Gihun

Gi-Hun’un son eylemi sadece oyunun reddedilmesi değildi. Onu yaratan felsefenin reddedilmesiydi. Ön adam insanların doğası gereği bencil olduğuna inanıyordu, hayatta kalma ve açgözlülükten kaynaklanıyor, başkalarının eğlencesi için koşmaya zorlanan atlardan daha iyi değil. Ancak Gi-Hun, ölmek anlamına gelse bile, kimsenin oynamayı reddetemeyeceği tek şeyi yaparak yanlış olduğunu kanıtladı. Seçimi stratejik değildi. Ödül için değildi. Kendisinden daha büyük bir şeyi, şefkat, haysiyet ve seçim gibi bir şeyi korumaktı. Son sözleri, "Biz at değiliz. Biz insanız. İnsanlar …" Daha sonra sessizlik her şeyi söylüyor. Kaza ile bitmemiş değil. Bu bir soru, bir meydan okuma, belki bir uyarı. Gördüğümüz her şeyden sonra insanı nasıl tanımlıyorsunuz? Oyunlar bize en kötüsünü gösterdi. İhanet. Zulüm. Korkaklık. Ama aynı zamanda bize fedakarlık, sevgi ve direniş gösterdiler. Peki insanlar nedir? İyi miyiz? Fenalık? Bencil? Tür? Belki hepimiz bir keresinde biziz. Gi-Hun’un hikayesi bize temiz bir cevap vermiyor. Sizi insan olmanın ne anlama geldiğini sormaya zorlar. İnsanlık sadece şefkat mi? Eğer öyleyse, oyunları yaratan insanlar ne olacak? Onlar da insandı. İnsanlık kelimesi, nezaket yeteneğine sahip aynı türün de korku yeteneğine sahip olduğunu fark ettiğinizde anlamını kaybetmeye başlar. Sonunda, Gi-Hun insanlığı düzeltmeye çalışmadı. Sadece var olması gerektiğine inandığı türden bir insan olmayı seçti. Mükemmel değil. Kahraman değil. Sadece insan. Ve belki de tek cevap bu.

Etiketler:

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3967 Toplam Flood
4349 Toplam Yorum
2554 Toplam Üye
49 Son 24 Saatte Flood

Kod e‑postana gönderildi. (24 saat geçerli)