KASABA(1)
Küçük bir kasabada sıradan bir hayatımız vardı . sabah 6 civarında kalkıp üstümü giyindim ve ayakkabılarımı giyip evden çıktım. Geldiğimde Romalyce masaları siliyordu onu gördüm ve selam verdim. Romalyce benim 13 yaşından beri en yakın arkadaşımdı. masaları silerken diğer tüm iş arkadaşlarımızda gelmişti. bir kişi hariç patron yanımıza geldi ve yeni bir iş arkadaşımızın aramıza katılacağını söyledi. Adam içeri geldi ve patron onunla bizi tanıştırdı. Adamın adı "Addamstı". O soluk benizli ve biraz farklıydı o garsonluk görevindeydi. Aslında bu adamı bu kasabada hiç görmemiştim ama bunu pekte umursamadım. Akşama bir iş yemeğimiz vardı patron beni çağırıp bunu addamsa söylememi istedi patrona bunu neden onun söylemediğini sorunca bana onunla kaynaşmamız ve onunla arkadaş olmamız için olduğunu söyledi. Adamsın yanına gittim ve ona bu akşam olacak iş yemeğinden bahsettim ve gelip gelemeyeceğini sorduğumda soğuk bir tavırla "tabii neden olmasın?" dedi. İş çıkışı herkes evlerine dağıldı ve akşam yemeği için toplanacağımız restoranta gittik. Addams da oradaydı ve sadece oturuyodu boş bakışlarla duvarı izliyordu. herkes masaya geçti ve yemeklerini sipariş etmek için garsonu çağırdılar.Herkes istediği şeyleri söyledi sıra admsa geldiğinde kısık bir sesle "sadece su"diye mırıldandı hepimiz şaşırmıştık bu tarz şeyleri sosyalleşmek ve iyi vakit geçirmek için yaptığımız için yemek yememesi biraz garip grlmişti herkes addamsın parası olmadığı için sadece su istediğini söyledi ama bu iş yemeğiyidi ve bu tarz iş yemeklerinde genellikle parayı patron öderedi. Patron bunu ona nazikçe söyledi ama o bunu parası olmadığından değil tok olduğu için söylemediğini söyledi. Kimse pek birşey demedi. yemek yedikten sonra herkes evlere dağıldı Romalyce ve bende evlerimize gittik .Sonraki sabah adam işe gelmemişti. Bizim kasabada yılın tamda bu aylarında bir kutlama yapılır herkes meydanda toplanır ve baharın gelişini kutlar. Bu akşam bu kutlama olacaktı ve kasabada yaşayan herkes davetliydi. Akşam olunca yorgun olamama rağmen eve gitmedim çünkü bu kasabamızın bir geleneğiydi ve bizde bu geleneği devam ettirmeliydik .Eve uğrayıp kıyafetimi değiştirdim ve kasaba meydanına indim. Daha kalabalıklaşmamıştı ve Romalyce de gelmemişti. Onu yarım saat bekledim ve o gelmedi. Aslında pek umursamadım çünkü işten çıkmıştı ve yorgun olabilirdi. herkes toplanmıştı ve eğlence başladı cok eğleniyorduk aslında ama arkamdan biri bana sesleniyordu ama ne zaman arkamı dönsem kimse yoktu . Çok tanıdık bir erkek sesi beni çağırıyordu. Arkada orman vardı ve ormana doğru yürüdüm. Önümde bi adam vardı arkasından bağırdım "Sen kimsin " dedim. Arkasını dönmeden" ben addamsım" dedi. Şaşırmıştım bana birşey vereceğinii söyledi. Hala yürümeye devam ediyordu ve en sonunda arkasını döndü. Yüzü bembeyaz olmuş ve göz altları mordu bana bir mektup uzatıp Romalyce ve sen buraya çok geç olmadan gitmelisiniz dedi ona bunun ne olduğunu bile soramadan ortadan kayboldu.
Etiketler: