tera luna kargaşası

Genelde başkalarının felaketlerine kulak misafiri olmam ama biri “BURDAN ÇIK!” diye bağırmaya başladığında uyku bir seçenek olmaktan çıkıyor.

Terra Luna’nın dördüncü katındayım ve yemin ederim tüm koridor titriyordu. Bir adam bir şeyler bağırarak karşılık veriyordu ve sesi ciddiydi, sanki kopya çekme seviyesinde ciddiydi. Kapıyı kırdım çünkü meraklı biriyim ve görebildiğim tek şey devrilmiş bir oda servisi tepsisi ve sanki o da dramadan kaçmaya çalışıyormuş gibi koridorda yuvarlanan bir portakaldı.

Güvenlik hızla geldi. (başka bir yerde olmayı tercih ediyormuş gibi görünen iki adam). İçlerinden biri, “Efendim, sakinleşmeniz gerekiyor” diyor ve adam şöyle diyor: “Sakin olun? Bütün yolculuğum kahrolası bir yalan!” Sonra kapı tekrar çarpılıyor ve kaosu takip eden o tuhaf otel sessizliğinde herkes orada duruyor.

Beş dakika sonra kadın, sanki kişisel olarak ona ihanet etmiş gibi, Nintendo kapüşonlu üstünü tutarak, gözleri kırmızı, yalınayak dışarı fırlıyor. Adam onun arkasından çıkıyor, gömleksiz, bir bavulu sürüklüyor, kendi kendine “bağlılık” ve “saygı”dan söz ediyor.

Geri kalanını lobide duydum çünkü evet, onları takip ettim (beni yargılamayın). Güvenlik görevlisi rapor için onlardan bilgi almaya çalışıyor ve kadın ağzından kaçırdı: “Frankenstein’ın Gelini’ne benzesem yine de benimle evleneceğini söyledi!” Adam karşılık veriyor: “Onun ateşli olduğunu söyledim! O ikonik!”

Görünüşe göre o kavga dün Epic’te başladı. Günü Super Nintendo World’de geçirmek istedi ama o istemedi, tema parklarının çocuklar için olduğunu söyledi. Akşam yemeği boyunca somurttu, sarhoş oldu, Frankenstein’ın Gelini’ne “sade seksi” dedi ve o da bunun Tanrı’dan gelen bir işaret olduğuna karar verdi.

İlişkiden geriye kalan tek şey “O GERÇEK BİLE DEĞİL!” lobinin duvarlarına çarpıyor..