Geçen gün dershanede bir bursluluk sınavı vardı. Sınavlardan bıkmış bir halde dershaneye girdim bir sınıfa geçip beklemeye başladım. Beklerken yeni yaptığım lumberloon egiant destesini deniyordum ki takıştığımız bir hoca içeri girip optikleri dağıtmaya başladı. Hocayla bir süre bakıştıktan sonra devam etti ve ardından kitapçıkları dağıtmaya başlamıştı. Sınavın başlamasına 5 dakika kala hoca yokken yeni gelenler sınavlara başlamıştı, gördüm ama ses etmedim. Sonra hoca geldi ve onlara kızıyordu ki beni gördü. “Sen yeni değilsin neden onları uyarmadın.” diye bana çıkışmaya başlayınca ayağa kalktım ve hocaya bir el hareketiyle kes dedim. Tüm sınıf bana bakıyordu. Hoca kudurmuş bir şekilde “Senin de hakkını yiyorlar ve…” yine r el hareketi ile ile hocayı susturdum ve “Benim mi hakkımı yiyorlar haha. Benim hakkımı yemek için önce önce 40 fırın ekmek yemeleri lazım hocaa. Hepsini sınavda ipe dizebilecek üstün bir zekaya sahibim ben, öyle bir şeyin olması imkansız.” dedim. Sınıfta bir sessizlik, hoca sinirinden kıpkırmızı arkasını döndü ve sınav başlamıştır dedi, kendince havalı bir şekilde, kapıyı kapatıp çıktı. Yeni gelen kızların bakışları altında sınavımı bitirip çıkarken o hocaya bir bakış attım. Onun çığlıkları eşliğinde dershaneden çıkarken yüzümde bir gülümseme vardı
Paylaş