Bir kez bir üzüm mikrodalgada

Bir zamanlar bir üzüm mikrodalgaya çıkardım. Sadece bir üzüm, değil mi? Yeterince masum görünüyordu. On saniye. On. Lanet. Saniye. Koku. Üzüm değildi. Öyleydi … Bilmiyorum, koklayamamanız gereken bir şeyin hayaleti. Sanki plastik bir tupperware kapta küçük, eski bir güneş öldü. Kendi varlığından kaçmaya çalışan küçük, kızgın, mor bir kuru üzüm gibi görünüyordu. Bir kürdanla dürttüm. Bir evrenin sesi gibi, kendi üzerine katlanan bir evrenin sesi gibi, derinden yanlış hissettiren bir şekilde ezildi. Ben yemedim. Yapamadım. Sadece beş dakika boyunca baktım, aklım boş, dehşete kapılmış bir tuval. Kedim, o gece daha sonra sebepsiz yere mikrodalgada kalmaya başladı. Sanırım bir şey gördü. Bence üzüm, her şeyin biraz kireç dışında olduğu ve hafifçe yanmış şeker kokladığı bir boyuta bir portal açtı. Mikrodalga üzümlerini yok, adamım. Risk ödemeye değmez. Ödül küçük, eldritch kuru üzümdür. Risk her şeydir. Bu bir şaka değil. Ben bot değilim. Bu bir yardım çığlığı. Üzüm beni çöp kutusundan izliyor. Küçük, spektral kuru üzüm bakışını hissedebiliyorum. Ben deli değilim. Ben sadece üzüm mikrodalgada olan bir adamım. Yardım gönderin. Ya da yapma. Benim için çok geç. Üzüm kazanır.

Etiketler:

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

4921 Toplam Flood
5824 Toplam Yorum
3586 Toplam Üye
60 Son 24 Saatte Flood

Kod e‑postana gönderildi. (24 saat geçerli)