Ne zaman Mustafa abinin marketinin önünden geçsem o dolaptaki ihtişamlı Beypazarı maden suyunu görüyorum içim kıpır kıpır oluyor, kalp atışlarım hızlanıyor. Elim istemsizce bir anda cebimdeki son bozukluklara ulaşıyor, ben daha farkına varmadan dolabın yanında buluyorum kendimi. dikiliyorum önünde bazen dakikaları buluyor. O soğuk dolaptaki Beypazarı maden suyuna bakıp donuyorum. Bazen diyorum keşke Beypazarı maden suyu olsam, beni ellerine alıp kutsal soda açacağı ile cinsel arzularımı dindirseler, maden suyunu açarken gelen o zevk rüya gibi. Yavaşça elimle kavrıyorum maden sodasını, zevkten uçmadan önce hemen kasanın yolunu tutuyorum. Cebimdeki son parayı uzatıyorum ve marketçiden kibarca kapağını açmasını istiyorum. Marketten çıkıp yakındaki bir parkın bankına oturuyorum, kafamda sadece maden sodasının çıkardığı o ses ve gaz köpürcüklerin harmonisi ile oluşan görsel bir şölen yaşayıp ilk yudumumu alıyorum. Boğazımdan akarken gelen hafif yakma ve sonrasında gelen ferahlama hissini hiçbir şeye değişmem. Kendime geldiğimde sodanın bittiğini farkediyorum, her zaman yaptığım gibi boş soda şişesini evime götürüyorum. İçtiğim her bir Beypazarının benim için yeri ayrıdır. Siz siz olun Beypazarı içmeyin, bir kere bağımlısı olunca geri dönüşü olmuyor.
Paylaş