Her şeyden önce gittiğim ülkenin Güney Kore olduğunu belirtmek istiyorum. Yani Kore yazarsam siz Güney Kore anlayın. Güney yaza yaza yorulmayalımda zaten pek kullanmayacağım bir kelime. Sadece Kuzeyle karışmasın istiyorum.
Hayatımda Kore’ye hep saygı, hayranlık, merak ve daha nice duygular beslemişimdir. Total War serisi, Mount and Blade serisi, EU4, HOİ4, AOC2 veya herhangi bir strateji oyununda önce Anadoludaki devleti sonra mutalaka Kore devletini oynardım. Oyunda yoksa gider mod indirirdim. Buradan ne kadar Kore manyağı bir adam olduğumu anlayabilirsiniz ki bu örnekler kumsaldaki kum tanesi. Odamdaki posterler, yerel Kore yemeklerini elimle erkek olmama rağmen yapmam derken lafı fazla uzatmadan Kore sevgimi ve arzumu belirtiyorum.
Ama arzularımdan en önemlisi Koreli hatundur. Hayatımda hep büyüdüğümde Koreli bir karım olmasını istemişimdir ki sırf bu düşüncem bile beni deli motive ederek YKS’nin amına ortadan koymama vesile olmuştur. O çekik gözler, beyaza vurmuş ten, hafif minik bedenleri ve sonsuz tatlılığa sahip Kore hatunları beni bitiriyor. Kültürlerinden vesaire bahsetmiyorum bile. Sanki bu ülke ve dişileri benim için yaratılmış olmalıydı ki hep buraya taşınmak istemişimdir. Fakat hem ailevi sorunlar hem Kore’ye taşınmanın deli pahalı olması gibi sorunlar üst üste binince Kore benim için hayal oldu. Ulan madem sike sike Türk bir kadınla evleneceğim madem sike sike vergi ödeyip bu ülkede ömrümü çürüteceğim o zaman ne yapıp edip Koreye 1 hafta tatile gidip hem ülkeyi 7/24 gezip hem en az 2 Koreli hatun sikmeliyim ki içimdeki 19 yılın zehrini ve birikimini boşaltayım.
Tabii 19 yaş falan diyorum ama ben bu gerçekleri 17 yaşında fark edip ona göre yorganımı uzatıyorum. Ayrıca olaylar 3 sene önce oldu şu an 22 yaşındayım gereksiz bir bilgi ama virüs varken nereye gidiyon sikik demeyin. Yazın otele gidip köpek gibi çalışmalar beyaz ve sarı yakalı turistlerden bahşiş koparma derken elime Kore gibi pahalı bir ülkede 1 hafta iyi kötü gezecek ve banko ihtimal hatun sikecek para geçti. Sırada izin koparma vardı da o iş bayağı basitti zira 9 yaşımda gece 1 gibi geç saatlere kadar sokakta bilye üttüğümü ailemin umrunda olmamasını bilirim. Zaten evde ruhtan farkım yok. Kaybolsam 2 hafta sonra fark ederler amk o kadar siklemiyorlar. Tabii hiç şikayetçi değilim bu durumdan. Bu Kore mevzusunu akşam yemekte anlatıyorum birkaç homurdanma dışında ses etmiyorlar. Bu vize, pasaport işini halledecek bir abi tanıyorum (adı bende kalsın gerçi kimsenin adını vermesem iyi olur) ona olayı anlatıyorum vay milli mi olucan pezevenk falan gırgırını geçip yardımcı oluyor. Atatürk Havalimanına babamla gidiyorum derken Kore macerama doğru tek başıma uçmaya başlıyorum. Elimdeki 1 haftanın tek bir dakikasını dahi ziyan etmek istemediğim için uçakta bol bol uyuyup enerji depoluyorum derken nihayet Incheon Havalimanına tükürüyorlar bizi.
Bu arada Kore adamı mahvedecek kadar pahalı olduğu için kapsül otele benzeyen meretlerde kalıyorum. İnternette görülen onlarca katlık nispeten lüks mekanlardan değilde tahtamsı bi’ evde acayip bir mekan benim bahsettiğim kapsül otel. Ama acayip ucuz bir mekan. Biraz küçük olmasına karşın ortak tuvalet, salon, mutfak ve küçücük bir bahçesi var. Acayip şirin bir ortamı da var. Yan yana kapsül odalarda toplam 20 kişi kalabiliyor. Isınma, soğutma, internet, su falan beleş ama yemekler paralı. Otomat gibi bir şey yapmışlar oraya para verip noodle tarzı hazır yemekler alıp yandaki kararmış tencerede pişirip yiyebiliyorsunuz. Otele sadece uyumak için geleceğimi düşünürseniz yanımdaki kapsül odadaki piçin horlaması dışında cidden iyi bir mekan. Ucuz olmasa köpek bağlasan durmaz tabii ama benim Kore sevdAMdan gözüm kör olmuş. Ahıra atsalar okeyim.
İlk günler karı aramaktan ziyade ülkeyi geziyorum. Anıma ekstra ülke gezisi ekleyip sizi sıkmak istemediğim için kısaca özet geçmek gerekirse şehrin en yoğun noktası, acayip Kore parkları, marketler, anıtlar, gökdelenler, Gyeongbokgung, Bukchon Hanog, müzeler derken 1 haftamın 4 gününü sanki 30 dakikaymışcasına gibi geçirmiştim bile derken aklıma o asıl mesele geldi. Benim Koreli bir kadın bulmam gerekiyordu. Ama nasıl yapacaktım ki aq? Hem İngilizce bilen hem bana okey diyecek birisine ihtiyacım vardı. Bu arada bir bilgi vereyim Güney Koreliler Amerikaya hayranlık duyarlar. Yani eğer Amerikalı (Sarışın, beyaz tenli olmanız yeter fakat ABD vatandaşıysanız ekstra severler) iseniz sokakta size yapılan tavır değişecektir. Bu olaya ek olarak Koreye zamanında Türkler savaşmaya gitmiştir. Korenin gençleri aşırı bilmez ama Kore savaşından bahsedecek olursanız sizinle ellerinden geldiğince sohbet etmek isteyeceklerdir. Benden bahsetmek gerekirse esmer ve beyaz ten arasıydım ama beyaz renk yoğundu, saçlarım kumral gibiydi ama daha sarışınları da andırıyordum. Ayrıca boyum 185 kilom 70 idi. Hafif kaslarımda vardı. Belki saf kan Amerikan, Avrupalı falan olamazdım ama Sarı Laz Kumral Türk karışımı kanım ve genlerim sayesinde hem Amerika bonusundan hem Türk bonusundan bir şekilde faydalanabilirdim. Sırada Koreli hatun bulmak vardı ki basit işti.
Geceyi bekle, klübe git, hafif sarhoş ol, bitti.
Böyle düşünerek klübe girmeye çalıştım. Almadıklarında klübe girmek üzere olan Filipinli (muhtemelen) bir hatundan rica edip bir şekilde içeri girdim. Kimle konuşmaya çalışsam ya tersledi ya Korece bir şeyler zırvaladı amk. Bi’ dayak yemediğim kalmıştı ki o da az kalsın oluyordu son anda kurtuldum. Yarın escorta (geyşa burda da var) giderim düşüncesiyle kapsül otele doğru yürümeye başladım ki zaten 10 dakika sürmeden vardım. Hafif sarhoş olmanın verdiği etkiyle otele girip uyumaya çalıştım. En az yarım saat yuvarlandım ama uykum yoktu. Bir şeyler yesem belki uyurum diye otomattan noodle almaya giderken ortak salonda oturan telefonda bağırarak Korece (bazı yerlerde bilmiyorum yazdığıma bakmayın bazı Korece kelimeleri anlayabiliyorum, ülkeye hayran olduğumu belirtmiştim ve bir ara dillerine merak salmıştım) konuşan bir hatun gördüm. Gece boyu siktir yemiş olmama rağmen içinde adeta bir kıvılcım yandı. İngilizce biliyordur diye düşünerek (Laptopu dizine koymuş Youtubeden sanırım İngilizce olan bir video izliyordu) otomattan 2 tane kola alıp yanına oturdum. Bunun kaşı bi’ kalktı falan ben heyecandan öleceğim. Kızı tarif etmek gerekirse ortalama bir Koreli kızdan hafif daha yapılı, hafif makyajlı olmasına karşın kız resmen tanrıça. Bu tatlılık bu zarafet bu muhteşemlik nedir be? Sanırım biraz silikon yaptırmış ama memeleri böyle yapılı tam tutmalık, eteğe benzer bir şey giymiş ilik gibi bacakları belli oluyor. Çok dikkatli bakılınca ön çatalı vesaire belli oluyor ama hafif bir kabarıklık var muhtemelen ped takıyor. Poposunu inceleme fırsatım olmadı. Tabi abaza gibi kız bana bakarken bacağına falan bakmadım otomattan içecek alırken incelemiştim. Benim ne yapıp edip bu tatlı şeyle yatmam gerekiyordu o yüzden bir şekilde sohbete başladım. Kız Almanya’da bayağı taşşaklı bir üniversitede okuyormuş. Kendisi 20 yaşına yeni girmiş (bende o sıralar 19 yaşındaydım 20 yaşıma 2 ayım vardı birde Eskişehirde dandik bir üniversitede okuyordum) Türkiye dahil olmak üzere 7 8 ülke gezmiş, LoL denilen oyun için yaptığı çizimleri varmış ki gösterdi falan filan. O gün kafam biraz gidik olduğu için sadece bunlar aklımda kaldı. Bu arada kızda tam ayık değil ki bunu garip ve alengirli konuşmasından anlamıştım. Bu sırada konuşurken daha yakın temaslar yapmaya daha çok cinselimsi konuşmaya başlıyoruz. Tabii bunlar tak diye olmuyor kızla en az 1.30 saat konuşmuşumdur. O benim elime dizime koluma omzuma falan dokunurken bende onun özellikle bacağı olmak üzere karnına eline boynuna falan dokanıyorum. Hatta göğüsüne bile elim çarpıyormuş gibi davranıyorum o da gülüyor. Bu arada memesinde bir gariplik var ama çözemiyorum.
Birlikte otelin salolundan ayrılıp gece hayatına akıyoruz ve biraları devirmeye başlıyoruz derken bunun Çinli (dişi) bir arkadaşı da bize katılıyor. Çinli kızı tarif etmek gerekirse Koreli hatunun yanında bariz daha esmer, memesi daha küçük, kıyafeti sayesinde omzunun tatlı kasılmalarını görebiliyorum, poposu Koreli hatununkinden çok daha büyük, suratı ise idare eder. Yani eğer gece bunları ayartabilirsem arkadan kime önden kime çalışacağımı biliyorum. Belli ki bu da bize katılmadan önce bayağı içmiş Koreli hatunun telefonda konuştuğu bomba hatunda bu gibi duruyor. 1 saat birlikte takılıp iyice kaynaştıktan sonra nereye nerelere gittiğimizi unutuyorum ama biraz daha gezdikten sonra bu Çinli arkadaşının kaldığı dandik bir apartman dairesine giriyoruz. Sarhoş olmanın verdiği etkiyle ne yaptığımızı bile bilmiyoruz. Ben bunların bacak arasını vesaire elimden geldiğince gizlice elliyorum bunlar kız olmasına rağmen birbirinin boynunu öpüyor falan sağ salim bir şekilde götü ciğeri kaptırmadan yemek masasına oturuyoruz. Bu ikisi masadaki çatalı tabağı kaldırıp değişik taşlara (Vezir, şah falan Koreli savaşçılara benziyor) sahip bir satranç getiriyorlar ve bana olayı anlatıyorlar. Kurallar normal satrançla aynı sadece taşların tipi değişik. O ikisi siyah (zalimler) tarafı oynarken ben tek başıma beyaz (masumlar) tarafını oynuyorum. Eğer iki taraftan birisi karşısının herhangi bir taşını üterse karşıya istediğini teker teker yaptırabiliyor. Yani tişörtünü çıkar, sütyeni çıkar tarzı veya surata tokat atma falanda var. Gecenin sonunda üçlü bir şeyler olduğu kesin. Ki ben satrançta adamın amına koyarım. Ortaokulda arkadaşlar arasında, lisede amatör ve yarı profesyonel turnuvalara dahi katılmışımdır. Bunlar başka oyun getirmesinler diye salağa yatıyorum tabii. Yoksa Sicilya Açılışı, Çoban Matı, Paylaço Matı her boku biliyorum. O gece öyle doluyum ki Garri Kasparov gelse anca yener.
Hangi açılışla başladım bilmiyorum ama oyunu uzatmak için bildiğim en yavaş teknikleri uyguluyorum derken bunların piyonlarını almaya başladım ve yavaştan soymaya başladım. Soyarken onlar değil kendim soyuyordum ve bilerek temas bile ediyordum. İkisinide eşit soymak istediğim için sırasıyla sanırım Tişörtler>Çoraplar>Etekler>Taytlar şeklinde gittim. Karşımda iki tane sütyeni ve tanga gibi bir şeyle kalmış ilik gibi iki hatun vardı derken biraz daha oyalamaya karar verdim. İkisini 30 saniye boyunca öpüştürme falan derken benim piyonlarda gitmeye başladı. Yanağıma öpücük, sırtıma masaj falan yaptırdım. Vezirlerini alınca Koreli kıza benimle sevişmesini söyledim. En başta birazcık naz etsede geldi kucağıma oturdu 3 5 dakika seviştik. Çinli hatunda bacak arasını kıstırıp tırnağını ısırır gibi yapıp bana göz kırpıyordu. Sağdaki kaleyi ütünce sıra Çinli hatunun tadına bakmalıydım. Benime sevişmesini söyledim. Göz kırparak gelmeye başladı. Tam dudaklarımız birleşecekken bu ağzımın ortasına doğru geğirerek ve böğürerek kusmaya geğirmeye başladı. Bana elektroşok verip bağladılar. Sonra sahte memelerini çıkardılar. Aynı şekilde peruklarını, sahte tırnaklarını en son makyajlarını çıkardılar. Bu ikisi kız değil erkekti ve beni kandırmışlardı. Tam mikro penislerini bana sokmaya hazırlanıyorlardı ama ben dehşetli bir şekilde kükremeye başladım. Evin camından bir samuray bir ninja atlayıp evdeki ben hariç herkesi kesip birbirlerini sikmeye ve BTS’nin anasını avradına sövmeye başladılar. Ben ise o adrenalin ile ülkeye yürüyerek 5 saat içinde geri döndüm. Koreyi sikeyim.