Uzun zamandır okuyucu burada. Geçen hafta aslında peynirle aynı kasabada yaşadığımı öğrendim.

Uzun zamandır okuyucu burada. Geçen hafta aslında peynirle aynı kasabada yaÅŸadığımı öğrendim. Mürettebatımla dışarıdaydım ve ona her yerden bir barda karşılaÅŸtık. ArkadaÅŸlarım onu tanımadı ama ben de yaptım. Her neyse ben büyük bir hayranıyım, bu yüzden onunla tanışmak için koÅŸtum. Çok güzel görünüyordu ama rahatsız etmek istemedim, bu yüzden yeni romanının ne zaman çıktığını sordum. Adam bilgisayarımı nasıl düzeltmeyeceÄŸine dair saçmalamaya baÅŸladı. Yüzüme çıktığında biraz korkmaya baÅŸladım – 6’5 gibi – bana iyi YouTube videolarını takdir edememe konusunda bana çığlık atıyor. Samsung Galaxy S3’ümü çıkararak durumu diplomatik olarak etkisiz hale getirmeye çalıştım ve geri çekilmemesi durumunda bir barda onun fotoÄŸrafını çekeceÄŸimi söyledim. Adam sadece dışarı attı ve telefonumu benden kaptı ve yere çarptı. Bu noktada diÄŸer patronların refahı konusunda gerçekten endiÅŸeleniyorum, bu yüzden Jiu-Jitsu devreye giriyor ve onu bir kafa kilidine sokuyorum.

Bu yüzden oraya yerleÅŸmesini söylüyorum ama bacakları dışarı çıkmaya devam ediyor. Mürettebatım beni fark ediyor ve koÅŸmaya baÅŸlıyor, bunlar sadık adamlar ve sırtım var ama peynirin ciddi ÅŸekilde incinmesini veya saldırı veya cinayet için hapse girmesini istemiyorum. Bir pencereyi gözetledim ve peynir atmaya karar verdim – birinci katta olduÄŸumuz için endiÅŸelenme. Bir torba tuÄŸla gibi betona sert vurdu. Sadece bir fedai olsaydı, o zaman buna baÅŸvurmak zorunda kalmazdım. Hareket etmedi, bu yüzden kafasına bira kutuları attık ve inledi ve otoparka süründü.

Her neyse, toplantım böyle gitti. Gerçekten ne diyeceÄŸimi bilmiyorum, sanırım kahramanlarınızla tanışma? Samsung’umu dükkandan geri aldığımda bloguma resim yükleyeceÄŸim.