Hastanede 31 çekmek

güzel kokular eşliğinde, bırak boşalmayı, malafatı kaldırmanın bile hemen hemen imkansız olduğu bir ortamda zoru başarmaya çalışmaktır.

iki kez fıtık ameliyatı geçirmiş biri olarak, adını vermek istemediğim bir bölgemdeki yanma hissi nedeniyle (ismini vermek istemeyen daşşak) sıramı alıp vardım ürolojiye. arkama da dertli olduğu her halinden belli orta yaşlı bir adam geldi.

dayı: ceçmiş olsun, senin neyin var çi?
ben: sağol dayı, bilmiyorum yanma var biraz
dayı: nerde?
ben: altta
dayı: altta nirde? pelis'te? (nazik olmaya çalışıyor)
ben: yok, daşşağımda! senin neyin var dayı?
dayı: vola bızim çocuk yok, dedim garıyı degişmeden bi gendim görünem
ben: sana da geçmiş olsun dayı, hah benim sıram geldi, iyi günler.

girdim içeri, muayene, tetkik derken, zaten tanıdık olan doktor elime bir tüp sıkıştırıp:

dr: git, boÅŸal, bunu da labaratuar'a ver,
ben: yarın versem?
dr: olur ama sonuç gecikir
ben: tamam bi eve gideyim, geleyim hemen
dr: o iş olmadı işte, taze taze labaratuara girmesi lazım
ben: haydaa
dr: boşaldıktan sonra maksimum yarım saatte yetiştirmen lazım.
ben: evden buraya anca bir saatte gelirim
dr: ya git tuvalete, hallet iÅŸini olum
ben: poff. tamam

neyse abi, tüpü cebime atıp tuvalete doğru yola koyuldum. kapıyı içerden kilitleyip başladım icraata ama ı ıh. garip gureba sesler. yanda biri sıçıyo, zart zurt. ulan bu ortama kütük getirsen eğilir, biz çük kaldırmaya çalışıyoruz. tuvaletten çıkıp lavaboya geldim, elimi yüzümü yıkadım. aklıma hürriyet web sitesinden cüretkar pozları, unutulmayan aşk sahnelerini filan getirip tekrar içeri girmek amacındayım. o ara, sırada tanıştığım dayı da mahçupça bir ifadeyle daldı içeri. onun girdiği sıçma kabininin (başka ad bulamadım) en uzağında kalanına da ben girdim. girdim ama:

dayı: hoaarkk, şapp şuupp, hoaark
ben: o ne la, bu da tüple geldi heralde
dayı: hoaaaa, puurrfffşş, şap şup, şalaşup
ben: ya mına koyim bu nedir ya
dayı: hooooaaarrrrğğğğ, şap şap şap şap
ben: al işte indi yine aq. çocuğu olmuyomuş, lan ben de çocuk olsam, senden olmam, gider başkasından olurum.

tekrar çıktım kabinden. bir daha eli yüzü yıkadım. ben kurulanırken, az biraz daha kükreyen dayı, elindeki fullenmiş tüple çıktı dışarı. o tabloyu görmez olaydım. resmen çük kayboldu lan, içine kapandı.

o sinir ve yarım saattir tuvalette bulunmanın verdiği mide bulantısıyla "sikerim lan, eve gidecem ben" dedim. dedim ama kısırlıktan filan da korkuyorum. tekrar geri döndüm, sapıklar gibi hastanede kendime uygun bir 31 partneri aramaya başladım. e mekan hastane olunca akla hemşireler geliyor doğaldır ki:

-yok bu olmaz
-bu da olmaz, surata bak
-bunun da kolları kıllı, kesin kalan yerleri de öyledir
-baÅŸka bir servise mi gitsem

derken, hayallerimin kadınını buldum, elinde kağıtlarla tam karşıdan bana doğru geliyordu, iyice süzdüm, hafiften bana bakıp çok güzel bir biçimde gülümsedi. o an insanlığımdan utandım. kadın benden belki 4-5 yaş büyük, evli, barklı, tanımadığı birine bile insanca gülümsüyor. ya bu ibne bendeniz ne planlıyor

-ohhh güldü de, ben şunu bi tuvalette hayal meyal sikeyim.

neyse abi, ıkına ıkına da olsa, saÄŸ omuz baÄŸlarımda yumuÅŸak doku zedelenmesi oluÅŸturacak kadar uÄŸraÅŸsam da, çükü efelendirmeyi baÅŸarıyorum. baÅŸarıyorum da senaryoya adaptasyon saÄŸlayıp tam boÅŸalacakken öbür eldeki tüpü çüke dayandırınca, külkedisi gibi irkilerek hayalimden uyanıyorum. hemÅŸire "orospu çocuÄŸu, sana gülende suç" diye bağırıp kayboluyor, üstünde bulunduÄŸumuz yatak kanalizasyona dönüşüyor falan filan. e böylelikle yolun %90'ını katederek beri gelen meni geri geri gidiyor. gittikçe çıldırıyorum. çıldırdıkça sertleÅŸiyorum, sertleÅŸtikçe terliyorum ve sonunda oluyor…

oluyor da, dayının fullediği tüpün çeyreğini dolduramıyorum. boynumu büke büke gidiyorum labaratuara "dalga geçmeseler bari" diye diye. ama o denli yorulmuşum ki, labaratuar görevlisi "kardeş bu yetmez" dese "gardaş ben bittim, üstünü de sen tamamlayıver " diyecem aq.

neyse ki, alıyorlar numuneyi, daha doğrusu numeniyi. 2 saat sonra sonuçla doktora gidiyorum, doktor karneye bakan baba gibi bir halde:

-hımm, ileri hareketlilik çok iyi, hımm x de iyi, güzell, z de eÅŸik deÄŸerin çok üstünde…
+yani?
-sakın bana yaklaÅŸma, neme lazım. hadi geçmiÅŸ olsun…

gururla çıkıyorum muayenehaneden, aklıma dayının fullediği ama benim ancak çeyreğine damlatabildiğim tüp geliyor.

"hehehe, fullese ne çıkar olm, moralini bozma, onun mazotuna su karıştırmışlar" diye puhaha puhaha çıkıyorum hastaneden.

bu da şöyle bir anımdı.

Etiketler:

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3123 Toplam Flood
2718 Toplam Yorum
1529 Toplam Üye
7 Son 24 Saatte Flood

Kod e‑postana gönderildi. (24 saat geçerli)