Hapşuruk üzerine

hapşuruk üzerine

Kamerundaki çamur cepleri beni taştan bir hurma yaptı. Her yere koştur koştur tamirat çantam evde kaldı. Nerededir bu helva yüzeyi gibi pürüzlü şeylerin müzesi. Bir tek ben miyim bu tavşanların, kuzuların çayırı çimeni. Yüreğimi tavana çarptırıyor. Kanı duvara sıvıyor. Bu ölü gergedan tekneleri. Ben bir közde patlıcanım sar yufkaya ye beni.
Tavuk şişi de koy salatayla göm beni. Sonra uyuyakalma, gece dinle komşu kızının seslerini. O da biliyor uçuşacak sinekler sokarsan deliğe iğneyi. Sevmek haktır hatırla, eyleme benim gönlümü sensiz. Tokalar yetmez saçının teline bırakma beni dertsiz kedersiz. Biraz daha sabret yakında doğar gün. Kavuşursun ketenden pamuk gerdana. Ah, akşam olunca da seller doluşur hindistana, o an küvezde bebek gibi ağlarım düşerim ahır damından kabristana. Gelir zabıtalar gelir ama alamaz sivri biberlerimi elimden. Ben bir kalem gibi keskinim. Kağıt gibi inceyim. Eşek gibi inatçıyım. Savuştururum o haşereleri tezgahımdan. Sen de onlar gibi kusar durursun bana namert cilvelerini. Kimsin ki sanarsın ben bir monolitim beklerim sessizce. Bir bakarsın gelirim taşırırım cezvendeki kahveni hissizzce. Özetlemek gerekirse
Teyzene benden selam söyle, kızma bana yemek söyle. Seninleyim unutma gel beni mutlu eyle.

Etiketler:

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

4797 Toplam Flood
5584 Toplam Yorum
3456 Toplam Üye
50 Son 24 Saatte Flood

Kod e‑postana gönderildi. (24 saat geçerli)