Semicenk Dinleyene Reddiye

hem semicenk dinliyor, hem uslupsuz hem tümevarım yoksunu hem de tahsilsiz. haliyle sosyolojik yargısı yok, psikolojik hiç yok. kalkmış benim düzeyimi sorguluyor, bana puan veriyor. 3 cümle kurmuşsun ikisi ezber biri küfür. tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de aptalların en dokunulmaz ideolojisine dayamış sırtını, hümanistliğe. kendisi iyi kalp fanatiği bir hümanist! ah… bir de küstüm çiçeği kadar hassas oluşu yok mu, semicenk dinleyen insanlar ölsün demişim klinik vakaymışım, bak sen düşüp dizi kanayanı klinik vaka ilan edecek. sosis köpek gezdiren modern çağ ablalarına benziyor. vay alüminyum. yemin ediyorum testesteronun sokaklarda volta çektiği ortaçağ arifesinde üç gün hayatta kalamaz.

bak sayın amina koyduğum, kötü sanat neden en kötü hakaret ve bedduaları hak eder sana anlatayım; şimdi benden totoloji, sosyoloji, psikoloji ve uslupoloji dersi alıver ve şunu iyi kavra; kötü sanat bir toplumdaki tüm kötülüklerin anasıdır çünkü sanat yeryüzündeki en kuvvetli manipülasyon aracıdır, söz konusu manipülasyon kuvvetinin müzikteki devasa tesiriyse notaların somut olmasından ileri gelir. yani insanı fikirle değil, direkt endokrin sisteminden yani hormonel etkiler. müzik, diğer sanatların aksine insana bu yüzden çok daha çabuk ulaşır ve onu daha kolay koşullar. yani şunu demek istiyorum: alışkanlığın bilimsel adı olan edimsel koşullanma, 5 duyu ile oluşturulduğundan müzik, daha doğrusu ses ilineği; alışkanlık değiştirme ve hatta geliştirme yollarının başında gelir. ceaser, ses temelli köpek deneylerinde bunu sıklıkla kanıtladı. ama sosyolojik bir kanıt mı istiyorsun? literatürden değil, kitabın ortasından sunayım: 3-5 yıl önce allahın dağ evi olarak kullandığı doğu’da beyaz çoraplı bir kıronun yanında yabancı şarkı açıldığında kapat şunu ezi kuzii, aç bi şer-e cixvan dağa çıkmış gibi oynayak. lafını işitirken bugün aynı kıro tofaşında shorts ve reelslerden gördüğü sia unstoppable, the weekend-blinding lights falan açıp instagram story’de elit takılmaya çalışıyor (bunları dinleyenler elit demiyorum şimdi öyle anlama da amk tahsilsizi.) buradaki olay imgesel çağrışım. şer-e cixvan dinleyen adam dil farkı ve şarkıdaki çalgıların kürt kültürünün pekiştiriciliği sebebiyle, şer-e cixvan dinlediğinde kendisi gibi dinleyenlerin ideolojik tüketiciliği istatiksel olarak aynı olduğundan milliyetçi duygularını nasıl çağırıyorsa, tofaşta sia-snopp dog vs dinleyen de, izlediği reels anındaki imgesel çağırışımı çağırıp amerikan rüyasına özeniyor. kısacası bunlar farklı hislerin tetikleyici modelleri. kahvenin tat çağrışımı sebebiyle sigarayı tetiklemesi ya da güzel bir bacağın sex senaryosunu çağırması gibi düşün, işte müzikte bunu yapıyor yani eşgüdümle dinlendiği andaki koşulunu çağırıyor. yani anı ve an depoluyor. buradan da şunu çıkarsayabil artık amına koyim; tüm günümü terör yanlısı milliyetçi bir müzik değilde, partileme müziği meşgul ederse, vücudumda pekiştireceğim duygular topluma daha yararlı olur. çünkü kanıt olarak istatistiklere göre şunu da söylüyoruz: 01 adana, kurtlar vadisi pusu vs gibi dizilerin fanatiklerinin racon sevdalısı olma ihtimali, super naturel izleyenden çok daha fazla. işte arada hafıza meşguliyeti farkı var. neye vaktini harcarsan ona dönüşürsün. müzikte bile! bu nasıl mı oluyor? ses ilineğinin, sinir impulslarını koşullamasıyla. bir şeye eşgüdümle maruz kaldıkça, ya ona dönüşür ya da onunla uyumlu olursun. evrim bu ideadan doğar, bir kayanın rüzgarla uyum içinde olmak için aşınması ya da insanın bir şeyler ezberlemesi bu ideadalardan doğar, mesela bir köpeğin bir zille koşullandığında yemek yenileceği için çağırıldığını bilmesi bu anlattığım idea’dan gelir. senin anlayacağın, ses; kendisiyle birlikte kullanılan vakitteki ve his mekan duygusunu çağırmanın, hatta onu depolamamın en güçlü yoludur. 30 yaşımızda olmamıza rağmen 17 yaşımızda sık dinlediğimiz bir şarkıyı dinlediğimizde sadece ses gücüyle o zamanın kokusunu dahi almamız bunun yüzündendir.

şimdi senin gibi varoş bir dimağa hiçbir yerde bu açıklıkta yazmayan böyle kristal bilgileri ana fikirden önce niçin öncül olarak lutfettiğimi soracak olursan sayın amina koyduğum sana şunu söylerim:

sanatın manipüslayonunun gücü dolayısıyla kötü nitelikteki sözde sanatçıların uzun süre zirvede yer alması demek, bir çağ boyu düşük eğitimli insanların söz sahibi olmasını, dolayısıyla beş nesil aptal torunun da doğmasıyla sonuçlanır. bekle semicenk’e de gelicem ama önce şunu anla be sayın amina koyduğum, bugün avrupa ayakta durabiliyorsa; bunu teknolojisine değil orta çağ vaktinde parıldamış bir elin parmağını geçmez aydınlara borçlu, yolsuzlaşmış kliselere bok püsür hristiyancı sanat sunan düşük düzeyli arzcıların cirit attığı bir toplumda parıldamış 3-5 sanatçıya ve düşünüre borçlu, bunun sayesinde bugün avrupa ayakta sağlam durabiliyor. bu gelişmiş uygarlıklar şövalye onurunu kabartan asil duyguların romanlarına, tablolarına ve piyanolarına borçlu. bu eserlerin yarattığı edimsel koşullamalar en az 5 kuşağa örnek olabilecek dede biblolarını yarattı.

kanıt mı istiyorsun? müziklerinde silahı ve uyuşturucuyu anlatan ve bunlara romantik duygular dizen şarkıların adamlarına bak, uzi reckol bilmem ne konserleri kavgadan geçilmiyor ve bu heriflerin gangster kültürüne özendirmesinden ötürü, 15 yaşındaki çocuklar gangstercilik oynuyor. tabi bu kültürün atası da güney amerika sanatından ithal, uyuşturucu baronlarının anavatanı! tesadüf mü bu dalyarak(!)? reynmen, berkcan bilmem ne, tüm hayatı alt kültür mizahları üzerine inşa etmiş adamları izleyerek büyüyen toplum çocuklarına bak, her şeyi alaya alan ve sıçtığı boka biyolojik bir atık gözüyle değil de bundan ne gibi bir espri çıkarabilirim diye gününün 10 dakikasını meşgül eden koca bir aptal ordusu! semicenke gelince, bu varoşa toplumu kötülüğe gark eden açık bir davranış bozukluğu eklemek, haksızlık olur. kendisi sadece yeteneksiz, canlı müzik yapamıyor, ve dümdüz sıradanların en sıradancasından bir vizyonun temsili. dinleyicileri de haliyle öyle. eser yenenler, linç’e çıkmış soruluyor, “sinirlenince napıyorsun?” “duvarları yumrukluyorum abi!” bak bak şuna bak amk. sen toplumun önündesin, ne konuşacağını yaptıklarınla değil örnek öncelikli seçmen gerekli. biz de azınca karı sikiyoz ama manuel ferrara gibi sikiyorum demiyoruz. tam bir moron!

bak şimdi sayin amina koyduğum artık şunu anla: istatikler toplumların tanrısıdır ve semicenk’i fanatikçe dinleyen, beğenen, onu öven insanların arasından değerli bireyler bu istatistiklerde eminim ki gözetilebilecek kadardır. hatta abartıyorum semicenk dinleyenlerin %60’ı akplidir. bu adamı işiten 10 yaşındaki çocukta, bu zavalli kitleden erken paylar alır. ne yazık ki müziğin gücü her zaman pozitif olmuyor.

bir önceki muhabbete gelince, be zavalli hiçbir şey toplum istikbalinin önünde olamaz. evet, toplumu kötüye gark eden herkes ölsün alüminyum.

senin gibi öz eleştiri yoksunu düşük ıq’lı kalifiyesiz bir zavallı için, yukarıda yaptığım tüm sosyal matematiğin sağlamasını da, anlamadıysan diye basit bir seviyeyle aşağıya bıraktım:

kötüsanat=kötütoplum=kötüyönetici=yolsuzluk=kötü ekonomi=k(orantı sabiti)

istatistikler insanlığın, matematik ise totolojinin tanrısıdır. 3 ayrı dildeki 35 makalem de, bulunduğum konum da, bu entryim de ananın amina girsin. dalyarak(!)? uslubunu bozacaksan böyle boz, hiç değilse little dick yaladim demezsin. amcik.

Etiketler:

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

4603 Toplam Flood
5332 Toplam Yorum
3261 Toplam Üye
51 Son 24 Saatte Flood

Kod e‑postana gönderildi. (24 saat geçerli)