sinekler

Sineklerden nefret ederim. Tüm ruhumla onlardan nefret ediyorum. Ne zaman bir sinek görsem kendimi öldürmek istiyorum. Bu gezegene hiçbir katkıları yok. Sinekler, yeryüzünde yürüyen en iğrenç yaratıklardır. Aslında dünyaya hiç dokunmamaları dışında. Neden? Niye? Çünkü ayakları her zaman bok içindedir. Beni doğru duydun. Bok. Sinekler, dumanı tüten, kokan bir bok yığını görecek ve “hmm, inmek için iyi bir yer gibi görünüyor” diye düşüneceklerdir. Vizyonları bir kaleydoskop olduğu için boku görebilmelerine bile şaşırdım. İki düz çizgide bile göremediğin kadar aptal bir pislik olduğunu hayal et. Belki de bu yüzden yanlarında AÇIK PENCERE olduğunda odadan hiç çıkmıyorlar. Hayır, istedikleri yere inerler ve pisliklerini o yüzeye de yayarlar. Ve yere indiklerinde, bacaklarında zaten yeterince pislik olmaması ihtimaline karşı etkinin mevcut olduğundan emin olmak için sıçarlar. Ve sonra ön bacaklarını dolambaçlı küçük pislikler gibi birbirine sürtüyorlar. Sanki bir şeyler planlıyorlar. Sana bunu söylememe izin ver; hiçbir şey planlamıyorlar. Beyinleri, seks yapmak, pisliğimi etrafa yaymak ve belki de sık sık yemek yemek dışındaki düşünceler için çok küçük. O küçük piçlerin beyinleri 250 mikrometre çapında. Hiç bir mikrometre duydun mu? Muhtemelen hayır, çünkü sadece bir sineğin beyninin boyutunu ölçmek için kullanılıyor. Her neyse, dalıyorum. Sanki bir planları varmış gibi o bacakları birbirine sürtmek aslında onları temizlemektir. Bu pislikler o kadar kirli ki kendilerini temizlemeleri gerekiyor ya da düzgün hareket etme yeteneklerini kaybediyorlar. TLDR; Sikeyim sinekler. Sineklerden nefret ederim.