hızlanmak, tüketmek, kaydırmak.
insanın binlerce yıllık bir ayarı vardır: sabretmek, bağlanmak, kök salmak.
modern hayat ise bunun tam tersini ister: hızlanmak, tüketmek, kaydırmak.
ve bu ikisi, içimizde sürekli çatışır.
bize anlık olanı sevdirdiler. o 5 saniyelik dopamini.
yemek yerken ekrana bakmadan doyamayız artık. çünkü sabrımız yok.
oturup bir filmi bitiremeyiz. çünkü zihnimiz hep 'bir sonraki'ne alışkın.
adına 'konfor alanı' dediğimiz bir hapishane inşa ettik; minimum efor, maksimum haz.
sonra aklımıza "çocuk" fikri gelir. ama çocuk bu hayatın tam zıttıdır.
çocuk, 'şimdi' değil, 'hep' ister.
bölünmemiş bir dikkat, koşulsuz bir fedakarlık ister.
o çok sevdiğin konfor alanının anahtarını denize atmanı ister.
e bu da bizim ayarlarımıza ters.
ama dürüst olalım, mesele çocuktan kaçmak değildir.
mesele, o çocuğu düşünecek 'sağlam' zemini hiç bulamamaktır.
iki insan tanışır. o ilk heyecan, o tensellik…
ve sonra? "hadi eywallah." next.
çünkü bağlanmak, risk almaktır. ve biz risk almayı sevmeyiz.
çünkü telefonumuzdaki vitrin, 'daha iyisi dışarıda olabilir' diye fısıldar sürekli.
kimse kimseye duygusal yatırım yapmak istemez.
derinleşmek, emek ister. oysa biz 'tüketmeye' alıştırıldık, 'inşa etmeye' değil.
"biz olmak" diye bir şey vardı eskiden. çok nostaljik kaldı.
anne babalarımız bunu yaptı. sabrettiler, fedakarlık ettiler.
onlarınki de mükemmel değildi ama 'biz' olmanın gücüne inandılar.
biz ise 'ben' olmanın imparatorluğuna inandık.
Etiketler:
2 Yorum
Yorum Yaz
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.

bu ay okuduğum en iyi flood. eline sağlık
çok başarılı bir copypasta. gözlerim yaşardı adeta..!