Şahan Gökbakar’ı dün Güngören’de bir markette gördüm. Onunla şahsen tanışmanın ne kadar heyecan verici olduğunu söyledim, ve onu rahatsız etmemek için onunla fotoğraf çekilmek istemediğimi söyledim.
Şahan, “Şimdi ettiğin gibi mi?” dedi.
Şaşırdım ve tek söyleyebildiğim şey “Ha?” oldu. Ama benim sözümü kesti ve elini yüzümün önünde kapatarak “Ha? Ha? Ha?” diye bağırmaya başladı. Alışverişime devam etmeye karar verdim ve ben ondan uzaklaşırken kıkırdadığını duydum. Kasaya geldiğimde, Şahan Gökbakar’ı cebinde 20 kadar eti karam ile para vermeden kapıdan çıkmaya çalıştığını gördüm.
Tezgahtaki kız bu konuda çok profesyoneldi ve “Beyefendi, önce onların parasını ödemeniz gerekiyor” dedi. Şahan Gökbakar ilk önce yorgunmuş gibi davrandı ve onu duymazlıktan geldi ama sonunda geri döndü ve onları tezgaha getirdi.
Kasadaki kız karamlardan birini alıp üst üste taramaya başladığında, onu durdurdu ve “Herhangi bir elektrik müdafalahatesini önlemek için” her birini ayrı ayrı taratmasını söyledi ve sonra bana doğru dönüp göz kırptı. Öyle bir kelime olmadığını düşünüyorum. Kasiyerci karamları tek tek tarayıp poşete koydu ve tam fiyatı okumaya başlamışken, Şahan yüksek bir sesle esneyerek onun sözünü kesmeye devam etti.