Mahallemizin güzide kasabını dövdüm

Güzel bir ilkbahar sabahıydı, kalktım elimi yüzümü yıkadım dişlerimi fırçalayıp okul için evden çıktım. Sınıfa vardığımda sınıf arkadaşlarımın hiç biri yoktu, nerede bunlar diye bakınırken nöbetçi hoca bugün kermes yapılacak, herkes toplantı için konferans salonunda dedi. Bu bütün günün boş olacağı anlamına geliyordu. Bahçeye masalar kurduk, yemek getirenler yemeklerini çıkardı ve kermes başladı. O zamanlar ikimizinde birbirinden hoşlandığı İlayda diye bir kız vardı, babası mahallemizin kasabı Bahadır Abiydi, İlaydanın isteği üzerine kermese çiğköfte yoğurmaya gelmişti, o zamanlar Bahadır Abiyi severdim. Selam verdi bir tane çiğköte aldım. Çiğköfteyi alırken İlayda ile göze geldik, ikimizde utanmıştık. Ben çok belli etmesemde İlaydanın hareketleri her şeyi belli ediyordu. Bir kaç bir şey daha alıp arkadaşlarım ile banklara geçtik yemek yiyip sohbet ettik. Okul çıkışında da babam işten erken çıktığı için beni de almıştı. Otobüs paramda cebime kalmıştı. Eve doğru giderken babam kasaba durucaz dedi, Bahadır abinin kasabına. İçeri girdik 2 kilo kıyma aldık, hala kasada Bahadır abinin bana attığı sik sik bakışları hatırlıyorum. Eve geldik valide sultan kıyma ile köfte yaptı, o ana kadar günüm çok güzeldi. Herkes yemeğini yerken benim ağzımdan hiçte hoş olmayan yüksek bir ses geldi. Azı dişim kelimenin tam anlamıyla ikiye bölünmüştü, ağzımdaki lokmayı masaya tükürdüm ve bir kıyma için büyük sayılacak olan o kemiği ve kırılan dişimin parçalarını görmüştüm. Bir kaç dakika sonra ise ev ahalisi kusma, dudak kuruluğu, ishal gibi zehirlenme belirtileri gösterdi. Ben bok boğazlı olduğum için bir şey olmamıştı ama dişten olmuştuk. Babam ben hariç herkesi toplayıp hastaneye gitti. Ben ise Bahadır abinin dükkanına doğru yola çıktım. Arabaların arkasına pusa pusa ilerledim, Bahadır abi dükkanı kapatmaya hazırlık yapıyordu, ettinden sıyrılmış kemikleride yan sokaktaki çöpün yanına hayvanlar yesin diye bırakmıştı. Ah benim güzel kalpli bahadır abim… O kemiklerin birazdan amına saplanacağından haberi yoktu. Yan sokağa Dark Soul karakteri gibi takla atarak girdim. Gördüğüm en büyük iki kemiği aldım ve beklemeye başladım. Double Blade katana tutar gibi kemikleri tutuyorum ve bekliyorum. Bahadır abi dışarı çıktı, tam kepenkleri kapatmak için hamle yaptığında kafasında ilk kemiği kırdım, sersemlemişken kırılan kemiğin sivri kısmını baldırına sapladım. Boğazına yapışıp neden ulan orospu evladı neden diye bağırdım. Kızıma yan gözle bakanın amına koyarım diye bir cevap ile karşılaştım, benle uğraşa bilirdi ama ailem ile asla. İkinci kemik ile tekrar kafasına vurdum, kemerini çözdüm pantolonunu indirdim dananın kaval kemiğinin büyük başlı hali önde olmak üzere göt deliğine sapladım, onu sikilip atılmış bir fahişe gibi orda bıraktım. Eve vardığımda ev boştu ailem hala hastanedeydi. Ailemi tam ararken kapı çaldı, onların geldiğini düşünerek kapıyı açtım ama gelen İlaydaydı. Babasına ne yaptığımı öğrendiği için benden hesap sormaya geldiğini düşündüm, tam özür dileyecekken beni bir anda ittirdi ve eve girip kapıyı kapadı. Babama soktuğun o büyük kemiğini bana da sok diyerek kıyafetlerini çıkarmaya başladı, ee benim de ortama uyum sağlamam lazım bu işler böyledir. Bahadır abinin kızını gece boyu her türlü pozisyonu kullanarak siktim. Siz siz olun cin olmadan adam çarpmaya çalışmayın yoksa sonunuz Kasap Bahadır gibi olur.

(İsimler tamamen rastgele seçilmiştir, gerçek kişiler ile olan benzerlikler tesadüftür)

Etiketler:

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

6110 Toplam Flood
7958 Toplam Yorum
4923 Toplam Üye
60 Son 24 Saatte Flood

Kod e‑postana gönderildi. (24 saat geçerli)