bir kaç ay önce iş arkadaşlarımla ayak üstü süara içerken başladılar sohbete, ; o ülke manyak güzel, bu ülke şöyle gezilesi, ay ben bilmemnesine böyle bayıldım, şöyle meşhur bir yerine gittim.yok ben orada ömür billah yaşarım, harika dağları efsane bilmemneleri var ya,hayran kaldım. sessizce dinliyorum ben de, düşünüyorum içimden “ulan acaba ben nereye gittiğimde en son bunları hissettim?” “var mı böyle hissettiğim bir yer?”. sonra bıraktım düşünmeyi bunları dinliyorum . bulamadım tabi. şimdi bi düşündüm de sanki burada bedeve duruyorlar da geçmişine yandıklarım, hepsinin tuzu kuru silahlar sıkılıyor böyle,üstüne kat kat para ver , hiç biri de 5 günden fazla yanaşmayacakları ülkelere sanki oranın müridiymiş gibi hava civa sohbetler. hiç biri hayatındaki rafine lüks ve gondikledikleri adamlardan(biz de bir kaç dedikodu biliyoz yani) vazgececek karakterde değiller hala gelmiş “malezya mutfağı” “hindistan’ın tac mahali vooavvv” falan diyorlar, hadi canım ordan, eskiden şirkette doğum günü olanlara pasta yanında sarmasız olmasın diye parasını verip sarma sardıran güruh malezya mutfağı diyor, aslında ait oldukları yer burası değil de , malezyanın arka sokakları. istifanı ver malezya’ya uçak biletiniz benden. fsgdgdhjdıf
Paylaş