İş çıkışı bir daha siksen gitmeyeceğim bir semtin otobüsüne atladım. Kendimi cool hissettiğim nadir günlerden biriydi bugün. Deri ceketim, güneş gözlüğüm ve taranmış saçlarımla tüm gözlerin üzerimde olduğunu farkediyordum.
Yaşıtım olan genç kızların kendi aralarında bile beni işaret ederek gülümsediklerine denk geldim. Götüm adeta tavan olmuştu beyler. Bir an için rockstar olduğumu düşündüm. İneceğim durağa varınca yavaşça yerimden kalktım. Kapıya doğru yürüdüm koridorda. “İnecek var” diye seslenecektim ki saatlerdir konuşmadığım için olsa gerek , sesim adeta gotumden çıktı. Şu uçan dinozorlar olur ya kanatlı; hah işte onların ciyaklamasi gibi çıktı amk sesi boğazımdan. Neyse ki hemen farkına varınca sustum.
Yarağı yemistim beyler. Havam sönmüştü, karizmayı cizdirmistim. Şoför “buyur kardeşim” diye seslendi dikiz aynasindan. Ben de işaret dili ile burada inmek istediğimi belirten hareketler yapmaya başladım. Bildiğin sağır taklidi yaptım amk. Zaten ülkede işaret dilini bilen 5 kişi var. Kimse yaptığım o el hareketlerinin anlamını sorgulamadı bile.
Şoför ” burada mı ineceksin kardeşim” dediğinde başımı sallayarak onayladım. Etrafımdaki herkesin suratında bir acıma ifadesi oluşmaya başladı. O bakıştığımız genç kızları yavru bir köpeğe bakar gibi bakıyordu. Yaşlı teyzeler bir şeye ihtiyacım olup olmadığını soruyor. Ben de işaret dili ile karşılık veriyordum. Bunlar hep yalnızlıktan işte amk. Birileriyle konuşsaydim bu duruma düşmezdim :/