Atatürk’ün yakın arkadaşı Kılıç Ali ve Futbol Hikayesi

Atatürk bir gün, ani bir kararla kalkıp yakın arkadaÅŸlarından Kılıç Ali'yi evinde ziyarete gitti. Kapıyı Kılıç Ali'nin oÄŸlu Gündüz Kılıç açtı. Sonraki yıllarda Türk futbolunun efsanevi isimlerinden biri olan, herkes tarafından çok sevilen Gündüz Kılıç, o yıllarda, henüz çok gençti. Galatasaray Lisesi'nde okuyordu ve Galatasaray takımında yeni oynamaya baÅŸlamıştı. Hemen parladığı için Milli Takıma çaÄŸrılmıştı. Genç Gündüz, kapıyı açıp da karşısında Atatürk'ü görünce çok ÅŸaşırdı, heyecandan ne yapacağını bilemedi. Babasının evde olmadığını söyledi ama Atatürk'ü de içeri buyur etmeyi unutmadı. Atatürk girip girmemek konusunda kısa bir kararsızlık yaÅŸadı; ama genç Gündüz'ü önemsemez görünmemek için içeri girdi. Genç Gündüz, elleri ayakları titreyerek mutfaÄŸa koÅŸtu; bir bardaÄŸa ÅŸerbet doldurduktan sonra bardağı getirip Atatürk'ün önüne bıraktı. Atatürk, ÅŸerbetini yudumlarken saygıyla ayakta duran genç Gündüz'e karşısındaki bir koltuÄŸu göstererek, ''Geç şöyle otur,'' dedi, ''seninle konuÅŸalım biraz.'' Genç Gündüz koltuÄŸa otururken ''Eyvah'' dedi içinden ''ÅŸimdi yandık!'' Atatürk'ün özellikle gençlere, deÄŸiÅŸik zeka soruları sorarak, onları sınava çekmekten hoÅŸlandığını biliyordu. Aynı ÅŸey, ÅŸimdi onun başına gelecekti. SorduÄŸu soruları bilemezse nasıl bakardı yüzüne? Atatürk önce, ''Neden yenildiniz?'' diye sordu. O sıralarda Milli Futbol Takımımız, Halkevleri Takımı adı altında, Rusya'da beÅŸ altı maç yapmış, maçların çoÄŸunu da kaybetmiÅŸti. Genç Gündüz'de takımdaydı ve birkaç maçta oynamıştı. Genç Gündüz, sıkıntı içinde açıklamaya çalıştı. Sözcükleri zar zor bir araya getirerek birkaç cümle kurabildi. Bu durumu gören Atatürk baÅŸka bir soruya geçti: ''Peki bu yenilgiler seni çok üzdü mü?'' Genç Gündüz nasıl üzüldüğünü anlatmaya baÅŸlamıştı ki Atatürk, onu bir el hareketiyle durdurdu: ''Dünya'da yenilmeyen kimse, yenilmeyen ordu, yenilmeyen takım, yenilmeyen kumandan yoktur,'' dedi. Devam ederek: ''Yenildikten sonra üzülmek de tabiidir…Ancak, bu üzüntü insanın maneviyatını yok edecek, onu çökertecek seviyeye varmamalıdır. Yenilen, hemen toparlanmalı, kendini yeneni yenmek için olanca gücüyle, azmiyle daha çok çalışmalıdır.'' Biraz durdu, düşündü; sonra konuyu deÄŸiÅŸtirerek, ''Futbol nasıl bir oyundur, nasıl oynanır? Sen bana ondan bahset!'' dedi. Genç Gündüz, çok iyi bildiÄŸi yerden gelen bu soruyla rahatladı. Hemen eline bir kalem aldı, önüne bir kağıt çekti. Kağıda oyun sahasını çizdi. Sahaya kaleciyi, savunma, orta saha ve hücum oyuncularını yerleÅŸtirdi. Oyuncuların ileri geri hareketlerini, savunma, saldırı ve taktikleri anlattı. Onu dikkatle dinleyen Atatürk, genç Gündüz sözünü tamamlayınca gülerek, ''Yahu desene, sizin oyun da bizim harp oyunları gibi bir ÅŸey,'' dedi, ''strateji bilgisi ve kurmay kafası istiyor.'

Etiketler:

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3758 Toplam Flood
3962 Toplam Yorum
2337 Toplam Üye
26 Son 24 Saatte Flood

Kod e‑postana gönderildi. (24 saat geçerli)