Tabi durum tam tersi de olabilir. Yani yaşam Dünya’ya Venüs’ten bulaşmış olabilir. Venüs, küresel ısınma felaketine uğramadan önce Dünya benzeri bir gezegendi. Venüs’te yaşam Dünya’dan önce (belki bir milyar yıl önce) başlamış olabilir. Daha sonra Dünya’ya taşınmıştır. Bu sırada Venüs cehennem benzeri bir ortama dönüşmüş, üzerindeki yaşam sona ermiş, ancak bazı bakteriler bir şekilde atmosferin uygun katmanlarında yaşama tutunmayı başarmış olabilir. Eğer Venüs’te bir yaşam varsa ve bu yaşam Dünya’dan bulaşmamışsa, o zaman yaşamın ortaya çıkışı ile ilgili çok temel bilgilere ulaşacağız. Yaşam denen büyüleyici olayın bir başka örneğini göreceğiz. Yaşamın temel molekülleri ve süreçleri, Dünya’da bildiğimizin dışında başka türlü şekillenmiş olabilir.
Belki de DNA yerine başka bir molekül bulunacak. Belki de proteinler ve enzimler bütünüyle farklı bir mekanizmayla çalışıyor olacak. Her durumda yaşamın kökeni ve temel mekanizmalarını incelemek için olağanüstü bir fırsatımız doğacak. Venüs bizim için büyük bir laboratuvara dönüşecek. Bu laboratuvarın bilim insanları için paha biçilemez bir değeri olacak.
Venüs’te yaşamın bulunması, bu yaşam ilkel bakteri seviyesinde bile olsa evrende yalnız olmadığımızı bize gösterecektir. Bugüne kadar Dünya dışında bir yerde yaşamın varlığına dair hiçbir kanıt bulunamamıştır. Asto-biyologlar, Dünya Dışı Yaşam Araştırmacıları (SETI), kimyacılar ve düşünürler bu konuDevamını oku
Venüs’te yaşamın bulunması, bu yaşam ilkel bakteri seviyesinde bile olsa evrende yalnız olmadığımızı bize gösterecektir.
Bugüne kadar Dünya dışında bir yerde yaşamın varlığına dair hiçbir kanıt bulunamamıştır. Asto-biyologlar, Dünya Dışı Yaşam Araştırmacıları (SETI), kimyacılar ve düşünürler bu konuya kafa patlatmışlar, çeşitli araştırmalar yapmışlardır. Güneş Sistemi içindeki gök cisimleri olan gezegenler, asteroitler, kuyruklu yıldızlar ve uydulara sondalar, uzay araçları, yapay uydular gönderilmiş, ışık tayfları incelenmiş ve çeşitli spekülasyonlar yapılmış, modeller geliştirilmiş, hipotezler geliştirilmiştir. Ayrıca yakın ve uzak yıldız sistemlerinde teleskoplarla çeşitli incelemeler yapılmış ve başka yıldızların etrafında dönen birçok öte-gezegen (ekzoplanet) keşfedilmiştir. Bütün bu taramalar da henüz sonuç vermemiştir. Venüs’te yaşamın bulunması, bu yaşam ilkel bakteri seviyesinde bile olsa evrende yalnız olmadığımızı bize gösterecektir.
Daha az görDrake Denklemi adı verilen ve evrende iletişim kurabileceğimiz uygarlıkların sayısını tahmin etmeye çalışan ünlü bir denklem vardır. Bu denklem, çeşitli olasılıkların çarpımından ibarettir. Sorun şu ki biz çarpanların çoğunun değerini bilmiyoruz. Örneğin, bu denklemin faktörlerinden biri bir yıldızDevamını oku
Drake Denklemi adı verilen ve evrende iletişim kurabileceğimiz uygarlıkların sayısını tahmin etmeye çalışan ünlü bir denklem vardır. Bu denklem, çeşitli olasılıkların çarpımından ibarettir. Sorun şu ki biz çarpanların çoğunun değerini bilmiyoruz. Örneğin, bu denklemin faktörlerinden biri bir yıldız sisteminde yaşanabilir gezegenlerin oranını, diğeri de bu gezegen üzerinde yaşamın gelişmiş olması olasılığını verir. Venüs’te yaşamın bulunması bu iki faktörün değerini arttıracaktır. Böylece galakside ya da tüm evrende üzerinde yaşam bulunan gezegen sayısı da önemli biçimde artmış olacaktır.
Daha az görVenüs’teki yaşam Dünya’dan bulaşmış olabilir. Venüs’teki yaşam Dünya’dan bulaşmış olabilir. Bilim insanları uzun süredir bakteri sporlarının göktaşları üzerinde bir gezegenden ötekine taşınabileceğini düşünüyorlar. Eğer, Venüs’teki yaşam Dünya kaynaklı ise bu hipotez doğrulanmış olacak.
Venüs’teki yaşam Dünya’dan bulaşmış olabilir.
Daha az görVenüs’teki yaşam Dünya’dan bulaşmış olabilir. Bilim insanları uzun süredir bakteri sporlarının göktaşları üzerinde bir gezegenden ötekine taşınabileceğini düşünüyorlar. Eğer, Venüs’teki yaşam Dünya kaynaklı ise bu hipotez doğrulanmış olacak.