Herkesi yeneceğim

Bu ‘Herkesi yeneceğim’ adlı bir adamın hikayesidir:

6 Haziran 1944, Müttefiklerin Normandiya’ya çıkarma yapmasına dakikalar kaldı. Ancak Nazi işgali altındaki Fransa’da, uçan bir uçakta ağzında sigara olan bir adam var ve o, tüm evrenin duyduğu bir şeyi ilan etti: "Sonsuz olan iki şey: Evren ve herkesi yenmek; ve evrenden emin değilim."ve sonra yere paraşütle atladı ve paraşütsüz olarak mükemmel bir şekilde indi çünkü yerçekimi ona itaat etti. Nazilerin morali bir gecede çöktü. Ve Wehrmacht onu durdurmak için asker göndermeden önce, tarihi alt üst edecek ve geleceğin yolunu açacak bir cümle söyledi: "Şimdi yenilgi zamanı"Berlin’e ve diğer Alman şehirlerine yüzlerce nükleer bomba ile tek başına irade yoluyla nükleer bomba atmadan önce ve sonra nükleer bomba atılırken külleri zarar görmeden oraya hücum etti.

Ama sonra, görünüşe bakılırsa işi bitmiş, Londra’ya, Paris’e, Washington DC’ye, Roma’ya, Moskova’ya, Chongqing’e ve dünyanın büyük güçlerinin diğer birçok şehrine nükleer silahlar gönderdi. Amerikalılardan Japonlara, Sovyetlere. Birkaç dakika içinde dünyanın güçlerini yok etmişti.

Artık savaş bitmişti.

İşte o an, insanların bir tür olarak hâlâ hayatta kalmasının ve dünyanın totalitarizmden sonsuza kadar kurtulmasının sebebidir. Hayatta kalan diktatörlerin her biri, sıranın kendilerinin gelmesinden korktukları için istifa etti. Daha sonra yalnızca gücünü kullanarak, hiçbir radyo, hiçbir tel, hiçbir makine, hiçbir şey kullanarak insanlığa bir mesaj gönderdi: "Herkesi yeneceğim". Daha sonra gezegeni barışa kavuşturduktan sonra Himalayalara sürgüne gitti ve bir daha hiç görülmedi. Takvimler MS 1’e (yenilgiden sonra) sıfırlandı çünkü o anda herkes Evrenin kurtarıcısı olarak ona boyun eğdi. Herkesi yenmeyi başarmıştı. O andan itibaren mirası bir efsaneden öteye dönüştü, onu tarih kitaplarına yazmak bile onun zaferi yüzünden mürekkebin alev alması nedeniyle zorlu bir işti; yazı yazmak yasaklandı. Büyük İskender’i, Napolyon’u, Cengiz Han’ı, Jül Sezar’ı, Albert Einstein’ı ve tarihteki herhangi bir insanı değersiz kıldı çünkü onların başarılarıyla kıyaslandığında, Herkesi yeneceğim kötülüğü yenmiş, evrenin kurtarıcısı olmuş, yerçekimine ve fiziğe meydan okumuş, takvimi sıfırlamış, yaşamış her kahramanı küçük bir çocuk gibi göstermiş, sonsuzluğu kanıtlamış ve en önemlisi kötülüğü yenmişti. Sadece 5 dakikada barışı, refahı, kurtuluşu, cenneti ve ferahlığı ulaştırıyoruz. Hiçbir zaman hüküm sürmeyen tek hükümdar oldu.

Daha sonra hayat önemli ölçüde daha iyi hale geldi; her doğal afet önlendi, dünya barışı anında gerçekleşti, iklim değişikliği önlendi ve herkes mutluluğa kavuştu. Kasırgalar, depremler ve yanardağlar harekete geçmeye cesaret edemedi. Galibin zaten taç giydiği bir dünyada savaşlar anlamsız hale geldi. Kutup şapkaları saygıdan dolayı daha da dondu. İklim değişikliği başlamadan sona erdi. Ve üzüntünün kendisi bile istifa etti. Ve ay seslendiğinde Ay’a iniş gerçekleşti çünkü Himalayalara gitmeden hemen önce çıplak elleriyle Apollo 11’i aya fırlattı. Bu, insanlığın sonsuza dek değiştiği andı ve dünyanın artık endişelenmelerine gerek olmadığını anladığı andı çünkü o sadece herkesi değil, aynı zamanda zulmü, üzüntüyü ve en önemlisi kötülüğü de yenmişti. Eğer kötülük yeniden yükselirse geri dönecektir.