Tavşan bir gün ormanda dolaşıyor, gezerken de çekirgeye rastlıyor. Çekirge de ormanın piçi, her türlü haber bu ibnede. Tavşana diyor ki aslan baba ormanda 200 yıllık çınar ağacının altına kerhane yapmış. Tavşan, çekirge kardeşim bizim ne işimiz olur aslanla kerhaneyle demiş yoluna devam etmiş, etmiş ama aklına da kurt düşmüş. Bir iki saat boş boş gezip dolaşıp çakallarla kapıştıktan sonra demiş ki ben bir gideyim aslanın mekanını ziyaret edeyim, hayırlı olsun diyeyim.
Girmiş mekana selamınaleyküm aleykümselam, aslan abi hayırlı olsun, güzel mekan yapmışsın demiş, aslan da eyvallah güzel tavşan kardeşim benim, gel sana bir kıyak yapacağım demiş. Tavşan zaten siki kaldırmış, hemen göz atmaya başlamış kimi siksem diye. Bakmış bir tarafta gergedan, fil, zürafa. Demiş bende bunları sikecek yarrak yok. Dönmüş diğer tarafa, ağustos böceği, tırtıl, kelebek. Ben bunları siksem elimde kalır, öldürürüm demiş, sonra gözü yılana ilişmiş, demiş aslan abi ben bu yılanı alayım. Aslan da dönmüş yılana demiş ki, tavşan kardeşime iyi muamele et, kırarım kemiklerini.
Tavşan almış yılanı, götürmüş çınar ağacının derinliklerine. Mor ışıklar, leopar desenli yatak örtüsü filan her şey tamam. Çıkarmış malafatı, gel demiş yılana. Yılanın da karnı aç, amına koduğumun aslanı köle gibi çalıştırıyor, günde bir öğün yemek veriyor. Demiş ben bu tavşanı yerim, tek seferde yutmuş tavşanı. Sonra düşünmüş, bu aslan benim derimi kendine tuvalet kağıdı yapar, götünü siler, ben bu tavşanı geri çıkarayım demiş. Tavşan da neye uğradığını şaşırmış ve demiş ki
BE AMINA KODUMUN KARISI SAKSO BÖYLE Mİ ÇEKİLİR