Celal Şengör hoca bir etkinlik vesilesiyle memleketim olan Elazığ’a gelmişti.Kitap falan imzalayacak, üniversite öğrencileriyle sohbet gibisinden bir şey yapacaktı. Ben de geleceği etkinlik merkezinin çalışanlarından biriyim. İşim klimaları ayarlamak, sandalyeleri düzenlemek, mikrofonları kontrol etmek falan. Sabah saat 9.30 gibi celal hoca ve yanında bulunan asistanları etkinlik merkezine giriş yaptı. Ben çalışan olduğum için saat 8 de gelmiştim Uzaktan Celal hocayı gördüm hafiften bir kestim kendisini.İyi para almış olacak keyfi yerindeydi. Asistanlarıyla ve etkinlik merkezinin müdürüyle uzun dar yolda sohbet ederek benim de bulunduğum geniş salona doğru ilerliyorlardı. Salonda her şey hazırdı. İnsanlar yavaştan gelmeye başlamıştı. Sonunda salona vardılar ve ben ve çalışma arkadaşlarım da onları kapıda karşıladık.Ben tabi biraz sosyal bir insan olduğum için hoşgeldiniz Hocam şeref verdiniz diye atladım. Müdür bana sert bir bakış attı adeta bakışıyla eritmeye çalışıyordu beni. Celal hoca etkinliğin başlamasına 15 dakika kala salonun yanındaki odaya geçti koltuğa oturdu. Kapalı kapıyı tıkladım ve içeri girdim. Buyur genç adam dedi. Bir isteğiniz var mı hocam dedim. Bir çay iyi olurdu diye cevap verdi. Gittim hemen çayını getirdim. Bir yudum aldı ve mmhh çok kötüymüş dedi. Çok utandım ortamı ısıtmak için “tadı bok gibi mi azizim” diyiverdim. Celal hocanın yüzü buz gibi oldu. Benimki de kıpkırmızı. Hemen odadan koşarak çıktım ve etkinlik merkezini terkettim. Şimdi celal hocanın açtığı davalarla uğraşıyorum. Bu yaptığım saygısızlığı üstüme bir avukat sürüsü göndererek cezalandırdı.İşten kovuldum.25 liraya yoldaki katarlı üniversite öğrencilerine sakso çekiyorum.
Paylaş