Sadece Dudu…
Her sabah 6da uyanırım, önce akşamdan ıslattığım jöleleşmiş chia tohumlarımı tüketirim. Dışkılama ihtiyacımı karşılayabilmem için mühimdir. Diş fırçam ve macunumla tuvalete doğru yola koyulurum. Cebime de tuvalet kağıdını sıkıştırırım, çünkü ayda 7.5k bayıldığım doğru düzgün yemeği bile olmayan bana 4 kişilik odayı ve ancak damla damla su akıtabilen ortak soğuk duşları reva gören y*lı kız pansiyonu(burdur) bir rulo tuvalet kağıdını ya da bir damacana suyu bile bize çok görür, o yüzden bu ihtiyaçlarımızı biz öğrenciler karşılarız. Dudu beni yaktın dudu… Vakitten kazanç olsun diye dışkılamama eşlik eden bir diş fırçalama sekansım olur. Dudu götünü sikeyim dudu… Kakamı eyledikten sonra çok dar bir borusu olduğu için göt deliğimi yaracak kadar tazyikli taharet musluğuyla bir süre kendime işkence eder, kıçımı siler ve elimi yıkadıktan sonra sifona bastığım gibi diş etlerimi cayır cayır yakmakta olan diş macununu ivedilikle lavaboya tükürüp ardından birkaç avuç suyla ağzımı çalkalarım. Tuvaletten çıkarken sifona bir kere daha basarım, eşeğimi sağlam kazığa bağlarım. Koridorda yürürken sabaha kadar çığlıklarla kahkaha atmış 5 yaşındaki (zeka bazında) kat arkadaşımın kapısının önünde kallavi bir osuruk patlatırım. Tam kapı aralığında yaparım bunu, kokum odasını kaplasın isterim. Bu osuruk çok büyüktür çünkü sıçarken bile salmamak için özel emek veririm. Odama giderim. Yatağımda biraz brawl stars oynarım, bazen osbir çekerim. Son zamanlarda osbir pek sarmıyor, sanırım yaşlanıyorum. Dudu kadar başına taş düşsün dudu… Ders saatim yaklaştığında apar topar odadan çıkarım, merdivenleri inerim ve kulaklığımı takmış son ses emaskülatör (oğlanlıktan aids kaptımla başlarım genelde güne) dinleyerek kapıdan çıktığım anda sigaramı yakarım. Çakmak çakmakta baya zorlanırım, sanırım bana yeni bi çakmak lazım. Adımlarım birbirini takip ederken bahçeli evler durağından bir ya da iki sonraki durağa yürürüm. İki durağın da ismini hala bilmiyorum. Otobüsler gelir, benim otobüs kaç numara bilmiyorum. Eğer ki insanlar camlara yapışmış ve Schindler’den yardım bekliyormuşçasına otobüsün içine istiflenmiş haldelerse bilirim, bu otobüs benim otobüsüm! Otobüse binmek için bazen büyük çaplı bir mücadele verdikten sonra fonda Orospu Erhan çalarken burdurun dağlarını izleyerek hayallere dalarım. Erhan, koca götlü erhan… Göt göte git öte yolculuğum veteriner fakültesi önünde sonlanır. Kurtuldum işte, sonra dersler vesaire derken atlardan çifte yemediğim için sevindiğim sırada esasen en büyük çifteyi burdurun kendisinden yediğim gerçeğini göz ardı ederim. Dudu, gün yüzü görme Dudu… Burda insanlar Deniz Gezmiş’in kim olduğunu, İsmet İnönü’nün kaçıncı cumhurbaşkanı olduğunu falan bilmiyorlar. Karl Marx, Stalin hatta htler’i bile hayatlarında hiç duymamışlar. Her defasında şoke olurum. Ne yaşıyor bu insanlar? Tiktok onlara ne verirse onu biliyorlar. Dudu, o tranko buskasları madem içmeyecektin neden bana vermedin? Dudu, tiktok yayınında oryantal yapmak zorunda değildin… Ben okumayı çok sevmem ama çok okurum. Milyonere başvurdum hala cevap gelmedi. Hoi4 oynadığım sırada yurttaki arkadaştan telefon geldi, çabucak yanına gitmeliydim… Dudu, madem makas yapmayacaktık, ne diye kendini makasla kestin?
Etiketler: