Beni bilen bilir. Adım Ahmet ve üniversite son sınıfta bilgisayar mühendisliği okuyorum ve sınıfta bir elin parmağını geçmeyecek sayıda kız var. Artık bu sene yine yalnız şekilde eğitim öğretim bitti bitecek derken kızlar bir atılım yapmaya karar verdim. Rezil olsam veya küçük duruma düşsem umrumda olmayacaktı sonuçta buradaki kimseyi bir daha görmeyecektim. Sınıftaki kızları değerlendirdikten sonra Pelin ismindeki kızı gözüme kestirdim. Okul çıkışı gizlice peşine takıldım ve uygun zamanı kolladım. Adeta avını gizlice takip eden bir çita gibiydim. Pelin arkadaş grubundan ayrıldıktan kısa bir süre sonra hızlıca yaklaşıp ensesine dokundum ve arkasını dönmeden buranın yabancısı olduğumu ve yer soracağımı söylerken göz göze geldik. Haliyle şaşırmıştı ve bende plan doğrultusunda şaşırmış gibi yaptım. Aynı sınıfta olmamıza rağmen hakkımda hiçbir şey bilmiyordu. Bu benim şansımdı onun gözünde beyaz bir tuval gibiydim. O anda yapacağım davranışlar kritik bir öneme sahipti çünkü davranış ve hareketlerim onun gözünde kişiliğimi oluşturacaktı. Bense bu atılımı yapmadan önce onun hakkında öğrenebileceğim her şeyi öğrenmiştim. En sevdiği renkten tutun en sevdiği yemeğe kadar hatta evinin konumunu bile biliyordum. Ayak üstü sohbet ettikten sonra bana oraya nasıl gidebileceğimi anlattı ama anlamamış gibi yaptım. Hem ayak üstü yaptığımız sohbetten dolayı hem de belki de beni biraz merak ettiği için oraya götürmeyi teklif etti. Avım tuzağa düşmüştü. Yolda sanki sevdiğimiz şeyler aynıymış, ruh ikiziymişiz gibi davrandım. Sırf sevdiği için burçlar hakkındaki şeyleri en derinine kadar öğrendim. En sonunda noktaya varıp dağıldığımızda her şey iyi gidiyordu. Beni getirmesini istediğim yer neresi miydi? Bilmiyorum rastgele bir apartmanın önü. Haritadan o civarlarda bulunup tarif edilmesi en zor konumu seçmiştim. Sabah üniversitede özellikle karşılaşmak için özellikle gayret ettim ve başardım. Arkadaş grubuyla beraber tam karşımda benim olduğum tarafa geliyordu. Yan yana geçerken ona bakarak gülümsedim ve arkamda kaldığında arkadaşlarının kısık çığlığını duydum. Baş başa kalmak için her fırsatı değerlendiriyor ve kızla giderek daha yakınlaşıyordum. Artık sonunda tam vaktinin geldiğini düşündüğüm an onu evime davet ettim. Kabul etti. Sevgili yapmanın aslında ne kadar kolay olduğunu anladıktan sonra hayallerim yıkılmadı desem yalan olur. Sonunda vakit geldi ve evde baş başa kalmıştık. Yavaş yavaş dudaklarımız birbirine kavuşmak üzereyken kulağımda giderek artan bir ses duymaya başladım. Ne olduğunu anlayamadan gözlerimi açtım. Meğer her şey bir rüyaymış. Korkuyordum, adeta dünyam yıkılmıştı. Daha olayları sindiremeden yatakta yan taraftan bir çift kol gelerek bana arkadan sarıldı .”Geçti canım”. O an sakinleşmeye başladım ve dönüp Mahmut’a sarıldım.
Paylaş