Eddie, 32. Her yerde ve hiçbir yerde.
Neden yazdığımı bilmiyorum. Belki de beni düşündüğünü düşünmek hoÅŸuma gidiyor. Eddie’yi seviyor musun? Kimse yapmıyor. Aynada kendinize bakmayı sever misiniz? Yeterince uzun süre bakarsanız herkesin gördüğü kiÅŸiyi göreceÄŸinizi söylerler. Sadece Eddie’yi görüyorum. Yalnız Eddie. O köpek Eddie’den uzak dur. Büyükbabana öyle dokunma Eddie. Ama beni yakalayamıyorlar. Bir gölge gibiyim. Ama göremediÄŸiniz biri. Ama Eddie’yi biliyorlar. Duvarlarım haber kupürleri ve dışkılarla kaplı. Beni anlamaya, kafamın içine girmeye çalışıyorlar. Yapmayacaklar. Sıcak bir kaşıkla onlarınkine gireceÄŸim tssssssssss! Eddie çok akıllı, deÄŸil mi Eddie? Her zaman bir adım önde. Eddie’yi küçükken kilitlediler. BebeÄŸi fırına koymak istemedin deÄŸil mi Eddie? Yaramaz Eddie. PiÅŸmiÅŸ bebeÄŸim. Hiç arkadaşım olmadı. Bir çukur kazar ve teneffüslerde oraya otururdum. Eddie’nin kalemini beÄŸendin mi? Bana kâtipini gösterir misin? Bir gün kızıl saçlı bir çocuÄŸun deliÄŸime iÅŸediÄŸini gördüm, onun içini boÅŸalttım ve onu bayrak direÄŸine astım. Pek çok okula gittim. Eddie yatağı ıslatıyor. Eddie yatağı ıslatıyor. Kendini çok akıllı mı sanıyorsun Low? Seni yine geride bırakmak zorunda mı kalacağım Low? Hayır, hayır, hayır, hayır, hayır, hayır. Penisi hâlâ kavanozda duruyor. İnsan akciÄŸerinden cüzdan yapabileceÄŸinizi düşünüyor musunuz? Belki Eddie, sadece belki. Annem Eddie’ye kafasını kuma gömemeyeceÄŸini asla söylemedi. Dünyayı anlamıyorum. Hırdavatçıdaki tüm tavuk tellerini ve koli bantlarını alırken bana gülümseyip iyi günler diyen kız. Onu evine kadar takip ettiÄŸimde ve kulağına onu nasıl emzirmek istediÄŸimi fısıldadığımda neden çığlık attı ve bana tokat attı? Aptal, aptal kız. Eddie levrek filetosu yapar gibi onun omurgasını çıkardı. Ellerimi iyi kullanıyorum. Babam da böyle derdi. DAHA HIZLI EDDIE DAHA FAZLA SABUN EDDIE. Bu ne zamandı? Eddie hatırlamayı çok zor buluyor.
Zaman akışkandır ama bir o kadar da duraÄŸandır. Bir dakika evde oturup skrotumumu mutfak masasına çiviliyorum, sonra da elbise askısıyla birinin gözünü oyuyorum. Nietzsche, insanı hayvanlardan ayıran ÅŸeyin hatırlama yeteneÄŸi olduÄŸunu söylemiÅŸtir. Hayvanların suçluluk hissetmediÄŸini söylüyorlar ama Eddie de öyle. Hayvanlar paranoyaklaşır mı? Hayvanlar mastürbasyon yapar mı? Bir keresinde bir yunus becermiÅŸtim. Low’un ergenlik çağına bakın! Fıstık gibi! Endonezya’da mastürbasyon için insanların baÅŸları kesiliyor; doÄŸru düşünüyorlar. İnsanlar çok zayıf ve nefsine düşkün. Eddie sana biraz akü asidi verecek. Ne kadar kırılgan olduklarını, onları ateÅŸe vermemin, AÅŸil tendonlarını kesmemin veya tüm diÅŸlerini çekmemin yalnızca bir saniye sürdüğünü unutuyorlar, aslında bu biraz daha uzun sürüyor. Çok zor. Etrafım pislik ve pislikle çevrili. Fırçalıyorum, fırçalıyorum, fırçalıyorum ve onu asla üstümden alamıyorum. Bütün embesiller ürüyor, aÅŸağılık yavrularıyla dünyayı istila ediyor.
Kayıtsızlık. Kayıtsızlık. Kayıtsızlık. Siz hiç kulakları olmayan bir insan gördünüz mü? Sebzelerini bitir Eddie. Baba tornavida ne iÅŸe yarıyor? Küçük kardeÅŸin nerede Eddie? GÖLETTE. Üç kör fare. Üç kör fare. Eddie’yle oynamak ister misin? Beni tokatlayacak mısın, usturayla kesecek misin ve her yerime limon suyu mu süreceksin? Başıma plastik bir torba geçirerek bana lavman yapar mısın? ÇoÄŸu ÅŸeyle ilgileniyorum. Erkekler, kızlar, yaÅŸlı, genç. Herkesin yüzü derisiz aynı görünüyor. Eddie’yle ormana gitmek ister misin? Bana bildirin. Åžimdilik hoşçakalın. O kadar çok vedalar ki…
Etiketler:
