denizle bizim eve girdik. Bir tek anahtarım yoktu. Bu tip durumlarda annem anahtarımızı karşı komşuya bırakır. Gene öyle yapmıştı. Karşı komşumuz 55 lik klasik chp teyzelerindendir. Ama tam çağdaşlık mertebesinde değildi. Için de muhafazakar bir rahibe yatmış olduğuna inanırım. Kızla beni iyice süzdü. “sikecen mi lan kızı” bakışı attı. “yürü git orospu bakışı” attım. Kapadı kapıyı. Tabi birazcık dalgaya vuruyorum. Yoksa öyle bir baktı ki kıza yürü lan camiye demek geldi içimden.
Denizle içeri girdik. Hayatımda yaşadıklarımı çok fazla dramatikleştirmiyordum fakat bir gerçek vardı ki çok boktandı durumum. Kısaca bariz dram dı yaşadıklarım. Yalnız küçültüyordum problemlerımı. Tabi açlıkların olduğu bir dünya da bunları en büyük dertlermiş şeklinde de lanse etmenin anlamı yok.
Deniz le lavaboya gittik. Yüzüme su çarptı. Ardından üstümdeki kıyafetlere oluk oluk su döktü. Kendince temizlediğini sanıyordu. Halbuki daha da boktan bir hale gelmişti kıyafetlerim.
Lan neyine gülüyorsunuz komik diye mi yazıyorum. Ayrıca o anları anımsamak bile boktan lan yaşanılan göt korkusunun haddi hesabı yok. Herneyse:
peşinden odama gittim. Bu sırada deniz mutfağa gitmişti, kıyafetlerimi değiştirdim hemen.
Deniz “bayat ekmek var” dedi. Siktiğimin evinde bayat ekmek yetişiyordu sanki. Abim deseniz bu kadar çalışkan olup bir insan iyi mi bu kadar sosyal olur anlamıyorum. Bir insan eve geldiği benzer biçimde dışarı çıkar mı? çıkıyor çalışkan piç. Okulu da hemen kapının önünde. Güzel bir anadolu lisesi. Dersleri müthiş, sınıfın en iyi okulda dereceler yapıyor. Sonra eve gelip anında dışarıya çıkıyor. Aynı anneden olduğumuzu kimse yutturamaz. Kesin bu herifi çirkin bir bilim kadını çıkartmıştır.
Denize dolapta bir şey var mı diye sormuş oldum. çorba olduğunu söylemiş oldu. Ilk kez evde yiyecek vardı. Doğru mu söylüyor diye baktım. Sahiden de çorba vardı. Akşamları yemek olurdu fakat ben öğlen saatinde ilk defa bana yiyecek bırakıldığını görüyordum. Deniz çorbayı ısıttı. Ekmek kullanmadan şekilde içtik. O an kendimden tiksindim. Hep dalga geçtiğim gençler gibiydim. 16 yaşında evcilik oynayan liseli piçler. Ama kafamı o an başka bir soru kurcalıyordu. Mercimek çorbalı ağızlarla öpüşsek tat alabilir miydik?
denizle odaya geçtik. Yatağın üzerine oturduk. Kafamdan onlarca fikir hhızla geçiyordu. “bilgisayarı açıp yanlışlıkla ferre sitesine girmek, erotik film izlemek, cinsellik sahnesi olan duygusal film seyretmek , film seyretmek , seyretmek ,sikmek” o anda deniz hiç şey yaptın mı dedi? Ne diye sordum. Sahiden anlamamıştım. Biyolojik açıdan birleşme dedi. Kültürlü kevaşem benim. Işte size kaşar diye nitelediğiniz kızlarla çıkmanın avantajları. Aile kızıyla çıksaydınız o kadar iğrenç sıkıcı bir durumda olurdunuz ki kendinizi parmaklamak istediniz.
-hayır yapmadım.
+ben yapmış oldum.
-oha (bu kadarı da fazla amk)
+öyle valla. Kötü değil keyifli.
-napalım şimdi yapalım mı?
+öyle bir şey demedim.
-demene ne gerek var nerdeyse kendini nasıl si… (sustum orada)
+yavaş ol be.
-pardon. Peki meydana getirecek mıyız?
+bilmiyorum. Hem güzel olup olmadığını bilemezsin.
-inanırım güzeldir. Ben ilerigörüşlüyümdür.
+iyi bakalım dedi.
Hayatımın en güzel anı başlıyordu. öncelikle idrak edemedim mevzuşmaları. Ben, yaşamında ferrelerde bile boşalma anında yarrak görüntüsüyle karşılaşan zapatista bir kızla, hemde güzel bir kızla birleşmenin eşiğindeydim. şimdi bile kendimi kutluyorum. Ver düşününce iyi cümleler kurmuşum. (buna yakın cümlelerdi herhalde) şimdi o kız gelse soyunsa sanırım ona bakarak mastürbasyon yaparım.
altımda eşofman vardı. Okuyorsanız okul pantolonumu çıkardığımı biliyorsunuzdur. Denizin eteği her vakit ki benzer biçimde kısa. Gömleğin üstten 2 düğmesi açık. 3 te olabilir bilmiyorum. Göğüsleri hafiften görülüyor işte. Yatakta oturuyordum. Ardından deniz diz üstü oturdu yere. önümde eğildi. şeytanca sırıtarak eşofmanımı indirdi. Ardından eliyle kavradı penisimi. Yalamaya başlayalı 15 saniye kadar olunca dur dedim. Ağzından çıkarttı, bende penisi sola döndürüp boşaldım. Ama yaşamımda bu şekilde bir an yaşamamıştım. Aman tanrıım o mastürbasyon saçmalıklar ferreler. Bir tek yalamayla bu hale geldiysem içinde olduğumu tahmin edemiyordum. Deniz gülmeye başladı. Biraz utandım orada. Vücudum tüm zamanların en büyük endorfinini sağladı. Utanmam ve hayal kırıklığım yerini mutluluğa bıraktı tekrar yapsana dedim. Iyi bakalım dedi. Içimden bu kızla derhal evlenmeliyim dedim. Galiba bu evlilik saçmalıkları böyle ortaya çıkıyor. Adam tam orgazm olacağı sırada kadın ona evlilikten bahsediyor ve adam mutluluk patlamasıyla kafasına bu düşünceyi koyuyor. Bense her an ulaşılabilecek sex hayaliyle bu düşünceye varmıştım.
Ardından yeniden kavradı penisimi deniz. Yalamaya başladı. Sahiden daha önce birileriyle birlikte birlikte olduğu anlaşılıyordu. Iyice hızlanmaya başladı. Ben yine kendimden geçmeye başladım. Ah oh nidaları bile şu ağzından çıkan şappır şuppur seçiminda ki seslerden daha tahrik edici değildi.
Yine penisim taş kesilince durmasını söyledim. Belinden tutup ayağa kaldırdım. Gömleğini açtı. Süt benzer biçimde kızdı . Göğüsleri de hakkaten büyüktü. Sütyeninin kopçasını açamadım. Yaşamımda ilk kere bir sütyen önümdeydi açılmaasını bekleyen. Deniz kendisi açtı. En büyük hayalimi yapıp bacakları belimi kavrar vaziyette kucağıma oturttum. Göğüslerini emmeye başladım. Ben sekse inanmazdım beyler. Sahiden inanmazdım. Yok diyordum insanların uydurması ferre ler falan da asılsız bilincimizin uydurması. Sahiden seks varmış. Ve dünyanın en güzel şeyiymiş. Göğüslerini emerken bu elleriyle kafamı sıkıyordu. Iyice hoşuma gitti bu şekilde yapınca. Tüm gövdesini yalıyordum. Ardından yatağa yatırdım. Bu anda gene bir kahkaha attı. Ayakları kasıldı. çoraplarını indirip attım bir köşeye. Ardından etiğini indirdim. Penisimi tutup içeri gireceğim anda sen de görevini yap dedi. O an o denli penis ve vajina arasında kenetlendim ki ne söylediğini anlamadım. Vazife diyince yemin ederim tommy vercetti sandım kendimi o an. Heralde albayın kızını mağazaya falan götürecektim.
bu arada kendi anılarımdan tahrik oldum. Bir ara mastürbasyon molası vermeliyiz.
Kız öyle aval aval bakınca gene bir kahkaha tuttu bunu. Kahkaha atınca hoşuma gidiyordu bir tek. Baya garip bir duygu kaplıyordu. Nasıl anlatsam “bu kızın vajinasında ölmeyi nasip eyle ya rab” gibisinden. Kız belini doğrultup eliyle saçlarımı kavradı. Vajinasına doğru indirdi kafamı. “aa evet yalıyorduk değil mi bunu” durumundaydım. Yalamaya başladım vajinasını. Iyi soğukkanlıymışım am diye sevinerek pencereyi açıp sevinç çığlıkları atmamışım.
Vajinasını yalamaya devam ettim. Saçlarımdan kavramış şekildeydi. Her geçen sürede saç diplerimi kopartacak duruma geliyordu. Inlemeleri kısık çığlıklara dönüşmüştü. Bu anda komşular duyacak diye tıstım. Kafamı kaldırdım bunu söylemek için huur tekrar indirdi zorla kafamı. Anasını satayım 2 oldu 3 oldu söyleyemiyorum. Bu baya baya çığlık çığlığa duruma geldi. En nihayetinde kafamı alıp şu yastığa bağlarırsan iyi olur dedim. Tamam tamam dedi yine indirtti kafamı. Tüm vücudu kasılmaktan öte bir hale geldi. Zevkten geberecekti kız. Bir tek baya zaman yaladım ve kızın vajinası yavaş yavaş mercimek çorbası kokmaya başladı. En nihayetinde kalktım ve penisimi vajinasından içeri soktum. Içinde hızlı hızlı gidip gelmeye başladım. Ferre yıldızı gibiydim. Sanırım bunda yetenekli olmamın değil açlığın erdiği etki vardı. Içine zevk almak için değil yok etmek için giriyordum nerede ise. Deniz gene inliyordu. Bir yandan da ara ara gülümsüyordu. Ardından aniden kalkıp beni yatırdı ve üzerime çıktı. üzerime seri şekilde gidip gelmeye başladı. O anlarda öleceğimi hissettim nerede ise. Yer bildiğimiz kayıyor gibiydi. Zemini hisetmiyordum. (zemin buada yatak) deniz bağlarıra bağıra gidip geliyordu.
elleriyle boynumu tutmaya başladı. O gerginlikle öylesine sıkıyordu ki ara ara nefes alamıyordum. Bir seçim yapmalıydım. Uzun olma potansiyeli taşıyan bir yaşam mı yoksa am ve ölüm mü? Direk am ve ölüm dedim umursamadan devam ettim. Ellerimle kalçalarını kavradım. Bend aynı şekilde sıkmaya başladım. Boşalamadan o benim canımı ben onun kalçalarını alacak gibiydim. şap şap seslerine ikimizin inlemeleri karışıyordu. Ben buna seks düeti diyorum. Iki karşı cins aynı anda inler bu durumlarda. Hanım bunu savaş haline getirip yavaş yavaş çığlıklar atmaya adım atar. En sonucunda dayanamadım boşalacağıuaasfafafds dedim. Neyse ki boşalacağımı anladı. üzerimden indi. Eliyle git gel yaptı penisime. Peşinden kendi göğüslerine attırdı desem yeridir. Ben mi? Vallahi billahi öbür dünyadayım diyordum. Bu şekilde zevk olamazdı.
Banyoda üzerini temizledi deniz. Bense bitkinlikten ölecektim. ölü şeklinde yatakta yatıyordum.
Deniz girdi odaya yanağımdan öptü. Fahişesi şeklinde hissettim kendimi. Ama olsun bu tip şeylere takılmamalı insan. üzerini giyindi. Ve evden dışarı çıktı. Onu uğurladıktan sonra evdeki odada ki menileri temizledim. Bir kaç saat sonrasında abim o meninin üzerine yüzüstü yatacaktı mutlu bir şekilde. Beter olsun başarılı bin.
(okuyucuların dikkatin, mastürbasyon molası)
akşam olduğunda kara kara yarını düşünüyordum. Hemen hemen aileme uzaklaştırma aldığımı söylememiştim. Sanırım haftanın sonuna doğru geliyordu. Akşam olunca klagib abimi övmeler duyuyorduk ve doğal olarak ki beni gömmeler. Babam okulun nasıl gittiğini sordu, dün geceden bu yana pek bir gelişme yok dedim. Herif 24 saatte bir okulu soruyordu. Ne bekliyordu bilmiyorum sanırım 24 saatte üniversiteye gelmemi falan bekliyordu. Onlara uzaklaştırma cezası almış olduğumı söylemedim. Direk odaya kaçtım.
Abim oda da msnde kızlarla konuşuyordu. Iyice ayar oluyordum kendisine. Mevzuştuğu kızlar taş kelimesinin hakkını veriyordu. Ama adriana lima da taş neticeta ten temasına geçilemedikten sonrasında bir anlamı yok.
-abi bu kızlar sana neden bakıyor ödevlerini falan mı yapıyorsun?
+oğlum her şey yakışıklılık değil. (bunu kendimden biliyordum)
-oha abi mal mısın yazdıklarına bak.
Buna benzer bir şey dediğimde bu gerizekalı kıza “amı açsana” yazmıştı. C yi unutmuştu. Ama gönderdi aniden mesajı.
+of ulan niye söylemiyorsun.
-bırak bu işleri demek ki bunu düşünüyorsun ki bunu yazdın. Bir söz var hatta bu şekilde. şimdi aklıma gelmiyor.
Daha sonrasında kız çok ciddiyim aniden msni kapattı. Bu mala o akşam baya gülmüştüm. Açtı gta yı oynamaya başladı. Gta da vice city. Herif hala inşaat patlatma görevlerinde kalıyor. Gerçi bende geçemiyorum. O gece yarını düşünerek yattım. Mal şeklinde sokaklarda dolaşacaktım.
sabah uyandım. Sanki okula gidecekmişim okul kıyafetlerimi giydim ve evden çıktım.
Evden çıkınca iyi mallaştım. Nereye gidecektim ne yapacaktım hiç bilmiyordum. Aslına bakarsan telefon falan da kullanmıyorum biriyle de iletişimim kuramam. Denizle de önceki gün bir plan yapmamıştık. Anlaşılan sap gibi kalmıştım ortada.
öncelikle yorulana kadar caddeleri sokakları arşınladım. Yürü yürü aynı yere geliyordum. Tak gibiydi istanbul, nefret ediyorum bu şehirden. Paranız yoksa her yer berbattır zaten. Daha sonra bir otobüs durağına oturdum. 1 saat kadar kaldım. Yoldan gelen geçeni izledim aptal aptal. Vücudum öyle uyuştu ki ayağa kalktığımda kırılacağımı zannettim.
Bir ara iyice saçmaladım. Hala da yaparım bunu. öncelikle bir kız seçersiniz. Elbet güzel olmalı. Peşinden onu takip edersiniz. öncelikle güzel fizikli bir kız buldum. üzerinde okul giysisi olan bir liseliydi. Ben bu şeylerden hiç kaçınmam. Siz de korkmayın. Takip edin mevzuşun. Bunları yapamayacak kadar da özgüvensiz olmamalı insan.
Kızın ardından yürümeye başladım. Ortalama 1.65 boyundaydı. Klagib liseli kız tipi. Gömleklerin bağrı açık, saçlar dümdüz, pantolon oldukça dar ve converse. Istanbul da ki kızların yüzde 70 i bu tiptedir aslına bakarsan.
bizim kevaşe de istanbul genel teftiş sorumlusu çıktı. Yürüdükçe yürüyor, bir o markete giriyor bir bu dükkana. Iyice kafayı yeme noktasına geldim. Yemin ederim bir ara gözyaşım döküldü sinirden. Gidip saçını çekip “lan süreın geçmesi lazım gel iki sevişelim” diyebilirdim. Ne yapacağını bilmemekten daha sıkıcı ve delirten bir şey daha olması imkansız.
En nihayetinde kız bir otobüs durağına oturdu. Başladığım yere geri dönmüştüm. Bende gittim kızın yanına oturdum. Her düzleştirilmiş saçlı liseli şeklinde o da süzdü beni. Ben onun kalçalarının kıvrımlarına kadar zihnime kazımıştım. Bir anda merhaba çıktı ağzımdan:
-merhaba dedi.
+kaç yaşındasın? (evet öküzüm)
-hehe bu nasıl sual böyle.
+ne bileyim seni takip ettim de yaşın büyük olm…
Bu kısımda iyice sıvadım sıçtığımı.
-beni takip mi ettin? Ne zamandır?
+şu demek oluyor ki 1 saat oluyor herhalde. Amma yürüdün valla.
-hehe deli misin sen ya, niye takip ediyorsun?
+okuldan uzaklaştırma…
-git be şurdan manyak. Bak bağlarırırım yemin ederim.
+tamam lan tamam sakin ol hayda.
O anda bastım deparı okula doğru. Esasen okul saati de geliyordu. Alın işte bu şekilde insanalrla muhattap olunmaz. Insan şeklinde takipte mi etmeyelim? Sabahtan beri de bir şey yememiştim. Iki topkek ve ice tea alıp okulun karşısında ki banklarda beklemeye başladım.
top kek yiyordum bir taraftan diğer taraftan da yaşamı düşünüyordum. Tam anlamıyla geleceği düşünen liseli prototipiydim. Nihayet okul zili çalmış olduğunda ayağa kalkıp üzerime düşen top kek tanelerini silkeledim.
Okuldakiler yığın yığın kapıdan çıkıyorlardı. Herkesin bildiği saçmalıkları konuşuyorlardı. “şu kız kimle çıkıyor şu çocuk çok hoş yeaaaa wuhuuu” liseler tam anlamıyla gerizekalıları koruma ve yaşatma derneğiydi. Ben de o gerizekalıların bir başka versiyonuydum.
Denizi beklerken aniden müdür desteksı kapıda belirdi. öğretmenler son olarak çıkardı okuldan genel anlamda. Daha kötüsü oldu ve müdür desteksı beni gördü. “ulan tanımamıştır inştanrı” diye dua ediyordum. Fakat tanrı resmen beni dalga geçmek için yaratmış. Müdür desteksı direk yanıma geldim. “bana baksana sen uzaklaştırma almadın mı ne işin var burada”
-hocam arkadaşımdan bugünün ders notlarını alacağım.
+okul kıyafetinle gelmene gerek yoktu oğlum.
-ne bileyim disiplin ve tertipli olmak açısından.
+lan sen şaka falan mısın? Lafa bak ya. Adını ver bir daha.
Adımı söyledim, o da bir kağıda yazdı. “akşam görüşürüz” dedi. Tabi kendini gibtirmezdi herhalde bana. Bende ne olacak diye akşamı beklemeye başladım bu sefer. Ayrıca nihayet deniz görünmüştü kapıda.
deniz beni görünce yanıma geldi, yine o kendine has gülümsemesiyle. Yanında da derya vardı. Deryanın yanında da erkek arkadaşı. Bu kızın adam arkadaşı olduğunu bilmiyordum. Gerçi kimse hakkında bir şey bilmiyordum. çocukla tanıştım. Peşinden dördümüz yürümeye başladık ki ben bu tip gruplardan one direction dan bile daha çok nefret ederim.
Dört ergen olarak yürürken derya mal mal konuşuyordu:
-ya aşkım bugün nereye gidelim?
+bilmiyorum aşkım sen nereye gitmek isterdin?
(iç ses (me): ya bu huur çocuklarını giben yok mu ahali tecavüz edin ulan bunlara)
-senle olsam yeter aşkım.
+aynen bebeğim.
36 t cebeci bölme otobüsünden sonra midemi bulandıran en büyük konuşmalardandır bunlar.
Peşinden deniz mevzuşmaya başladı bu sefer:
-naber zapa.
+iyilik işte. Sen ?
-ne ben?
+nasılsın şu demek oluyor ki.
-iyiyim bende. Nasıl yapsak?
+bize gel istersen?
-bugün sen bizlere gel istersen. çünkü kardeşime yiyecek yapmam lazım.
+olur.
Sanırım bu nedenle ben bu kızla dieğr çocuk derya ile beraberdi. çünkü ben derya ile birlikte olsam onu ağzını yüzünü giberdim.
arkasından yolda ayrıldık derya ve gerizekalı arkadaşıyla. Denizin evine doğru yürümeye başladık. Denizlerin evi bir apartman dairesiydi. Güzel bir evdi. Içeri girdiğimizde evde kimse yoktu. Kardeşini sormuş oldum:
-kardeşim yok benim.
+niçin kardeşine yemek yapacağını söyledin?
-senin yüzünden gerizekalı. Ya sen ne mal bir çocuksun bir şeyi mi merak et be. Hakkımda hiçbir şey sormuyorsun.
+boşver sen de bana sormuyorsun.
-yanıt vereceğini bilmediğimden sormuyorum. Ya senin ben .. Her neyse.
+kardeşin var mı?
-yok.
+daha sorayım mı?
-sor.
+tek çocuk musun?
-ya gibtir git şuradan valla. Yemek yer misin?
+şimdi de sen mi bana soruyorsun. Güldüm bunu söylerken. Arkasından o da güldü. Aslına bakarsak ben ciddi söylemiş olabilirim.
-kuru fasulye yer misin?
+nefret ederim.
-pilav tavuk var.
+lokanta mı burası böyle? Bizim evde hiç böyle yemekler olmaz öğlenleri.
-bizde de dün kalmış.
+iyi bir pilav tavuk yerim.
Peşinden yemeği pişirdi deniz. Mutfakta masaları vardı. Karşılıklı oturduk. Ne o konuştu ne ben. Yemeğin pişmesini bekleyerek birbirimize bakıyorduk. Fakat ben müdür yardımcısını düşünüyordum. Mesele yaratabilirdi bin.
deniz yiyecekleri koydu önümüze. Gene kendimi kötü hissettim. Utanıyordum böyle şeylerden. Kendini büyükmüş şeklinde sezmek iğrençti. Ama yiyecek güzeldi, o yüzden fazla düşünmeden yedim. Deniz tabakları kaldırdı. Arkasından yine masaya oturdu. Gene aval aval birbirimize bakıyorduk. Keşke başka odaya gitseydi, ben de peşinden giderdim. Sessizlik iyice canımı sıkmaya başlamıştı:
-deniz başka odaya mı gitsek?
+neden?
-burası mutfak.
+şu demek oluyor ki.
-mutfakta oturmamız normal mi? Neden salonda oturmuyoruz. Televizyonda izleriz.
+yalnız bunun için mi?
-kısaca bir ihtimal yatarız.
+sen hiç ağzını tutamazsın değil mi?
-normalde meblağım da senin yanında gerek yok diye düşünüyorum.
+ben de senin yanında tutmayayım olur mu?
-tabi ki olur.
+senin dışında 3 kişiyle yattım.
-oha be. (anlık refleksti. Ve kıpkırmızı oldum. Laftan dolayı değildi kırmızı olmam)
+hepsi de bu yıl.
-yuh kızım ya. Sahi sen niçin benle çıkıyorsun?
+tuhafsın , iğrençsin, parlak zeka misin aptal mısın belli değil.
-başka söyleyeceğin bir şey varsa söyle. Lezbiyen falansan da olur.
+yattığım 3 kişiden biri kızdı.
-dalga geçiyorsun değil mi?
+hayır. Bir çok kız sınıftan bir kız arkadaşıyla merak edip yatmıştır. Birbirlerini yalamışlardı.
-tamam tamam anlatma.
+salona geçelim mi?
-yatacak mıyız?
Bir şey demedi ve güldü. Salona geçtik. Televizyonda number one tv yi açtı. çok güzel şarkıcılar vardı. Iyice tahrik oldum. Denizle yan yanaydık. Ama elimi bir yerine atsam mı atmasam mı diye muallaktaydım. Ayrıca söyledikleri doğru mu hala bilmiyorum. şu kızla falan yatma meselesi. Fakat mahalleden bir arkadaşım da aynı sınıftan iki kızı sevişirken gördüğünü söylemişti. 31 ci bin asılsız da olabilir tabi.