Geçmişe dalıp onları hatırlamak çok güzel.
Ahh ahh! 11. sınıfın dilci tayfasındaydık… 5 6 kiÅŸi voleybol oynarlardı… Hatta biri vardı, milli sporcu olarak yüzüyordu kız. Her sporcu ergen gibi eÅŸofman giyerdi o… Amı götü ne güzel belli olurdu "O göte (ama/tampona) bülbül öte…" Voleybol oynarken ne güzel domalırlardı. O sporcu götlerini, beden dersinden sonra sınıfa (yazarken sikim kaltı lan) geldikten sonra alınlarındaki boncuk boncuk terleri görmek, sınıfı diÅŸil feramon dolu terleriyle kokutmaları beni benden alırdı. (Åžuan arkada Seda Sayan – Åžiire Gazele çalıyor.) Ama yıldızımız hiç barışmadı sizinle. Hiç kanki kanki sohbet edemedik… Sınıfta onu diÄŸer voleybolcularla çiÄŸköfte yerken serinlemek için kısa kollu tişörtünün kollarını sıyırıp koltuk altlarını ilk kez gördüğümde meftun, deli divane olmuÅŸtum. Mona Lisa tablosunu izlercesine uzun uzun baktım. "Ne bakıyon" demesine hiçbir yanıt vermeden başımı diÄŸer bir tarafa çevirdim. Yıllar sonra Instagram'da adını arattım. Profili vardı ama hiç fotoÄŸraf atmamıştı. Yalnızca pp'si vardı ve koltukaltları da görüyordu. Benim için pıtışını görmeye eÅŸ deÄŸerdi…
Etiketler:
