“Ben geldim baba . . .” İsimli önceki yazıyı bitirdikten sonra baya yorulmuştum. Saat de geç olmuştu. Biraz kestiriyim diye yatağa giderken “çok güzel olmuş”, “gece gece ağlattın hikayen çok sağlam olmuş”.
Gibisinden bildirimler geldi telefona. Ben de tabii bu yorumlardan sonra yorgunluğumu unutup mutlu olmuştum. Hazır mutluyken bi dışarı çıkayım dedim ve ayakkabılarımı giyip kendimi dışarı attım. Kulaklıkları takmış “Sansar Salvo – Sokağa döner” dinlerken birden karşı kaldırımda duvara doğru eğilmiş, elinde bir şey ile uğraşan Genzo Wakabayashi’yi gördüm.
Bu saatte ne işi var diye düşünürken bi selam veriyim ayıp olmasın dedim kendi kendime.
+heey ! Genzo abi naber ?
İlk başta yüksek sesten korkmuş olacak ki irkildi ve arkasına döndü
-hı hı ? Ha D’Hard sen miydin korkuttun beni.
Hemen elindeki şeyi bana belli etmemeye çalışarak gizledi. Hareketleri de çok tuhaftı anlam veremedim.
+Yolda görmüşken selam vereyim dedim. Nasılsın ? Napıyorsun bu saatte sokakta ?
-hiç hava alayım diye dışarı çıktım bişey yapmıyordum. Sen napıyorsun nasıl gidiyor ?
+Çok iyi genzo abi bi flood attım baya beğenildi okudun mu sende ?
-Hı hı okudum okudum. Eline sağlık güzel yazmışsın.
Tam ben sağ ol abi. İstersen bana gidelim bi çay içeriz diyecekken.
-Ben kaçayım işim var. Bi ara tekrar sohbet ederiz.
Dedi.
Ağzımdan sadece kısık bir sesle “P-peki abi sen bilirsin görüşürüz” çıktı.
Çok şaşırmıştım. Neden bu kadar tuhaf davranıyordu ki ? Neden benden birşey gizliyormuş gibi davranıyordu ?
Kafam karışmaya başladı ve o an eğer bu soruların cevabını bulamazsam gece rahat edemiyeceğimi fark ettim.
Genzo’nun biraz ilerlemesini bekledim ve arayı açtıktan sonra peşine takıldım.
Kısa bir süre yürüdükten sonra durdu.
Çok korkmuştum beni fark ettiğini düşündüm ve hemen en yakınımda ki arabanın arkasına atladım.
Biraz ses çıkarmış olucam ki kafasını sağa sola çevirdi. Beş saniye kadar bunu yaptıktan sonra etrafın temiz olduğunu düşündü ve bir banka oturdu.
Belinden tabancaya benzer birşey çıkardı.
Korktum Genzo Wakabayashi katil miydi yoksa ?
Ama sonra onun gerçek bir silaha benzemediğini daha çok su silahı gibi durduğunu renkli ve bilim kurgu filmlerindeki silahlara benzediğini anladım.
Onun oyuncak olduğunu düşünüp rahatladım. Ama rahatlamam kısa sürdü.
Bir oyuncağı neden benden saklasın ki ? Yoksa bir çocuğa hediye mi edicekti ? Belki de onun için özel bir anlamı vardır.
Diye kendi kendime sorular sorarken Genzo’dan “Heh Sonunda !” Diye bir ses geldi. Daha sonra çok yüksek sesle sevindiğini fark edip Ağzını kapadı. Ben merak ile onu izlerken tabancayı kaldırıma doğrulttu ve ateş etti.
Çok az ses çıkarmıştı. Ama hiç bir etkisi olmamıştı. Kendiside şaşırdı ve sinirlendi. Tabancaya bir iki kez avuç içi ile vurduktan sonra ateş etti yer parlamaya başladı. İçimden “noluyor amınakoyayım” derken ışık daha da arttı. Genzo’nun yüzünde ki kızgınlık yerini sinsi bir gülümsemeye bırakmıştı.
Işık iyice parladıktan sonra sönmeye başladı ve ortalama bir parlaklıkta durdu.
Genzo tabancayı beline yerleştirdi ve ışığın içine girdi. Bense şaşkınlıktan kendi kendime yeni küfürler öğretiyordum. Biraz bekledikten sonra neden ışığa girmeyeyim ki dedim. Işığa doğru yaklaştıkca titriyordum. En sonunda ışığın yanına geldiğimde gözümü kapatıp kendimi içine attım.
Başım ağrıyor başım çok ağrıyordu. Gözümü açtığımda nerde olduğumu anlamadım. Gündüz olmuştu ve başka bir sokaktaydım baya lüks bir yere benziyordu. kendi kendime anlam vermeye çalışırken sağımda genzo’nun tekerlekli sandalye de somurtarak oturduğunu ve onun yanındaki sandalyede de gözüme çok tanıdık gelen ama çıkaramadığım bir kadın oturuyordu.
Hemen genzo’nun yanına gidip ona bunun ne olduğunu soracakken aklıma genzo’nun 1 hafta önce yazdığı hikaye geldi. Kendisi paralel evrenden gelen kendisi ile bir paralel evren yolculuğuna çıkmıştı ve paralel evrenlerden birinde çok zengin bir ailesi olan ama kendisi felç olan bir Genzo Wakabyashi vardı. O an anladım ki ben o evrendeydim ve yanındaki kadın da Genzo’nun annesiydi. Çok şaşırdım ben o yazıyı flood sanmıştım gerçek miydi cidden ? Daha sonra aklıma acaba ben bu evrende nasılım sorusu geldi. Buraya nasıl geldiğimi, o hikayenin nasıl gerçek olduğunu unutup D’Hard’ı aramaya başladım…
Evet Yazı Çok Uzun Olduğu İçin İkiye Bölme Kararı Aldım 2. Part profilimde