anlatıyordu. Bir bağ kurdum bu kitapla, sanki kitap bana ” senin için yazıldım ben, sadece senin…” Diyordu.
Kasaya geldim fiyatını sordum. 55 liraydı. ” Çıldırdın be adam, bu fiyata kitap mı olur?” diye bağırdım. Yaşlı adam ” zaten okumanı hiç istemiyordum, bu kitabı aldığına pişman olurdun” dedi. İşte sihirli cümle bu, ben bu kitabı almaliydim. Bir bildiği vardı bu adamın. Çıkardım 55 lira cebimden uzattım. Kaşlarını çattı ve “emin misin evlat” diye sordu. Kesinlikle emindim, bu kitabı istiyordum. Aldım kitabı ve dükkandan çıkarken yaşlı adam titrek bir şekilde seslendi.
“Sakın… Sakın son sayfayı açma benden sana uyari”
Ne demek istediğini anlamamıştım bir daha sordum. Çok yüksek bir sesle aynı şeyleri söyledi. Vücudum tir tir titriyordu henüz alalı 2 dk olmamisken pişman oldum. Şehre döndüğüm zaman bile evde birkaç gece yalnız kalacaktım. Çünkü erkenden geliyordum ve ev arkadaşlarımin dersleri haftaya başlıyordu. Onlar gelene kadar okumayacaktim. Çünkü evde tek başına okuyacağım bir kitap değildi bu. Üstelik cebimdeki paranın yarısını vermiştim buna. Ay sonunu nasıl getireceğim diye kara kara düşünüyordum.
Otobüste birkaç sayfa okudum. Kitabın kahramanı sanki bendim, fiziksel olarak betimlemesi, duyguları, huyu, karakteri… Beni çizmişti adeta yazar. Ve her zaman gaipten o yaşlı kitapçının sesini duyuyordum. “Sakın son sayfayı açma evlat.” Şehre döndüğümde bir süre evde yalnız vakit geçirmeye çalıştım ama aklım hep kitaptaydi. Okumak istiyordum onu, kararımı verdim. Tüyleri diken diken eden 50 sayfa okudum. Sıcak bir ilkbahar akşamı olduğundan dolayı pencereler açıktı.
Uyuyakaldim bu sırada. Rüzgar sert şekilde esiyor ve ben kıvrılarak koltukta uzaniyormusum. Rüyamda yaşlı adamın o sözünü duydum. Yine bana kitabın son sayfasını acmamam gerektiğini söylüyordu. Aniden uyandım. Hafif bir uyku sersemligiyle etrafa bakıyordum. Pencere açık rüzgar sert şekilde esiyordu. O sırada kitaba baktım, rüzgar sayfaları hızlı bir biçimde çevirmeye başlıyordu. İrkildim ve hemen koşmaya başladım çünkü son sayfaya kadar gelmişti. Yetişemedim…
Kitaba elimi bastırıp çevrilmesini önlemeye çalışırken farkettim ki son sayfadayim. Kalbim küt küt atmaya başladı, korkudan yukarı bakıp dualar etmeye başladım. Lanetlenecek miydim acaba? Çok korkuyordum ama korkumun üstüne gitmem gerekiyordu. Yavaşça elimi çektim kitaptan ve son sayfadaki beni neyin beklediğini görmek istedim. Bir yazı vardi. O anki korkuyla yazıyı Latince sandım fakat bildiğin Türkçeydi. Okuduğumda dehşete kapıldım. Şu yazıyordu:
“Bu kitabın tavsiye edilen satış fiyatı 20 TL’dir. Tavsiye edilen satış fiyatı üzerinde satış yapan kitabevi hakkında Kültür Bakanlığı tarafından soruşturma başlatılacaktır.”