İnsanlığın Eşiğinde
Enerji ihtiyacının getirdiği bitmek bilmeyen savaş açıklıktan tükenen zavallı gençlerimizi bu hayata sürüklemiştir… O andan beri geçen 11 yıl bizi buhranın ortasında bıraktı.Yiyecek yiyeceğimiz , içecek suyumuz kalmadı.Artık yaşayacağımız güzel dünyamız pislik bir gezegene dönüştü uzun ve kurak.Gezegende ne yaparsak yapalım hayatımıza devam ettirecek bir yol yok gibi görünüyordu.O an anladık ki yaşamak bizim için ızdırap bu yüzden ölümün bize gelmesini beklemek yerine biz ölüme gitmeliydik.Sırayla manzaraya bakıp yeryüzünü kucaklıyorduk.Sıra bana geldiğinde kollarımı açtım ve adım attım.Kader anlayışını insanlık bırakalı çok olmuştu ama belki o saniyede ilkel beynimin bu yabancı düşünce karşısında titrediğini hissettim.Sonum böyle mi olmalıydı yoksa hayata devam getirebilir miyim? Düşünmek için çok geçti beni döndürecek bir şey yoktu.Haksız çıktım paçavra kıyafetim bir yabancı tarafından hunharca çekildi beni atalarım “Kader”inden kurtardı.Ama ben daha nasıl yaşayabilirdim ki şuan beni tutan kişi de bunu bilmeli.Yüzüne baktığımda çocukluğumdan anlar aklıma akın etti.Bu kişi hayatımın çoğunlukla çocukluğumun parçasıydı.Yalnız hissettimde,ağladığımda,öfkemde yanımda olan adamdı.Gözlerimi durduramıyordum sürekli akmayan gözyaşları vardı.Bir daha kaybetmek istemeğim için ağlıyor hıçkırıyordum.Tek diye bildiğim nasıl hayatsın o ise kulağıma yaklaşarak şu kadim sözleri söyledi taklaya geldik sarp
Etiketler: