CSS oyununda karşılaştığım bir şizofren
Belki beni tanırsınız, sanalda nickim VueeN. Yaklaşık 5.600 saat CSS oynadım. Ama karşılaştığım hiç kimse bu kadar deli değildi.
Daha küçük bebeyken oynamaya başlamıştım. Klanlara falan katılıp teamspeakte eğleniyorduk. Bir sürü deli, manyak, aklını yitirmiş abiler ablalarla karşılaştık. Gerçek hayatta hiç kimse oldukları için internette olmadıkları bir kişi gibi davranmak isteyenler işte. En havalı, en yetenekli, en iyi sosyal hayatı onlar yaşar ama odasını toplarken gözünden yaş gelir.
Böyle elemanlar. 2007'den beri bu elemanlarla uğraşmaktan başımda saç kalmadı. Dilimde tüy bitti ancak bunlar türemeye devam etti. E ne yaparsın, internet işte, fişini çektiğin zaman ekrandaki bütün piksellerde birden hayatından yok olup gidiyor. İnternet hakkında en iyi şeyde bu. İstediğin kadar zorbalığa uğra, istediğin zaman fişi çekebilirsin. Eğer fişi çekemeyecek irade yoksa da siktir git kullanma elektrikli herhangi bir cihaz.
Her neyse konudan saptım. CSS favori oyunum, hep öyle olacak. Çocukluğumdan beri sevmediğim kişileri bu ortamdan kovmaya ve okul arkadaşlarımı bu ortamlara sokmaya çalıştım. Onlar tabiki gelmedi ama ben de denemekten vazgeçmedim. Geçen günlerde de böyle bir lavukla karşılaştım.
Rastgele bir rus sunucusuna girdim. Normalde sesli sohbeti kapatıp oyunuma bakarım, ama konsola voice_enable 0 yazmak üzereyken bir kaç Türkçe kelime duydum. Oyunuma doğru mu duydum diye komutu girmeden devam ettim. Sonra birkaç kişinin konuşmasını duydum.
"Oğlum nerden geldin ya!"
"Ayık ol, alırım ayağımın altına."
Türkler! Güzel, eğleneceğimi biliyordum.
"Selamün aleyküm beyler."
"Aleyküm atatürk."
"Camii mi la burası yarrağım."
Tamam müslüman değillerdi, din hakkında açık açık şaka yapabilirdim."
"Gününüz nasıl geçiyor?"
"Vallahi fena değildi, sahile falan gittim-"
"Sorduk mu amk"
Bu 2. elemanın acayip toksik olduğu belliydi. Ama 1 eleman muhtemelen arkadaşı olduğu için bütün laflarına gülüp geçiyordu. Bende pek muhatap olmama kararı verdim.
"Sahilde ne yaptınız?"
"Tek başıma oturdum hacı, hava sıcak ya biraz kollarım yanmadı değil."
"Bana da soracan mı yoksa susayım mı?"
İkisininde sesi hemen hemen aynıydı. Sanki mikrofonları biraz cızırtılıydı ama anlaşılıyordu. Bir çocuğun olması için fazla kalın, bir ergenin olması için fazla doygun, baskındı. 1. elemanın takımına girmeye karar verdim. Oynamaya başladık, ikisini de tanımasam dahi bayaa iyi oynuyorlardı. Pek oynanmayan bir map olmasına rağmen de_tides mapinde sanki ustaydılar. Bombaların tam olarak nereye gideceğini, en iyi saklanma noktalarını, pikseli pikseline yürünebilecek aralıkları falan sanki içgüdüsel olarak biliyorlardı. Etkileyici.
Kesin benim gibi eski bir oyuncuydular. Profillerine girdiğimde gizliydi. Efendi efendi konuşan BaYPenGuiN ve toksik olan granulkahve. Allah allah, her neyse eğlendiğim sürece sıkıntı yok.
Sonsuza kadar gittiği için bi 45 el falan oynadık. Sohbetleri bayaa sarıyordu. Toksik olanın bile. Bayaa zeki adamlardı, komiktiler. Bazen gülmekten gözümden yaş geliyordu. Ama bir zaman sonra garip garip pekte sohbetle alakalı olmayan cümleler kurmaya başladılar.
"Kapının arkasında olduğunu biliyom."
granulkahve; "Zaman hepimizi yutacak, asla hatırlanmayacağız"
BaYPenGuiN; "Geldim aga atıyom bomba"
Ne dedi bu amk? Acaba konuları falan değiştirip felsefe falan mı yapmaya çalışıyordu, yoksa özürlü falanmıydı.
"Ne diyon reis, zaman falan noldu."
BaYPenGuiN; "Tanrıyı kafamızda oluşturduk, hep sonsuz yaşama, sonsuz bilgiye sahip olmak istedik. Ancak bunu asla başaramayacağımızı bildiğimiz için kafamızda her anlamdan mükemmel varlığı oluşturduk. Bazılarımız red, bazılarımız kabul etti."
"Oğlum kafayı mı yedin ne diyon lan, felsefe diyorsan felsefe konuşak da, konularla pek bağlantılı olmadı."
granulkahve; "Baba ben kimya hocalarından nefret ediyorum ya aklı başında olan bir hoca yok. Keşke tüfeğim olsaydı."
Sanki beni duymuyorları, streslendim, genelde bu konular hakkında konuşmamamı terapistim söylemişti. Ama bu adamlar konuşuyordu. Varoluşsal sancılarımın geri gelmemesi ve panik atak geçirmemek için;
"Arkadaşlar bunları konuşmasak mı, hoşuma gitmiyo da."
granulkahve; "Evrende hiç bir etkin yok. Hiçbirşeyin içine genişleyen bir yokluktayız, bu yoklukta süzülen milyarlarca gök cisminde yaşıyorsun. Sence bu genişlikteki bir evrende etkin olabilir mi? Yaptığın veya başardığın herşeyi öldüğün anda kaybedeceksin. Ölümden sonra "bilinç" diye adlandırdığın şey, belki yok bile. Tekrar yaşayamayacağın için asla bilemeyeceksin."
BaYPenGuiN bir şey demedi. Ben bir şey demedim. 10 dakika boyunca bir sessizlik yaşandı. Oynamaya devam ettik ama ben sanki kopmuştum konuşmadan. 15 dakika sonra da;
"İyi akşamlar beyler, umarım tekrar görüşürüz"
…
BaYPenGuiN; "İyi akşamlar."
Tam konsola exit yazarken konuşmaya başladı tekrardan;
BaYPenGuiN; "Off ne zor işmiş amk ya, iki kişi olmak."
"?"
granulkahve oyundan çıkmıştı. Ama ne chatte bir mesaj çıkmıştı ne de bir şey.
BaYPenGuiN; "Hassiktir batırdım mı?"
"Sabahtan beri aynı kişimiydi yani konuştuklarım?"
BaYPenGuiN; "Düzelteyim, konuştuğun."
Sonra o da oyundan çıktı. Bu sefer mesaj vardı.
Aklım almıyordu, nasıl aynı anda o kadar iyi oynayabilir. medal.tv aracılığıyla aldığım klipleri tekrar izledim ve ikisi de bayaa iyi oynuyordu. Aynı anda hareket falan etmiyorlardı ve hatta birbirlerinin mermilerini bile dodgeluyorlardı. Nasıl lan? Kesin bi iş vardı bunda.
Klipleri eski bir dostuma gösterince bana garip garip baktı. O da eski oyunculardandı ama iş güç hayat derken yavaş yavaş uzaklaşmıştı o da. Ona gösterdiğimde bana dediği şey;
"Oğlum kendi kendine konuşuyon arada bir kill çekiyon, rastgele yerlere sıkıyon chate bişeyler yazıyon. Manyakmısın amına koyim?" dedi.
Yarın terapiste gidiyorum. Galiba gerçekten aklımı kaçırıyorum. Hayatımı düzene sokmassam yine lisedeki aptal çocuk gibi olacağımdan korkuyorum. Ya da gerçekten o benimdir ve asıl beni bastırıyorumdur. Acaba akıl hastalığı denen bir şey yok mu? Gerçek ben aslında bumuyum? Belki de sadece kendimi kabullenmem gerekiyor. Yarın sizi bilgilendiririm. İyi akşamlar.
Etiketler: