Defalarca kez anlatsamda her zamanki gbi kendimi tanıtarak başlayacağım.Asosyal,kimseyle zaman geçirmeyen biriyim.İnsanlarla gerekmedikçe konuşman ve iletişim kurmam.Benim hayatım zevk aldığım fiillerden ibarettir.Ve bu fiiller insani duygular ve zevklerden yoksun olduğu için ben de biraz ucube biriyimdir.Kendi anne ve babamın sevgisini hissetmez ve onlar karşı herhangi bir sevgi beslemem.Çünkü doğmayı ben seçmedi dolasıyla bana bakmak ve beni büyütmekle yükümlü olmaları onlara karşı sevgi beslemem gerektiği anlamına gelmez.Bu yüzden istesem de insanlarla iletişim kuramam.Lâkin tanıştığım bir kız bu düşüncelerimi tamamen değiştirmişti.Lisede sınav vakti olunca okulun tüm sınıfları karışırdı.Ben de bilmediğim bir sınıfta sınava girecektim.Teneffüslerde boş boş bakınıp sınavlarda çıkabilecek yerleri düşünüyordum.Önümde sınıftan bir kızın arkadaşıyla konuştuğumu farkedince aynı sınıfı paylaştığım şahsiyet bana konuştuğu arkadaşı tanıttı.Kızı ilk gördüğümde farklı olduğunu anlamıştım.Çok sıcakkanlı ve iyi kalpli biri olduğunu anlayabiliyordum.Daha görür görmez bende farklı tanımlayamacağım duygular uyandırmıştı.Normalde insanlarla konuşurken cümlelerim 4-5 kelimeyi aşmaz.Her zaman kısa ve öz olurdu çünkü insanlar benim uzun cümlelerimi haketmezlerdi.Basit varlıklara basit cümleler mübahtır.Oysaki bu kıza karşı gayet fazla şekilde betimlemeler ve konuşmamı güçlendirecek anlatım yöntemleri kullanıyor ve bunlardan zevk alıyordum.Kızla tek konuşma zamanım sınav zamanı olduğu ve pekte kim olursa olsun insanlarla konuşmaya pek hevesli olmadığım için muhabbetimiz çok nadiren olurdu.Her gün kitap okurum ve neredeyse iki kitaplığı dolduracak kadar kitap okuduğum söylenebilir.Bunu öğrenen kız bana daha önce hiçbir insan yapmadığı ve yapsa bile o zaman ki kadar içimde sevinç uyandırmayacak kadar bir eylemde bulundu.Bana kitap ödünç vermişti hatta en sevdiğim konu olan Antik Yunan mitolojisi hakkındaydı.Biliyorum size basit geliyor olabilir ancak benim gibi insanlardan soyutlamış biri olarak harika bir detaydı.Kitabı büyük şevkle okudum.500 sayfalık kitabı neredeyse her sayfayı ezberliyecek şekilde 2 günde bitirdim.Kitabı geri vermeye ve konuşmayo devam ettirerek çıkma teklifinde bulunacaktım.Kitabı geri vermiştim ve çıkma teklifimi ne kadar acınası söylemiş olduğum halde bile kabul etmişti.Kendisiyle beraber yemek yemeye ve kitap almaya gidicektik.Kitap alma bahanesiyle çıkma teklifi etmiştim zaten.Ama ikimizde bunun bahane olduğundan haberdardık.Buluşma günü Rönesans devrindeki tablolardaki gibi düşeşler veya kontesler benzer şekilde göz alıcı ve şaşalı giyinmişti.Gözlermi resmen onun üzerinden alamıyordum.Zarafetin kelime anlamı gibiydi.Ufak bir selamlaşmadan sonra utancımdan sadece “Kitap almaya gidelim.” diyebildim.Kitaplarla kafamı dağıtıcak ve umduğum gibi güzelliğine karşı kendimi tutabilecektim.Kitapçıya girer girmez hemen reyonlara göz attım.Çoğunu okuduğum için ilgimi çeken bir kitap yoktu.Kız da arkada beni süzüyordu.O sırada kitapçının tam ortasında parlayan bir kitap yığını vardı hatta öyle bir parlıyordu ki yanımdaki kızdan bile çok ilgimi çekmişti.Hemen oraya gidip bir kitap aldım.Kitabı alıp kıza büyük bir hevesle anlattım.Kitap Recep Tayyip Erdoğan’ın “Daha iyi bir dünya mümkün” kitabıydı.Kızı boşverip hemen kasaya almaya yöneldim.Kıtabı alıp arkama baktığımda kız bir şey söylemeden gitmişti.Nedenini hâlâ anlamıyorum.Whatsapp uygulamasından engellemiş ve ne zaman okulda konuşmaya çalışsam beni umursamıyordu.Geceleri uyumadan ve banyodan önce düşlediğim tüm hayallerim geçmişteki hayallerime sahip olan o lanet suya düşmüştü.Kendime gelemedim ve neredeyse tüm sınavlardan zeki olmama rağmen yüksek not alamadım.Bu olay benim insanlara bir daha açılmamam ve gerektiğinden fazla değer vermemem gerektiğini gösteren bir dersti ve ben derslerime çok iyi çalışırım.
Paylaş