Not: Bu olay 3. Sınıftayken yaşandı.
Kurban bayramı yaklaşıyorken aklıma en mal bir anım geldi ve buraya da atayım dedim.
KENDİMDEN UTANIYORUM BU METNİ UTANARAK YAZIYORUM LAN BU OLAY YÜZÜNDEN UYUMADAN ÖNCE YASTIĞA YÜZÜMÜ KOYARAK BAĞIRIYORUM
Bizim akrabalarda herkesin ayrı bir siyasi görüşü var. Birisi komünist, birisi liberal, birisi muhafazakar, birisi hdp’li Aslında sadece siyasi değil abuk subuk konularda bile derin bir görüş ayrılığı yaşayabilecek bir ortam var akrabalarda. Hatta bir gün şaka maka en sevdiğimiz renkler konusunda atışmıştık. Yani o derece zıtlık var.
Durum böyle olunca çoğu zaman pardon neredeyse her zaman birbirimizin arkasından konuşuruz. Ve ben de bu konuşmalara sürekli maruz kalmışımdır. Teyzemi ziyarete gittiğinde o amcamla mutfaktaydı ve ben gizlice onları dinliyordum. Bayağı bize sövüyordu, bizden nefret ettiklerini söylüyordu. Ben buna dayanamayıp kendimi tuvalete kapatıp içten içten ağladım. Akrabalarımın bile bizi sevmemesi beni çok üzüyordu.
Bayram ziyaretleri benim için çile gibi geliyordu. Yine 3. Sınıfın yaz tatilinde kurban bayramı vardı ve ben de gitmemek için öyle bir direniyordum ki sanırım Bizanslıların İstanbul’u savunmasından daha çok savunuyordum gitmemek için. Ama ben daha veledim tabi sözüm geçer mi? Ve ama nasıl bir olay olacaktı da ebeveynlerim keşke götürmeseydik diyeceklerdi?
Neyse işte o sinirle arabaya bindim ve yol boyunca kızgındım. Arabayı park ettiğimiz yer ile halamın evi arası çok uzaktı bu yüzden de yürümek zorunda kalmıştık. Yolun üzerinde bir dondurmacı vardı ben de her çocuk gibi “DONDURMAĞAĞAĞAĞ” diye bağırdım. Tabi babam da almamak için tüm bahaneleri uyduruyordu. Ben de sinirden ağlamaya başladım ama kimin umrunda? Ne olacaktı sanki o dondurmayı alsaydı?
Vardık işte halamın evine, tüm akrabalar da orada toplanmıştı. Tanımadığım kişiler de oradaydı. Ev tıklım tıklım doluydu, oturacak yer yoktu, sandalyeler bile doluydu ve bazıları yere oturuyordu. Tabi ben hâlâ sinirliyim dondurma yüzünden. İntikamımı alabilmek için bir kıvılcıma ihtiyacım vardı ve annem de bu kıvılcımı çakacaktı. Evde sıkıldığımdan annemin telefonunu istedim, o da vermedi.
Tamammmmm, artık büyük bir patlama gerçekleşecekti. Fırtına öncesi sessizlik oluşuyordu. Ben usul usul yemeği bekliyordum. İşte yemek hazırlandı falan o kalabalık bir araya geldi. Herkes yemeğe başlarken ben de son kez anneme soruyu sordum: “veriyon mu, vermiyon mu?” Annem hayır diyince ben de bağırarak TAMAM dedim. Öfkeden enerji elde edebilseydik tüm dünyanın enerjisini karşılayabilirdim o an. Herkes bana baktı noluyor diye. Ben ise annemin olsun, babamın olsun akrabalarımın arkasından konuşulan tüm şeyleri harfi harfine söyledim. Sadece ailemin değil, duyduğum kadarıyla akrabalarımın da söylediklerini söyledim. Tabi annem yalanlamak için “aaaaa ben öyle yapar mıyım hiç” vb. Sözler söylüyordu. Ben de yalan söyleme diyordum. Konuşmam 5 dk. Falan sürdü. Konuşmam bitince babamla annem kalktı gel lan buraya diyip elimi çekip oradan ayrıldık. Arabaya beni tekmeleyerek atınca ben de ağlamaya başladım. Bu sefer de ağladığım için tokat attı. Yine sinirlendim ama bu sefer sinirlenirsem işler daha kötüye gidebilir diye sustum. İyi ki de susmuşum.
Bu olaydan sonra ceza olarak 4 yıl boyunca yaz tatilinde dışarıya çıkmadım. Ve 4 yıl boyunca akrabalarımızla konuşmadık. 4 yıl boyunca hala, amca vb. Bile demedim. Markete bile gitmedim sadece balkondan dışarıya bakabiliyordum o da 2. Katta olduğumuz için bir şey gözükmüyordu. Yaptığım hâtânın önemini 6. Sınıfta anladım.
4 yılın sonunda teyzemin kayınbabasının ölmesiyle buluştuk. O sırada bile doğru düzgün konuşmuyorduk. Günümüzde ise az da olsa konuşuyoruz. Aradan geçen 12 yıla rağmen aramız eskisi kadar iyi değil ama ziyaret ediyoruz tabi. Maalesef eskiden geçen espirili hava ortada yok.
Bunu yazdıktan sonra duygu karmaşası yaşadım. Utansam mı sevinsem mi anlayamadım. Bu olayı ilk defa paylaşıyorum ve reddite attığım ilk gönderimim. Umarım iyi bir kopyamakarna yapmışımdır. Prim kasmıyorum isteyen up atsın isteyen atmasın.