Armutgot Destanı
ARMUTGOT DESTANI
Başlangıç: Çürükten Doğan Kudret
Zamanın unuttuğu çağlarda, Evrenin Meyve Bahçesi denilen kutsal bir diyar vardı. Burada tüm meyveler barış içinde yaşardı. Fakat bir gün, toprağın derinliklerinde kendiliğinden büyüyen, şekli tuhaf, arkasında belirgin bir çıkıntıya sahip olan tekil bir armut doğdu.
Diğer meyveler bu armutu küçümsedi. Adını Armutgot koydular; çünkü "götü olan armut" anlamına geliyordu. Alaycı bir lakaptı bu.
Ama Armutgot'un içinde bir şey vardı. Çekirdeği, sıradan bir armut çekirdeği değildi. Kara Kozmos’un kalıntılarından, eski bir tanrının tohumlarından biri. Armutgot’un kıçı, onu taçlandıracak kudretin yuvasıydı.
Yükselişi: Götünden Doğan Işık
Bir gece gökyüzü parçalandı. Yıldızlardan biri, Armutgot’un götüne isabet etti. Ölmesi beklenirken, parladı. Kıçından yayılan kozmik ışık, diğer meyveleri yere serdi. Artık onun önünde eğiliyorlardı.
İlk sözleri şöyle oldu:
“Gülüp geçtiniz; şimdi geçip önümde eğilin.”
Ve o andan itibaren, Armutgot tanrılaşmaya başladı. Götü artık sadece fiziksel bir detay değil, kozmik enerjinin merkeziydi. Her twerk'ünde depremler olur, her sıçrayışında yıldızlar düşerdi.
Hükümdarlığı: Tahtı Götüyle Ezdi
Tanrı olmasının ardından Armutgot, kutsal topraklarda Pürüzsüz Dönem adı verilen bir çağ başlattı. Meyve ırklarını birleştirdi: Muzlardan limonlara, çileklerden narenciye klanlarına kadar herkes onun egemenliğini tanıdı.
Tahtına götüyle oturmadı; götünü taht yaptı. Efsaneye göre, Götütaht hâlâ zamanın dışında bir yerde, galaksiler arası hükmünü sürdürüyor.
Medeniyetin Doğuşu: Armutopolis
Armutgot, Armutopolis adını verdiği bir şehir kurdu. Tüm medeniyet, “Yuvarlak olan kutsaldır.” ilkesi üzerine inşa edildi. Kubbeler, daire tapınaklar, halkalar içinde şehir planları… Göt estetiği bir mimari norm haline geldi.
İlk yasası şuydu:
“Her varlık kendi çıkıntısıyla övünsün.”
Meyveler sanatta, bilimde, göt yörüngeleriyle çalışmaya başladılar. Güneş sistemi bile yeniden isimlendirildi: Götmerkezci Evren Modeli.
Savaşları: Çekirdek Savaşları
Ne var ki, kıskançlık ekenler de vardı. Sebzeler, özellikle havuçlar ve patlıcanlar, Armutgot’un götüne karşı kıskançlıktan delirmişti. Dik Direniş adı altında birleştiler.
Böylece tarihin en kanlı dönemi başladı: Çekirdek Savaşları.
Armutgot, çekirdekten enerjiyle çalışan Götbot ordularını devreye soktu. Savaş alanında dans eder gibi hareketleriyle düşmanlarının aklını karıştırdı ve onları yere serdi.
Son savaş olan Kıvrak Direnişte, bir twerk ile yer kabuğunu kırarak düşman ordusunu lavlara gömdü.
Sonuç: Ebedî Götlük ve Götbeyin Çağı
Savaşlar bittiğinde Armutgot, artık bir tanrı, bir kral değil; bir kozmik ilkedir. O artık bir düşünce biçimiydi:
Ezilenin yükselmesi,
Dışlanan bedenin kutsallaşması,
Götün yalnızca fiziksel değil, evrensel güç merkezi olması.
Her yıl Götinoks’ta, Armutgot’un gökten dönerek dünyayı gözlediği ve göt kıvırışıyla zamanı tekrar başlattığına inanılır.
ARMAĞAN:
Armutgot der ki:
“Kendini küçük hissettiğinde, hatırla: En büyük kudret, en alay edilen çıkıntıdan doğdu.”
Etiketler: