Üniversite 1. sınıf okuyordum o zamanlar. 3 arkadaş ev tutmuş beraber kalıyorduk. O gün yılbaşına girecektik. Bir gün yine evde oturuyorduk ve arkadaşlarımdan biri olan Salih “Akşam kızla yılbaşını kutlayacağız.” dedi. Diğer arkadaşım olan Sadi “Bende eve gideceğim” dedi. Salih bana bakarak “Sen ne yapıcan lan?” diye sordu. Bende “Evdeyim olum ne yapabilirim ki” dedim. Salih bana “Benim kızın arkadaşı var o da gelicek, sende benimle gel belki ayarlarsın amk” dedi. 20 yaşında olmama rağmen hiç kız arkadaşım olmamıştı. İlk defa bir kızla takılabilirdim. Biraz düşündükten sonra Salih’e “Benim giyinecek çok şeyim yok olum.” dedim. Oda bana “Ben sana veririm bir kaç bir şey” dedi. Kabul ettim ve hemen heyecanlanmaya başlamıştım. İnşallah kız güzeldir aq. Akşama kadar elbise giy çıkar yaptık ve en sonunda üzerime en çok yakışanı giydim. Saat 9’a geliyordu. Ayakkabılarımızı giyinip dışarıya çıktık. Kızlar uzaktan geldikleri için Salih’le merkeze inip bir börekçi de börek yedik. Kıymalı böreği yemiştim ve ağzım kıyma kokabilirdi. İlk günden kızı rahatsız etmeyelim amk. Börekçi de ki tuvalete girip çeşme suyuyla bir kaç kere ağzımı çalkaladım. Tam tuvaletten çıkacaktım ki gözüm aynaya takıldı. Aynaya dikkatlice baktığımda kendi kendime “Aslında yakışıklı çocuğum lan” dedim. Tuvaletten çıkıp hesabı ödedik. O ara Salih “Kızlar gelmiş, durakta bekliyorlarmış hadi gidelim” dedi.Börekçiden çıkıp durağa doğru yürümeye başladık. Yürürken kalbim küt küt atıyordu. Ne bileyim neden böyle oluyordu. Belki de bu zamana kadar hiç bir kız ile doğru dürüst konuşmadığım içindir. Durağa geldiğimizde Salih kız arkadaşının yanına gitti. Bende benim için gelen kızın yanına gittim. Kız beni görür görmez sanki hayal kırıklığına uğramış gibi yüzü düştü. Anladım, hissettim amk kız beni beğenmemişti. Anladığımı belli etmedim gülerek “Merhaba” dedim. Kızda sanki kafasını silah dayamışlar gibi “Merhaba” dedi. Salih bana bakarak “Yemek yemeye gidelim” dedi. Salih’in kız arkadaşı Seda “Çok iyi bir yer biliyorum oraya gidelim” dedi. Herkes kabul edince ben de kabul ettim. Ne diyebilirdim ki amk ben oraya gelmem mi diyecektim. Sike sike kabul edecektim. Başladık bunlarla Seda’nın çok iyi bildiği restauranta yürümeye. Yürürken Salih’le kız arkadaşı Seda, bizden önde gidiyordu. Bende kızla yan yana yürüyordum. Onlar konuşuyor muhabbet ediyordu bizse mal gibi yürüyorduk boş boş. Nasıl utanıyordum. Ne diyebilirdim ki? Biraz düşündükten sonra “Sen hangi üniversiteyi okuyorsun?” diye sordum. Kız da gülerek “Burada kaç tane üniversite var sence.” dedi. Kendimi o kadar salak hissettim ki gülerek “Doğru 1 tane” dedim. Acilen bir şeyle uğraşmam lazımdı. Hemen telefonu cebimden çıkartıp birisi arıyormuş gibi yaptım ve kulağıma getirerek “Ne oldu, niye arıyorsun?” diye sordum. Kimseyle konuşmuyordum telefon açık bile değildi amk. Belki de rahat 5 dakika kendi kendime telefonla konuşmuşumdur.
Restorantın önüne geldiğimizde telefonu “Görüşürüz” diyerek kapattım. Restorantı görür görmez alnımdan ter aktı. Salih’in yanına yanaşarak “Lan olum burası ne kadar pahalıdır haberin var mı?” diye sordum. Salih’te “En ucuz olanı ye, yoksa yarrağı yeriz” dedi. Restoranta girer girmez garsonlar bizi karşıladı. Öyle bir davranıyorlar ki sanki çok önemli adamlarız amk. Kyk ile takılıyoruz. 4 kişilik bir masaya oturduk ve menülere bakmaya başladık. Hemen menüde en ucuz yemeği aradım. Abi her şey o kadar pahalıydı ki. Evde makarna yiyen insanlardık biz… Garson yanımıza gelip “Hazırsanız siparişini alabilir miyim?” diye sordu. ilk olarak Seda “Ben prizola istiyorum” dedi. Sonra beni umursamayan kız “Bende az pişmiş bonfile” dedi. Salih ise “Ben de prizola alayım” dedi. Garson gözlerini dikerek bana baktı “Siz efendim” dedi. Bende “Kuru fasulye pilav var mı?” diye sordum. Garson “Malesef efendim, sadece menülerdeki yiyecekler var” dedi. O kadar utandım ki yer yarılsa da içine girseydim. Menüye tekrar baktım ve “Bende tavuk sote alayım” dedim. Garson siparişi aldı ve gitti. Bende masadakilere “Ben bi tuvalete gideyim” dedim. Masadan kalkıp tuvalete gittim. Tuvalete girince başladım düşünmeye “Ne salak adamım ben ya. Ne kuru fasulyesi amk.” bu şekilde boş boş kendi kendime konuştuktan sonra tekrardan masaya gidip oturdum. Yemeğimizi yedikten sonra Seda “Bir şeyler içelim” dedi. Salih’te “Olur içelim” dedi. Oturduğumuz masadan kalkıp dışarıda ki masalardan birine oturduk. İçecek menüsüne baktığımda bir çayın bile 6 tl olması götümden terlememe yetmişti. Yine kızlar pahalı içecekleri seçtiler. Benle Salih’te iki bardak çay söyledik. İçeceklerimizi içerken yanımıza bir kedi geldi. Bu benim kız kedileri seviyordu heralde baya bir ilgilendi. Bende belki bende kediyle ilgilenirsem gözüne girebilirim diye düşündüm. Masadan kalkıp kediyi elime almaya çalıştım. Orospu çocuğu kedi hemen elimi ısırıp kaçtı. Abi neden yapmaya çalıştığım her şeyde bir cenabetlik olmak zorundaydı ki…
İçecekleri bitirdikten sonra hesap ödemek için Salih’le kasaya gittik. Hesap 240 tl tutmuştu. Kyk kartımı uzatıp 120tl sini ben, 120 tlsini Salih ödedi.
Restoranttan çıkıp gece klubüne gidecektik. Yılbaşına da az kalmıştı. Canım sıkılmıştı artık zaten kız da benimle hiç konuşmuyordu. Ne zaman bir şey desem zorla cevap veriyor gibiydi. Gece klubünün önüne geldiğimizde içeriden güm güm nasıl ses geliyordu. Daha önce televizyonlarda falan görmüştüm ama gerçeğine ilk defa girecektim. Az çok tahmin edebiliyordum neler olduğunu. Kapıda bekleyen görevli bize “Kişi başı 110 tl. 6 tane içki içecek içme hakkınız vardır. Siz 4 kişisiniz size 400 tl olur” dedi. Salih hemen yanıma gelelerek “Senden 200 tl çıkar mı?” diye sordu. Salih’e bakarak “Olum kızların parasını da mı biz ödeyeceğiz” dedim. O an Seda Salih’e “Aşkım hadi girelim yaa. Çok güzel bir yere benziyor hem parası da hiç bir şey” dedi. Salih’te “Girelim aşkım” dedi. Salih kolumdan sıkarak “Hadi” der gibi yaptı. Ya Salih çok salaktı. Ya da kız bu şekilde tavlanıyordu amk. Sike sike cebimden 200 tl daha çıkarttım. Babam eşşek gibi çalışsın beni okutmak için, bide benim yaptıklarıma bak amk kesin grur duyardı. İçeriye girdiğimizde kulaklarım patlayacak gibi oldu. Ne biçim sestir bu. Bütün deliler çıkmış dans ediyordu. Bir masaya oturduk, tabi masa denirse tuhaf bir şeydi. Salih bira istedi. Kızlarda kokteyl falan demişlerdi. Ben hayatımda hiç alkol içmediğim için sadece enerji içeceği istedim. Garson bana bir şeyler diyordu ama sesten duyamıyordum. Bağırarak “Nee” dedim. Garson bir daha söyledi ama yine anlamadım. Bu sefer “Tamam” dedim. Artık neye tamam dediysek. Salih’le Seda dans etmeye başladı. Benle de kız boş boş oturuyoruz. Kendi kendime “Hadi utanma söyle kıza, dansa kaldır” diyordum. En sonunda bütün cesaretimi topladıktan sonra kıza “Dans edelim mi?” diye sordum. O da klasik olarak “Hayır” dedi. Bende “Sen bilirsin” dedim. Hemen telefonu çıkartıp yıkık insan haraketleri yapmalıydım ama telefonun da şarjı bitmişti amk. Bir kaç dakika sonra içeceklerimiz geldi. İlk defa kırmızı enerji içeceği görüyordum. Bir kaç yudum içtim. Tadı acıydı. Ne biçim enerji içeceğiydi lan bu.
Herhalde “Kaliteli olduğundan yada başka bir yerin markasıdır” diyerek içmeye devam ettim. Enerji içeceğimi içerken Salih’in telefonu çaldı, masadan kalktı ve birisiyle konuşmaya başladı. Biraz sonra yanımıza gelerek “Murat gelecekmiş yanımıza” dedi. Haydaa. Ne Murat’ı şimdi. Moralimin bozulduğunu kimseye çaktırmadım. Salih’in arkadaşıydı sonuçta. İçecekler bittikçe garson “Bir daha ister misiniz?” diye soruyordu. Onlar istedikçe bende hep aynı enerji içeceğini istiyordum. Üçüncü bardağı içerken başım ağrımaya, midem bulanmaya başladı. Niye durduk yere başım ağrıyordu ki şimdi? En iyisi bi tuvalete gidip elimi yüzümü yıkayayım dedim. Ayağa kalkıp “Ben elimi yüzümü yıkayıp geleceğim” dedim. Kimse sikine bile takmadı. Orada ki garsonlardan birisine “Tuvalet nerede?” diye sordum. Garson da “İkinci katta. Şurada ki merdivenlerden çıkabilirsiniz” dedi. Merdivenlerden çıkıp tuvaletin önüne geldim. Ayakta durmakta zorlanıyordum. Kendi kendime “Lan yoksa hastalandım mı amk” dedim. Elimle tuvaletin kapısını açıp içeriye girdiğimde çığlık sesi duydum. Kızın birisi üzerinde sütyen bile yok klozetin üzerinde oturuyordu. Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Hemen kapıyı geri kapattım. “Ananı sikim burası kızlar tuvaletimi lan” dedim içimden. Kafamı kaldırıp tuvaletin kapısına baktığım da erkekler tuvaletiydi. Kapının önünde beklemeye başladım. Biraz bekledikten sonra kız tuvaletten çıktı ve bana tokat attı. Hemen kıza “Burası erkekler tuvaleti lan. Hem buraya girdiysen bile kapısını kitlesene amk” dedim. Kız hiç bir şey demeden aşağıya indi. Ben de tuvalete girdim. Tuvalete girer girmez burnuma öyle bir ağır bok kokusu geldi ki. Ananı sikim bir kız bunu nasıl yapabilirdi?
Hemen elimi yüzümü yıkayıp buradan çıkayım dedim. Lavabonun önüne gelip yüzümü bir kaç defa yıkadıktan sonra birden kusmaya başladım. Öyle bir kusuyordum ki ne içtiysem yediysem çıkıyordu. Orayı bir güzel temizleyip tekrardan aşağıya inmek için merdivenlerin yanına geldim. Bizimkilerin yanına giderken benim kızı birisiyle dans ederken gördüm. Dikkatli bir şekilde baktığımda Salih’in arkadaşı Murat’la dans ediyordu. Kendi kendime “Vay amk. Gerçi kız da haklı o varken benimi tercih edecekti. Sikerim eve gideyim en iyisi” dedim ve Salih’in yanına yürümeye başladım. Salih’in yanına yürürken yerde balondan bir kalp buldum. Eğilip elimle balonu aldım. Sağa sola baktım. Güzel bir kız gördüm. Kızın yanına yaklaşarak “Al senin olsun” dedim. Kız da elimden alarak “Teşekkür ederim” dedi. Tekrardan Salih’e doğru ilerledim. İlerlerken bir an duraksadım. Ulan ben kıza balon mu verdim amk. Nasıl yapmıştım bunu. Ben hayatta merhaba bile diyemezdim ki. Salih’e dokunarak “Ben eve gidiyorum anahtarı ver” dedim. Oda bana “Nereye gidiyorsun olum? Gece daha yeni başlıyor” dedi. “Ya ver şu anahtarı boş yapma amk” dedim. Salih’ten anahtarı aldım. Tekrardan oturduğum masaya gelip bir kaç yudum daha enerji içeceğinden içtim. Bardağı yam yerine koyacakken Omuzuma birisi dokundu. Kafamı çevirip baktığımda balon verdiğim kızdı. Bana “Birlikte dans edelim mi?” diye sordu.
Şaşırmıştım amk. Kıza bakarak “Olur edelim ama ben dans etmeyi bilmem” dedim. Kız da “Ben sana öğretirim kendini bana bırak” dedi. İki kolumdan çekerek neredeyse sahnenin ortasına kadar geldik. Başladım o ne yapıyorsa aynısını yapmaya. Başım fena dönüyordu. Sanki hiç bir şey umurumda değilmiş gibiydi. Ben değildim işte bir başkasıydı. Kızla dans ederken iyice içime girdi ve kulağıma “Ellerini belime koy” dedi. İki elimi de kızın beline koydum. Kız da elleriyle kalçalarına doğru indiriyordu yavaş yavaş. o an birisi omuzumdan sert bir şekilde çekti. Neredeyse yere düşüyordum. Kafamı çevirdiğim de bu Murat’la dans eden benim kızı gördüm. Bağırarak “Ben senin için geldim. Sen başkası için dans ediyorsun” dedi. Bende sakin bir şekilde “Çünkü o senden daha güzel” dedim. Üzülsün istedim. Kızın dudakları ağlayacak gibi oldu böyle kıpır kıpır etti. Sonra bir hışım masadan çantasını alıp dışarıya çıktı. Hemen ardından Seda yanıma gelerek “Kızı ağlattın şerefsiz. Ben de seni adam sanırdım.” dedi ve oda peşinden gitti. Hemen ardından da Salih yanıma gelerek “La olum niye böyle yaptın amk. Neyse sikdir et. Sonra evde konuşuruz. Sen bi 50 tl versene sigara alacağım” dedi. Hiç bir şey demeden cebimden 50 tl çıkartıp Salih’e verdim. Salih’te parayı alır almaz kızların peşinden koştu gitti. Ağzım açık bir şekilde tek başıma kalmıştım. Taşşak mı geçiyordu bu kız benle. Sonra da dans ettiğim kız “Madem sevgilin var niye benimle dans ediyorsun yavşak” dedi ve o da gitti. Moralim bozulmuştu, ulan benim ne suçum vardı ki herkes postayı bana koymuştu. En iyisi eve gitmekti. O yüzden klüpten bir şişe su alarak dışarıya çıktım. Yolda boş boş yürürken tekrardan Salih’i gördüm. Tek başına duruyordu öylece. Hemen yanına giderek “Kızlar nerede?” diye sordum. Bana bakarak “Seda’dan ayrıldım” dedi. Bende “Neden ayrıldın olum, ne oldu yine? dedim. O da “Seda dedi ki. Benim arkadaşımı ağlatan birisi senin arkadaşın olamaz. Ya o ya ben diye bana 2 seçenek sundu. Bende sikdir git. Senden 20 tane olsa bir tane arkadaşım yapmaz dedim. Oda ağlayarak gitti” dedi. Ulan gözlerim dolmuştu amk. Salih’e “Boş ver amk kız mı yok sana. Gel şurada ki bakkaldan bir şeyler alıp takılalım” dedim. Bakkala girip çekirdek kola aldık ve sahile gidip soğukta taşların üzerine oturup kendi aramızda yılbaşına girdik. Boş yere çok paramız gitti ama hayatımın en güzel gecesiydi o gün. Çok saçmaydı belki ama böyle olmuştu her şey. İlk defa bir kız beni beğenmişti belki de.