9. sınıfta birtakım sorunlarım vardı. insanlarla konuşmak isterdim, söyleyeceğim şeyler içimde kalırdı, heyecanlanırdım. yalnız kaldım. aileme de pek belli etmek istemedim, anlayışlı insanlar ama yardımcı olamazlardı. psikiyatriste zaten gidemezdim msü işi yanardı. her gün “yarın benim günüm olacak, değişeceğim” diyordum. ama hiçbir zaman buna cesaret edemedim. zaten bir süre sonra işin cılkı çıktığından plan yapmamaya başladım. bir süre sonra yalnızlıktan bir şey yapamadığımdan bilgisayar ve telefon bağımlısı oldum. belki de dopamin mevzusu doğru olduğundan 4 senedir bağımlıyım. 9. sınıfın başında, 2019 yılının sonlarına doğru twitch’e sardım. biraz izledikten sonra jahrein ile tanıştım. her akşamımı onunla geçirir oldum. okuldan eve koşarak gelirdim. sabahları kalkamazken artık kalkmak için bir sebebim vardı. hani sevdiğiniz kız ile konuşmaya başlarsınız ve güne başlamınız için çok biri sebebiniz olmuş olur, aynısı benim için de geçerliydi. oynadığı oyunlar, yaptığı espriler, konuştuğu konular ve en önemlisi de chat’ındaki mükemmel insanlar beni cezbetmişti. bir aya yakın bir süre onu izledikten sonra yılın son günü bir anda beynime bir düşünce akın etti. “benim hayatımda bir senedir hiçbir şey değişmiyor. ne kadar ezik ve psikolojisi kötü bir insan haline geldim. sosyal insanları kıskanıyorum, hatta kıskançlığım nefrete dönüşüyor. gece yatmadan önce onları nasıl kesip biçtiğimi hayal ediyorum. benim halim ne olacak? acaba psikiyatriste mi gitsem?” diye düşünüp duruyordum. bir süre sonra acıklı acıklı ağlamaya başladım. yüreğim ağzıma gelmeye, karnım ağrımaya, titremeye başladığım anda bildirim geldi, jahrein yayın açmıştı. yılbaşı kutlaması diyordu. üç saat boyunca berlin’de sevgilisi ve köpeği ile birlikte havai fişek patlatmasını seyrettim. adeta tüm dertlerimden kurtulmuştum. chat’taki herkes beni anlayordu, hem orada konuşabileceğim kızlar da vardı. en az chat kadar etkili bir etmen olan jahrein de beni anlıyordu, kafamız uyuşuyordu. işte o an anladım, benim gerçek kurtuluşum jahrein’di. her gün onu izledim. tek hayat amacım oydu. zannediyorum ki bağışlarımdan benim nasıl bir insan olduğumu anlamıştı ve bazen beni eğlendirmek için bazı hareketler yapıyordu. işte arkadaşlar benim koca 4 senem böyle geçti, 12. sınıfa geldim. her yılbaşında onu izledim. kaç bin liralar bağış attım. umarım ben düzelene kadar yayınlarına ara vermeyecektir. eski kötü günlere dönmek istemiyorum