Bizi çekemeyen ve kıskanan bir çeşit uzaylı ırkı dünyamızın doğal zenginliklerini sömürmek için dünyamızı ziyaret ederler. O dönemdeki insanlar bu uzaylı ırkının niyetlerinin kötü olduklarını üstün ferasetleriyle fark edip onlara kesinlikle pirim vermemişlerdir.
Uzay araçlarının frenlerini patlatmışlar, helyum ile yaşayan bu uzaylıların helyum tüplerinin bağlantı borularını kesmişler ve “bugün Cuma enseyi kapa” deyip enselerine şaplatmışlar. Bu insanlarla klasik yollarla başa çıkamayacağını anlayan bu uzaylı ırkı planlar yapmaya başlamışlar.
Hatta uzaylı bir generalin şunu söylediği kaydedilir: “Bu elimde görmüş olduğunuz tablet bir çivi yazısıdır. Bu insanların elinden bu tableti almadıkça onları asla yenemeyiz”. Bunun üzerine sinsiliğiyle bilinen birisi çıkıp şunu söylemiştir: “Şimdi tableti çiviyi bırakın da planımı dinleyin.
Bu insanlar bize yabancı gözüyle bakıyorlar ve bu halimizle onlarla asla yakınlaşamayız, ama gördüğüm üzere insanoğlunun hayvanlarla bir derdi yok, hatta bazılarının etinden sütünden yumurtasından faydalanıyorlar. İşte tam da bu yüzden bizim hayvan kılığına girmemiz gerekmekte”. Bu dahiyane fikri duyan diğer uzaylıların ağızlarının suyu akmaya başlar ve planı uygulamaya geçirmek için sabırsızlanırlar.
Kendi zihinlerini transfer edecekleri bir hayvan düşünürler ama halihazırdaki hayvanların planlarına uygun olmadıklarını düşünerek yeni bir hayvan türetme yolunu seçerler. Kedigillerden olan vahşi bir hayvanın genleriyle oynayarak şu an felis catus diye adlandırdığımız ev kedisini üretirler (zaten bulunan en eski kedi fosilinin Mö 10.000 yılında olması bu iddiayı kanıtlar nitelikte). Yüz tane gönüllü uzaylı zihinlerini ürettikleri bu kedilere kopyalarlar ve geri kalanı dünyayı terk eder. İnsanoğlunun kedilerle tanışması bu tarihte olmuştur.
Şirin gibi görünen bu hayvanların maskesinin altında şeytani yaratıkların olduğundan habersiz insanoğlu kedileri hemen kabullenir ve evcil hayvan olarak beslemeye başlarlar. Bu uzaylılar da aradaki bağlılıklarını arttırmak için insanoğluna hizmet etmeye başlar. Yılan, akrep, fare, böcek gibi hayvanları öldürüp insanların gözlerini boyarlar.
Ama planlarını sebatla yürütmeleri gerekmektedir çünkü sayıca çok azdırlar. Nesiller boyunca sayıları artan kediler şu an 600 milyon nüfusa ulaşmıştır. Aslanların 30.000, kaplanların 4.000, çitaların ise sadece 10.000 popülasyonu olan yeryüzünde kedilerin nüfusunun 600 milyona ulaşması sizi de şüphelendirmiyor mu? Hem de uzaylılar kedinin genetik materyallerini öyle ayarlamışlardır ki her habitatta yaşayabiliyorlar.
Aslanlar savanda, kaplanlar Asya’da yaşarken kediler Amerika kıtasından Avustralya kıtasına kadar her yerde varlar. Hem köpekler neden kedilerden nefret eder? Çünkü köpekler hisleri çok kuvvetli hayvanlardır ve kedilerin nasıl bir ihanet içerisinde olduklarını çok önceden fark etmişlerdir. Keşke insanoğlu köpekleri anlayabilseydi.
Değerli okuyucular hiçbir şey için geç değil, biran önce bu ihanet çetesine bir dur dememiz lazım